2017 Haziran’ında müracaat etmiştik. Red cevabı gelince konuyu yargıya taşıdık. Danıştay Savcısı başvurumuzun haklı olduğu yönünde görüş bildirdi. Ama hâlâ sonuç çıkmadı.

Bu sürecin safahatını yazılarımızda ve scope yayınlarımızda işledik. Red cevabı da, bu kararını savunurken gösterdiği “dayanak”lar da tamamen hukuk dışı olan idarenin keyfî tutumu devam ediyor ve hâlâ hukuku tanımıyor.

Aynı durum basın kartlarında da söz konusu iken, Danıştay’ın bu hususta verdiği son karar, o noktadaki keyfîliğe bir fren koydu.

Sarayın, bu karardan sonra da hukuk tanımaz tavrını sürdüren propaganda birimi, bakalım bunu nereye kadar devam ettirecek?

Gri pasaport cenahında yaşanan son gelişmeler ise, inanılmaz bir skandala dönüştü.

Yeni Asya mensupları başta olmak üzere birçok gazeteciden esirgenen gri pasaportun birçok iktidar belediyesi üzerinden insan kaçakçılığı için kullanıldığı ortaya çıktı.

Bu işi organize eden şebekelerin, birtakım insanları belediye çalışanı olarak gösterip, pasaport başına belli bir para almak suretiyle yurt dışına çıkışlarını sağladıkları anlaşıldı.

Bir-iki belediyede patlayan skandal onlarla sınırlı kalmadı ve çorap söküğü gibi büyüdü.

İllerde soruşturma üstüne soruşturma açılıyor. Ama iş olmuş bitmiş ve giden gitmiş.

Vizesiz giriş imkânı veren gri pasaportun bu şekilde suiistimal edilerek insan kaçakçılığında kullanılması, ister istemez ilgili ülkeleri alarma geçirdi ve TC pasaportunun zaten zayıf olan itibarını daha da aşağı çekti.

Skandalın bir neticesi de, malûm sebeplerle yılan hikâyesine dönen “AB ülkelerine vizesiz giriş” meselesini daha da sıkıntıya sokması.

Sonuçta bu olay, “Ben yaptım oldu” mantığıyla çalışan ve keyfîlikte hiçbir sınır tanımayan denetimsiz tek adam rejiminin ürettiği skandalların son örneği olarak kayıtlara geçti.

İşin bir de pasaport hakları tümden iptal edilen KHK’lılara bakan ciheti var ki, bu gaddarlık Ege ve Meriç’te nice facialara yol açtı.

Geçen yıl vefat eden Halûk Savaş ve Ahmet gibi süreç kurbanlarına yaşatılanlara da...

* Gri pasaport için açtığımız davanın sonucunu beklerken, yıllardır devam eden basın kartı gaspını da yargıya taşıdık. Böylece yargıya bu keyfîliği de düzeltme fırsatı verdik...