"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindarlar ve siyaset

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Ocak 2021, Cumartesi
Bediüzzaman, Âl-i Beyt olarak anılan Peygamber nesli hilâfete daha lâyık ve müstehak iken devlet idaresinin neden onlara nasip olmadığını kader ve hikmet cihetleriyle yorumlarken, geçerliliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek olan son derece önemli prensiplere dikkat çekiyor.

Dünya saltanatının aldatıcı olduğunu hatırlattıktan sonra, hilâfet ve saltanat makamına geçecek kişinin bu aldatıcı cazibeye kendisini kaptırıp aldanmamak için ya peygamber gibi masum veya Dört Halife, Ömer bin Abdülaziz ve Abbasî Halifesi Mehdî gibi “harikulâde bir zühd-ü kalbî” sahibi olması gerektiği gerçeğini vurguluyor. 

Tarihte “Âl-i Beyt namına” kurulan ve başarısız olan Mısır’da Fatımî, Mağribde Muvahhidîn ve İran’da Safevî devletlerini buna örnek gösterdikten sonra, dünya saltanatının Peygamber nesline yaramayacağını ve dini koruyup İslâma hizmet olan asıl vazifesini unutturacağını belirtiyor. 

Mektubat’ta dile getirilen (s. 100) bu gerçeğe, Emirdağ mektuplarından birinde de daha değişik ifadelerle tekrar dikkat çekiliyor. 

Bu mektubunda Said Nursî, “güneş gibi imanlar taşıyan bir kısım Sahabeler, onlara benzeyen mücahitler ve selef-i salihîn” dışında, “Siyasetçi, ekserce tam müttakî dindar olamaz. Tam ve hakikî dindar ve müttakî olanlar, siyasetçi olmazlar” diyor (s. 53).

Ve devamında, siyaseti asıl maksat yapanların gündeminde dinin ister istemez ikinci planda kalacağını ifade ediyor. Oysa hakikî dindar için bütün kâinatın gayesinin iman ve ibadet olduğunu, siyasetle ilginin ise ikinci üçüncü derecede ve siyaseti—eğer mümkünse—dine ve hakikate alet ve hizmetkâr kılmakla sınırlı olduğunu bildiriyor. 

Bediüzzaman, münhasıran dine hizmet için yola çıkmış insanların siyasetle ilişkisini böyle bir temele oturtarak, dini ve hizmetkârlarını politik çekişme ve mücadelelerin getireceği kirlenme ve şaibelerden uzakta tutmanın da yolunu açmakta. 

Bu temel ölçü, prensip, mesaj ve uyarılara itibar etmeyerek ve dindar kimliklerini öne çıkararak siyaset arenasına atılanlar ise, zaman içinde bu kimliklerinde çok ciddî bir erozyon yaşıyorlar...

(AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım seçimine sayılı günler kala, 22 Ekim 2002 tarihinde bu köşede yayınlanan yazımızdan bir bölüm.) 

Okunma Sayısı: 5038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsmail Atak Cebecili

    16.1.2021 08:19:51

    Risale-i Nur'da yazılanların günümüze getirilmesi, yaşadıklarımıza uygulanması, sıkıntı çıktığında, ancak Meşveretle olur, doğru; meşveretle bulunur. İndî düşünceler, inatlar, ancak, ferdî kalır, dayatmadan ileri gidemez, istibdat anlayışının dışa vurumu olarak anlaşılmalıdır.

  • İsmail Atak Cebecili

    16.1.2021 08:16:23

    YENİASYA'da ve Başyazarının yazısı altında AKP lehine yorum yapabilme fırsatı, Nurcuların ve Nurların hürriyetçi bakışı ile mümkün olmaktadır.

