Son olarak, özellikle ahiret âlemine sevkiyatın hızlandığı bu günlerde, Nur hizmetini kendine dert edinen bir ağabeyimizi daha ebedî âleme yolcu ettik. Yaklaşık 50 senedir tanıdığım ve bana çok yakınlık gösteren unutamayacağımız bir Nur Talebesiydi, O.

Meslek lisesinde öğretmen iken büyük oğlunun benim öğrencim olması dolayısıyla da yakınlığımız zaman geçtikçe artmıştı.

İzmit’in saff-ı evvel ağabeylerinde rahmetli Rıfkı Ağabeyle aynı şirkette çalışıyorlardı. Daha sonraları sanayide başka bir kardeşimizle ortak torna atölyesi açtılar. 

Gerçekten hizmetimizi dert edinenler içinde fedakâr, cömert özellikleriyle maddî ve manevî yardımlarını çok sık gördüğümüz bir abimizdi.

‘Yaşayan herkesin Sonu Ölüm ve Topraktır’ ve “Her nefis ölümü tadacaktır.” Hükümlerince Ahmet Ağabeyimizi de kara toprağın bağrına tevdi ettik. Hayatıyla, hizmetleriyle biz şahidiz ki, sırat-ı müstakim üzere bir hayat geçirmişti gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla.

Son zamanlarında çektiği hastalıklar, sıkıntılar muhakkak ki, (inşallah) keffaretü’zzünup olmuştur onun için.

Perşembe günü vefat etti ve mübarek Cuma gününde Cuma namazından sonra büyük bir cemaatle namazı kılındıktan ve helâllikler verildikten sonra yaklaşık 30 yıl önce vefat eden eski hanımının yanına defnedildi, Allah rahmetiyle muamele etsin.

Sağlığında Risale-i Nur sohbetlerini kaçırmazdı hatırladığım kadarıyla. Fakat hastalıklı geçen son 4-5 senedir ancak telefonla konuşabiliyorduk kendisiyle.

Görebildiğimiz kadarıyla hastalık zamanlarında iyi bir bakım yapıldı kendisine çocukları ve hanımı tarafından. Allah onlardan da razı olsun.

‘Ölülere kötü söylemeyin. Zira bu sebeple hayattaki yakınlarını incitmiş olursunuz.’ Hadis-i Şerifini okuduğumda ve mezarlıkta kimle konuştuysam hepsi de Ahmet Zerey Ağabeyimiz hakkında kötü söz etmedi, çok şükür.

Allah’tan duâm; kabrinde Nurlar içinde yatasın, mekânın Cennet olsun Ahmet Ağabey.. Amin...