Üstadın “Kâinata değişmem” dediği Zübeyir Ağabeyin notlarında ehl-i hizmetin hep hatırda tutup riayet etmesi gereken çok önemli prensipler var. Birkaçını hatırlayalım:
* Böyle bir zamanda, kudsî iman hizmetinde çalışanlara karşı durumumuz şu olmalı: Bir zerre hizmet bir dağ, bir dirhem hizmet bir batmandır. Bu Nur hizmetinde—az dahi olsa—bulunanlar, çok hürmet, muhabbet ve şefkate lâyıktır. Dışarıdan tenkit kolaydır. Aynı işin içine girdikten sonra tenkidin zulümkârlığını anlamak o kimse için ne acı, felâketli, hasaretli ve ne derece manevî mes’uliyetlere düşüren bir durumdur...
* Ey ferasetli ve müdebbir (düşünceli) ehl-i hizmet! Omuz omuza verip çalışmaya muhtaç olduğunu, tek başına veya ekalliyette (azınlıkta) kaldığın zaman muvaffakiyetsizliğe düşeceğini her zaman hatırla. Bir ve beraber olduğun hizmet ve dava arkadaşlarının gönlünü kırma. Senin gönlünü kıran olursa da ‘Buna benim nefsim müstehaktır’ de.
Zübeyir Ağabeyin Risalelerden, hayat ve hizmet tecrübelerinden süzerek madde madde kâğıda döktüğü hikmet dolu tavsiyeler bu minval üzere yolumuzu aydınlatıyor.
Bizim de, hayatın karşımıza çıkardığı farklı farklı imtihanlarda bu ve benzeri prensipler ışığında dikkatle yürümemiz icab ediyor.
Hani hep denir ya: Sırtımızda yumurta küfesi var. Onun için, bilhassa kritik ve hassas dönemlerde duygularımızla ve hele anlık, fevrî reaksiyonlarla değil, her halükârda aklıselimle hareket etmek, her adımımızı dikkatli atmak, her hareketimize ve ağzımızdan çıkacak her söze dikkat etmek durumundayız.
Üstadın Afyon hapsi mektuplarından birindeki “En esaslı kuvvetimiz ve nokta-i istinadımız tesanüddür. Sakın sakın, bu musibetin verdiği asabilik cihetiyle, birbirinizin kusuruna bakmayınız. Kısmet ve kadere itiraz hükmünde olan şekvalar ve ‘Böyle olmasaydı şöyle olmazdı’ diye birbirinizden gücenmeyiniz” sözleri bu bağlamda çok manidar.
Ne olursa olsun, tesanüdümüzü muhafaza etmemiz ve herşeyi haklı şûrâ zeminlerinde yapıcı katkılarla müzakere ederek sonuca bağlamamız, hem fert fert her birimizin, hem de mensubu olmakla iftihar ettiğimiz şahs-ı manevînin ve hizmetin selâmeti nokta-i nazarından son derece hayatî bir öneme sahip.