  • M. Ali KAYA

    9.1.2021 22:03:23

    Demokrat zihniyete sahip olmayanlar Hürriyet ve Demokrasiye hizmet etmezler. Bunu 19 yıllık AKP iktidarı ile gördük, yaşadık. Bu sebeplerle Bediüzzaman'ın siyaseti Nurcuları ve dindarları Siyasetten uzak tutmak değil, siyaseten Demokratlara destek olmak ve "Nokta-i istinat" olmayı tavsiye etmiştir. Topluma, siyasetçilere ve dindarlara İslamın siyaset dersini vermektir. Bediüzzaman "Beyanat ve Tenvirler" isimli eserinde bunları anlatmaktadır. Bizim de görevimiz siyasetten uzak durun demek yerine "Bediüzzaman'ın takip ettiği Siyasetin Muktesit Mesleğini" anlatma görevini yapmalıyız ve Demokrat Partiye destek olmak ve halkı Demokrat Partiye destek olmalarını istemektir.

  • M. Ali KAYA

    9.1.2021 22:02:42

    Bediüzzaman'ın siyaseti Hürriyetçi Demokrasiyi hakim kılmak için siyasete girmeden ırkçı ve ideolojik düşünmeyen, dini siyasete alet etmeyen, din ve vicdan hürriyeti ile dine ve halka hizmeti esas alan tarafgir olmayan Demokrat Zihniyeti iktidara getirmektir. Bediüzzaman 1908'de Ahraraları, 1950'de Ahrarların devamı olan 35 sene sonra dirilen DEMOKRAT'ları desteklemekle ve Nurculara da "Nokta-i İstinat olun" demekle "Vatan Kur'an ve İslamiyet namına" DP'yi destekleyip iktidara getirmek ve iktidarda tutmaktır.

  • Cemîl 2

    9.1.2021 17:04:32

    İHL uyuşturucu müptelası gençler imanlı nesil!!! yetiştirenlerin eseri değil midir? Evet mehdiy-i azamın siyaseti var ama o şartlar tahakkuk etmiş mi? Üstad neden cazip bir çok teklife muhatap olduğunda Red etti. Hani üstad siyasetle dine hizmeti düşünüyordu neden vaz geçti?Kusura bakma Risale-i nuru bilmeyen biriymiş gibi yazıyorsun. 19 senedir siyasal islamla el ele siyasetin merkezinde olan siyasallaşmış nurcular Kemalizmin bir tuğlasını değiştirebildiler mi? Toplumun kaç ferdi düzenli namaz kılıyor haberin var mı? Malesef olup bitenlerden ders çıkarmamışsın.

  • Cemîl

    9.1.2021 17:02:42

    Mehmet Ali Kardeşim. Halkın %60-70'i tam mütedeyyin olmadıkça İslam adına siyasi faaliyete girişmek İslam adına cinâyettir.19 yıldır memleketi idare eden zihniyet İslam adına ortaya çıktıklarını iddia ettiler. Soruyorum dinden neyi aldılar neyi kazandırdılar? Bir müslüman olarak nurlara mensubiyetim olmamış olsaydı bu zaman zarfında olup bitenler karşısında dine hasım olmasaydım da dine mesafeli davranırdım bunların yüzünden. Yalan, tarafgirlik, fuhuş, hırsızlık, israf, istibdat, zulüm, rüşvet, adam kayırma. Soruyorum sana, din adına siyaset yapanlar bilhassa 20 yaş ve altı dediğimiz Z kuşağının dinle olan alakalarını nasıl etkiledi?

  • Ahmet yolkoru

    9.1.2021 16:49:51

    Dini siyasete alet etmek dinin sahibi tarafindan hoş görülmez görülmediği için, ülkemizin seviyesi düşüyor

