Gara faciası herşey gibi Boğaziçi krizini de örttü.
Ama camia haftalardır devam eden duruşunu herşeye rağmen koruyor, diğer üniversitelerde ise bazı İÜ ve İTÜ mensupları gibi bir-iki istisna dışında bir değişiklik yok.
İktidarın bu yeni emrivaki ve dayatmasına karşı, başlarına gelebilecekleri göze alarak muhalefet etme cesaretini gösterebilen akademisyenlerin sayısı da sınırlı, ama artıyor.
Üniversitelerden rektörlük düzeyinde kurumsal bir tepki gelmesini zaten hiç kimse beklemiyor. Çünkü bütün rektörler Saray kararnamesiyle o göreve getirildi ve bu yüzden seslerini çıkarabilmeleri mümkün değil.
15-20 Temmuz KHK’larından biriyle getirilen bu düzene boyun eğmiş olan üniversite senatolarının ve akademik kadroların da...
Ama ilginç olan, aynı üniversite ve akademisyenlerin, tekdüzeliği bozan Boğaziçi’nin direnişi karşısında Saray iradesine destek veren bir açıklama yapmaktan da kaçınmaları.
Nitekim bu durum iktidar medyasında da eleştirildi; “Kendini iktidara yakın olarak tanıtan akademisyenlerden neden doğru düzgün bir tavır görmüyoruz? Neden çekiniyor ve susuyorlar? Hâlâ baskı altındalar mı, korkuyorlar mı?” gibisinden sözlerle sorgulandı.
Görünen o ki, Boğaziçi olayı, son olarak ona yapılan emrivaki ve dayatma kendilerine yapıldığında teslim olup boyun eğen diğer üniversiteleri iki arada bir derede bıraktı.
Destek veremedikleri Boğaziçi’ni eleştirmeyi de kendilerine yediremiyor olmalılar.
Ne de olsa “akademik şahsiyet”leri var...
Onun için, evvelce dışarıda bir yerde Ermeni soykırımı tasarısı kabul edildiğinde veya içeride AYM barış akademisyenleri için o kararı verdiğinde “devlet refleksi”ne uygun şekilde peş peşe bildiri yayınlayan üniversiteler, sıra dışı bir duruş ortaya koyan Boğaziçi’ne karşı aynı tutumu sergileyemiyorlar.
Öğrencilere “Boğaziçili misiniz, Boğazdışılı mısınız bilmem. Biz eylem falan yapmayız. Bir gece vakti işi bitirir, ertesi gün işe gideriz” gibi “zarif” sözlerle “ayar” vermeye kalkan “ilahiyat” dekanını ise iktidar bile savunamadı.
Buna mukabil, Boğaziçi’ne yapılan emrivakinin yanlışlığını seslendirip öğrencilerin ve öğretim üyelerinin direnişine destek veren akademisyenlerin çıkışları mâkes buluyor.
Dileriz, devamı gelişerek gelir.