Geçen yılı hukuk ve yargı reformu vaadleriyle eşzamanlı olarak Meclisten geçirilen “STK’lara kayyım düzeni”nin tetiklediği tepkiler ve çıplak arama tartışmasıyla kapattık.
Yeni yıla ise, bunlara eklenen ve bilhassa Boğaziçi Üniversitesinde odaklanan “Üniversitelere de kayyım” emrivakisinin başlattığı ve dalga dalga yayılan tepkilerle girdik.
İktidarın “Demokrasi, hak ve özgürlüklerde çıtayı yükselteceğiz” söylemleri eşliğinde.
Boğaziçi’nin kapısına kelepçe vurarak...
Ve orada gözaltına alınıp tepkiler üzerine bırakılan öğrencileri ertesi gün sabaha karşı yapılan ev baskınlarında tek tek toplayarak...
Haklarında, hangi yasadışı terör örgütünün militanı olduklarına ilişkin dosyalar da hazırlanıp hemen medyaya servis edildi bile.
Elbette ki bu çeşit ortamlar pusuda bekleyen öyle örgütler için tam aradıkları fırsatlar.
Ama bu örgütlerin ipi ve dizgini hangi derin mahfillerin elinde? Ve bu mahfiller hangi istihbarat dehlizlerinde kimlerle iş tutuyor?
Demokratik tepkilerini dile getirmek için toplanan öğrencilerin arasına karışan ajan provokatörler kimlerden talimat alıyorlar?
Benzer olaylarda hep tekrarlanan bu kısır döngüyü kırmanın tek çaresi, gerçek bir demokrasi, hiçbir yerinin karanlıkta olmadığı şeffaf bir devlet yapısı, gizlilik gerektiren kurum ve konuların dahi demokratik denetime tâbi olduğu bir sistem ve hukuk devleti.
Ne yazık ki, AKP kurucularından ve ilk AKP hükümetinin başbakan yardımcılarından olduğu halde kısa süre sonra devredışı bırakılıp tasfiye edilen Ertuğrul Yalçınbayır’ın daha önce de birkaç defa aktardığımız tesbitiyle:
“İstihbaratın güçlendirilmesi anlayışı istihbaratın demokratikleşmesine engel oldu.”
Ve bu durum, tek adam rejimi üzerinden iş gören bir istihbarat vesayetinin yargı, medya, güvenlik kurumları, üniversiteler ve bürokrasi başta olmak üzere bütün devlet kurumlarında hâkim olduğu bir işleyişi netice verdi.
Böyle bir ortamda demokrasi mücadelesi vermek elbette ki çok daha zor. Ama bu mücadele illâ ki verilecek. Ülkenin düze çıkması, toplumun nefes alması, iyice kronikleşen kriz ve tıkanıklıkların aşılabilmesi için bu şart.
Ama provokatörlere malzeme, koz ve fırsat vermeden; tahrik tuzaklarına düşmeden, son derece dikkatli ve temkinli hareket ederek, müsbet hareketle, kararlı bir dayanışma ile.