Bir buçuk yıldır hayatın bütün alanlarını etkileyen pandemi sürecinde zikzaklı, çelişkili ve tutarsız politikalar da devam ediyor.
Zamansız ve erken gevşemelerin de, rast gele kapanmaların da faturası çok ağır oldu.
Öncesindeki soru işaretli fiyaskolar bir yana, geçen bahardaki erken “rahatlama” vak’a ve ölüm sayılarında anormal artışları beraberinde getirince apar topar kapanma geldi.
Ama bu kapanma en çok küçük esnafı vurdu. Birçok işyeri iflas etti ve kepenk indirdi.
Ardından, yaza girerken “turizm hesabı”yla tedbirler gevşeyince sayılar yine artışa geçti.
Güz başlangıcında eğitim-öğretim sezonu yeni çelişki, belirsizlik ve dayatmalarla açılıyor. Evvelce de defaatle “Yapacağız” denilip sonra vazgeçilen yüz yüze eğitim, Bakan değişikliği sonrası tekrar gündeme getiriliyor.
Ama “Ya aşı, ya PCR testi” dayatmasıyla.
Aynı dayatma eşzamanlı olarak şehirlerarası seyahatlerde de uygulamaya konuldu.
Turizm sezonundaki yaz hareketliliğinde gerek görülmeyen bu kısıtlamaların güze girerken başlatılması nasıl bir mantığın eseri?
Şehir içi toplu ulaşım hariç tutulurken!
Konunun hukukî boyutu da problemli.
Eğitim, çalışma ve seyahat gibi en temel hak ve hürriyetlerin Bakanlık genelgeleriyle kısıtlanması, bu cihetiyle yoğun tartışma, itiraz ve tepkilere konu olmaya devam ediyor.
Ve bahis mevzuu genelgelerin iptali talebiyle ilgili mahkemelere davalar açılıyor.
Bir taraftan “Aşı için zorlamaya taraftar değiliz” denilirken, diğer taraftan bu dayatmaların uygulamaya konulması bir diğer çelişki.
İşin bir başka ciheti, gerek aşıyla, gerekse PCR testiyle ilgili kafa karıştıran ve tereddütleri arttıran açıklamaların bizzat yetkili ağızlardan sâdır olması. Sağlık Bakanının “İki Sinovac aşısı olanlar riskte” ve bir tıp fakültesi dekanının “Sahte PCR raporları veriliyor” beyanları gibi.
PCR testlerinden çelişkili sonuçlar çıkıyor olması da zihinlerdeki istifhamları arttırıyor.
Hadisenin temelinde yatan en önemli hususlardan biri, koronavirüs salgınıyla ilgili bilinmezlerin ve cevapsız soruların fazlalığı. Habire yenisi ortaya çıkan varyant iddiaları zihinleri daha da bulandırıyor ve karıştırıyor.
Doğru, sağlıklı, güvenilir ve şeffaf bilgi vermesi gerekenlerin gerçekleri gizlemesi ise işi daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.