  • Alperen

    9.1.2021 15:00:25

    Türkiye, İslam beldesi ve nüfusunun yüzde 99 müslüman. Siyaset toplumun hanesine işine aşına diyanetine ve camilerine kısacası hayatın her alanına sirayet etmiş. Siyasetçiler seçim vaatlerine besmele ile başlayıp, hamd ile bitiriyor. Müslüman ahalinin iradesine, iktidar olmak için talip oluyor. Verilen irade vatanın bütün coğrafyasına, milyonların her türlü hak ve hukukuna sirayet ediyor. Seçmenlerin görevi sadece yetki verip, geriden mazlum akıbetlerini seyretmekmi olmalı? Selçuklu ve Osmanlı atalarının takdire şayan adil bir idaresini, içerisinde bulunduğumuz asırda temsil edemeyecekler mi? Siyaseti hep güvenilirliğini yitirenlermi temsil edecek. Ülkemiz; Devletimizin kaynaklarını heba etmeyecek, Milletimizi aldatmayacAK, yetimin hakkına el uzatmayacAK, eğitimli donanımlı dürüst mert insanlarla ne zaman temsil edilecek? Dünyaya, hukukun üstünlüğünü temsil eden, saygın, adil bir siyasi yönetimin mesajı ne zaman verilecek? Müslüman iki kez aynı delikten ıstırılmamalı. Vesselam 🇹🇷

  • Ali

    9.1.2021 12:33:53

    “Siyasetçi, ekserce tam müttakî dindar olamaz. Tam ve hakikî dindar ve müttakî olanlar, siyasetçi olmazlar” diyor (s. 53). Öyleyse; ehvenşer ihtiyar edilir.Bu tercih içtihad temelli meşverettir. Meşveret sıkı tutulup teşeddüte ( parçalanmaya) meydan verilmez.( Haklı meşveret ihlas ve TESANÜDÜ netice verir/ vermeli). Hem siyaset: ahkam ayeti ve sünnetle belirlenmediğinden içtihat konusudur.( Hz Osman' ın katli ve Cemel Savaşı gibi).Bir içtihat varsa en az 2 taraf vardır. Elma tartmadığmıza göre; iki TEVİL de ehvenşer temelinde haklıdır. Burda açıl uçlu olmazsak; başka mahallede yangın çıkar bizim ev yanar! 1980 den beri olduğu gibi..!

  • Halil İbrahim Karahan

    9.1.2021 11:09:50

    Allah razı olsun Rızasına uygun amel nasip etsin sağlık afiyet içinde Salih amelle geçen uzun ömürler dilerim

  • Recep ziftci

    9.1.2021 08:25:14

    Allah razı olsun çok güzel ve tazeliğini koruyan bir yazı

  • M. Ali KAYA

    9.1.2021 06:28:13

    Ahir zamanda gelecek olan Mehdi dindarları siyasetten uzak tutmak mıdır, yoksa İslamiyetin yüksek siyasetini ders vererek siyasette istikameti göstermek midir? Siyasetin muktesit adil mesleği nedir? Bunu göstermeyecek midir?

  • Ahmet Danışmaz

    9.1.2021 03:15:55

    Maalesef, biz bunları yaşayarak gördük de bazı dindar siyasiler güç zehirlenmesinden mütevellit kör ve sağır oldular.

  • Sezai MUMCU

    9.1.2021 00:59:09

    1919 dan beri de ne degismis? HAKIKAT ZAMANLA DEGISEN BIR SEY DEGIL? HAKIKATE UYMAMA ALTERNATIFLERI TEZAYÜD EDER! ABD tarafindan beynine,kalbine, aklina,vicdanina, imanina CUVAL GECIRILENLER; siyasetciler, en serefli askeri RUTBELERE GETIRILMIS ORDU SUBAYLARI KAFIR FIRAVUN ÖNÜNDE SECDEYE DURMUS GIBI KEMBERELI ABD temsilcilerinden ICAZET, CEVAZ, TALIMAT, EMIR ve görüse göre DARBEYE TAPIYORLAR. ABD-EL AMERIKA SEREFSIZLERI HAKIKATTEN SERADAN SÜREYYAYA UZAKLAR. ABD de Banka hesaplarini kapatirim tehditine karsi paniklemeler millet önünde ar ve namusun bittigi nokta. Kac 19 senede bunlar degismemis; sekilden sekile girmis.

  • Ozer

    9.1.2021 00:48:52

    Bu yazının 2002 de kaleme alındığını görünce 2002-2021 gözümün önünden geçti.Peki Sahabelere benzeyen Mücahitlerin Siyaset yapabileceği de yazılı.Yönetimde,varsa böyle Şahısların görev alma zamanı gelmedimi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı