"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İktidar paranoyası

Kâzım GÜLEÇYÜZ
11 Mart 2014, Salı
Kemalistlerin paranoya derecesine varan en büyük korku ve kâbusu “irtica” idi. Hep “mürteci”lerin ayaklanarak veya sandıkta “irtica partileri”ni iktidar yaparak devleti ele geçirecekleri paniği içinde oldular.

Bu psikolojinin arkaplanında, kendilerinin, istiklal harbinde bütün milletin katılım ve desteğiyle kazanılan zaferin ardından, bu zaferde büyük emek ve gayreti geçen hemen herkesi dışlayıp tasfiye ederek iktidarı ele geçirmiş olmaları ve bu yüzden o iktidarın her an ellerinden alınması ihtimalinden korkmaları yatıyor.
Nitekim 1950’de demokrasiye geçilmesiyle, korktukları başlarına geldi. İktidarı kaybettiler. Ama peş peşe yaptıkları ihtilal ve müdahalelerle, derin iktidarlarını korumaya çalıştılar.
İrtica paranoyasının nerelere vardırıldığının yakın dönemdeki en uç ve trajikomik örneklerini 28 Şubat sürecinde hep birlikte yaşadık.
O devrin artık geride kaldığını düşündüğümüz şu günlerde ise, yine paranoya boyutlarına varan refleksler sergilendiğini görüyoruz.
Bu defakilerin çıkış adresi, AKP iktidarı.
Evvelâ 7 Şubat 2012’deki MİT krizi, sonra özellikle geçtiğimiz 17 Aralık’ta başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, iktidar tarafından, “paralel yapı”nın hükümeti devirmeyi amaçlayan darbe girişimleri olarak yorumlandı.
Ardından, aynı yapının “ahtapot gibi” bütün devlet kurumlarına el atıp sızdığı iddia edildi.
Artık emniyetten yargı, istihbarat, TSK ve YSK’ya, TİB ve TÜBİTAK’tan Adlî Tıp’a, SGK’dan BBDK’ya, her kurumda “paralel yapı” aranıyor.
Başlatılan tasfiye furyası, hiç hız kesmeden ve daha da yaygınlaştırılarak devam ediyor.
İhanetle suçlanan “paralel örgüt”ün hedefi, yerel seçimde AKP oylarını olabildiğince aşağı çekmek ve ardından cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’ın önünü kesmek, dahası “Erdoğan’sız AKP ve Türkiye” olarak ifade ediliyor.
Ortaya atılan iddia ve ithamlar, ses kayıtları, yayınlanan broşürler bu çerçevede yürütülen yıpratma kampanyası ile irtibatlandırılıyor.
Herşeyin arkasında “paralel yapı”yı arar hale gelen bu halet-i ruhiyenin normal ve sağlıklı bir psikoloji olduğunu söylemek mümkün mü?
Demokratik olgunluk, bu konuların daha sakin ve mutedil üslûp ve söylemlerle tartışılmasını gerektirmez mi? Ne bu şiddet, bu celal?
Türkiye 1950’den beri birçok yerel ve genel seçim yaptı. Hepsinde belli ölçülerde heyecan ve gerilimler yaşandı. Tartışma ve polemikler oldu. Yayınlar yapıldı, broşürler çıkarıldı. Suçlayıcı iddialar ortaya atıldı, cevapları verildi...
Ama bu seçimde, evvelce hiç görülmemiş şeyler oluyor. Ortalık vatan hainliği, itikadî sapıklık, münafıklık suçlamalarından geçilmiyor.
Tam bir paranoya... İktidar uğruna değer mi?

Okunma Sayısı: 5450
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Ademoğlu

    12.03.2014 14:12:00

    Ağzınıza sağlık.

  • kadir

    12.03.2014 00:20:00

    adalet bakanının ergenekoncuları salıverdikten sonra adalet yerini buldu açıklaması çok garip, tahliye olanlardan doğu perinçek haykırarak tarikatler ve cemaatlerin kökünü kazıyacağız demesindeki en büyük katkı başbakana aittir zira tahliye emrini veren odur...daha birkaç ay önce MİT kurumlara resmi yazı yazarak tüm cemaatler takip altına alınsın emrini vermiştir....evet gülen cemaatinden sonra RTE nin hedefinde diğer dini cemaatler vardır..2010 yılındada çarşamba gurubu cemaatiyle kavga etmişti...

  • Kardeşiniz

    12.03.2014 00:02:00

         Yunus kardeşim, yıllardır desteklediğimiz ve halen görüşleri çok önemli görülen malum eski lider canla başla bu zatların dışarı çıkması için uğraşmadımı.bir cemaat devleti ele geçirmek için uğraşıyorsa milletin seçtiği hükümeti devirmek için komplolar içerisindeyse bunlara bir dur demek gerekmezmi?

  • yunus mecidiye

    11.03.2014 17:30:00

    gözümüz aydın kardeşlerim,
    müslümanlığın dünyadaki temsilcisi sevgili hükümetimizin! çıkardığı ergenekon ve balyozcular daha evlerine varmadan mapushane kapısında cemaatleri yok edeceklerini kılıç gibi keskin olduklarını(doğu perinçek) açıkladılar. Allah yardımcımız olsun. keşke daha basiretli daha bir olabilseydik. hırsız bizim camiden çıkınca değer yargılarımız alt üst oldu. rüşvet diyemedik hırsız diyemedik. sonuç hırsızın adaletine katlanmak

  • Abdullah Sönmez

    11.03.2014 15:26:00

    Gerçek Risale kardeşliği budur. Allah razı olsun.

  • dik kafa

    11.03.2014 13:27:00

    kazım bey sizden daha orjinal yazılar bekliyoruz yazılarınızın çoğu malumun ilanı nevinden çarpıcı tesbitler yok sizi okuduğumuzda yeni bi ufuk görmüyoruz sadece gündemi özetlemiş gibisiniz lütfen biraz daha gündeme hakim olun ve farklı bakış açıları getirin

  • seyfeddin kamil d.

    11.03.2014 11:53:00

    Sn. Güleçyüz; şimdi RTE’nın kâbusu da iktidarı kaybetme korkusu. Bu kadar palazlanmasında çok büyük katkısı bulunan müttefiki ile yollar ayrılınca kara görünmeye başlandı. bu hezeyanlar onun belirtileri. bir bedduaya karşılık yapılan suçlamalar çin ü maçin’e ulaştı. bir de dünkü ergenekon ve balyoz tahliyeleri RTE’nin sonunu getirecek gerekçelerden biridir. çünkü herkes ve de özellikle kiralanmış nurcular bu darbecileri RTE’nın içeri tıktığını zannediyorlardı. RTE, yolsuzluklarını örtbas edebilmek için meydanlarda mağduriyet edebiyatına sığınarak darbecileri paralel yapı yani gülen cemaatinin tutuklattığını söylüyor. ee o zaman darbecileri gülen cemaati içeri tıktığına göre RTE’ı destekleyen nurcular şapa oturmuş olmuyorlar mı? derhal kira sözleşmelerini iptal edip paralel yapıya katılmaları gerekir. haa sam amca’yı unutuyoruz. kim di bu ergenekoncular, sam amca karşıtı askerler değil miydi? Çekirgenin atlayışı 3’ü 4’ü geçti. neyse biz yine 31 martı beklentisiz bir şekilde bekleyelim.

  • HÜSEYİN İLHAN

    11.03.2014 08:57:00

    Muhterem Kazım ağabey,iktidarın cemaate,cemaatin iktidara geçmişteki meth-ü senalarını ve şimdide birbirleri aleyhindeki söz ve iddialarını karşı karşıya koysak nasıl tablo ortaya çıkar diye düşünüp ve onsan sonrada ya arkadaş bizim yazı ve sözlerimize hiç yer bırakmamışsınız diyebilirmiyiz.

  • halil

    11.03.2014 08:54:00

    Türkiye’yi yeni bir döneme, kaos dönemine sürüklüyorlar, yoksa derin mahfillerin umuru değildir, Başbakanın veya Cumhurbaşkanının şu kişi veya bu kişi olacağının. Ulusalcı(Türk) bir hükumet, karşısında Ulusalcı(Kürt) bir muhalefet! Seyredin o zaman siz gümbürtüyü! Allah milletimize basiret versin!

  • Seyfi Keskin

    11.03.2014 02:01:00

       Ben başbakanın hal ve tavırlarını hiç normal görmüyorum. Hususan böyle şehir şehir dolaşıp fitne ve fesat havası oluşturması bana kötü çağrışımlar (!!!) yaptırıyor. Bir müslüman bu derece tahripkar olamaz, Hz.Peygamber (SAS) münafığın tarifi sadedinde bir alametini de Düşmanlık ettiği zaman aşırı gider diye beyan buyuruyor. İşaratül İ’caz’ın bastırılması da bana politik bir manevra olarak geliyor, ihlaslı bir girişime benzemiyor (malum tarihte bazı cebbarlar Kur’an’ı tefsir ettirmişlerdi). En önemlisi de Gülen cemaatinden sonra hedefte bütün Nur cemaatlerinin olmayacağını kim garanti edebilir...

  • hamsi

    10.03.2014 21:30:00

    Hani Mehmet Akif bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor diyor ya, ben de diyorum bir iktidar uğruna Ya Rab ne mukaddesatlar çiğneniyor da kimsenin umurunda değil. Dinimizin kardeşlik, ihlas, sadakat,samimiyet, hoşgörü, irtibat vb. Bir sürü güzelliklerine sarılmak yerine bir kişinin iktidarda kalabilmesi için bütün insani ve islami değerle insafsızca ayaklar altına alınabiliyor ve buda bir matafmış gibi her yerde dillendirilip hava atılıyor. Allah insaf ve izan versin. Bu hayatın bir de ahiret kısmı var, orada bunun hesabı sorulur bu sorumsuzlardan...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı