"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Açık-gizli Lozan görüşmeleri - 7

M. Latif SALİHOĞLU
15 Ağustos 2023, Salı
Konuyu araştırdıkça, hiç şüphe kalmıyor ki, Lozan heyetinin başındaki İsmet Paşa’nın kılavuzu Mısır Hahambaşısı Haim Naum’dur. Dolayısıyla, Lozan’ın gizli mimarından biri odur, diğeri ise Lord Curzon’dur.

Kalabalık Türkiye heyeti, Lozan’da büyük çapta dışlanmış ve adeta paspas edilmişler.

Özellikle bu durum sebebiyledir ki, Lozan’a dair resmî kayıtlar, tâ başından itibaren–hatta Lozan’daki diplomatlarımızın nazarında bile–inandırıcı olmaktan çıkmış; buna mukabil, gayr-ı resmî kayıtlar, günden güne değer ve itibar kazanmıştır.

***

Lozan Heyetinin birinci başkanı İsmet, ikinci başkanı ise hem siyaset, hem diplomatlık tecrübesi olan Dr. Rıza Nur’dur. İşte, ikinci delegasyon Rıza Nur, gerek Rauf Orbay ve gerekse Kâzım Karabekir’in “Lozan’ın gizli yüzü”ne dair tahmin ve endişelerini yüzde yüz haklı çıkaran bazı kayıtlarda bulunuyor. Rıza Nur’un kaleme aldığı gözlem ve tesbitleri şöyle:

“Bir müddettir, İstanbul eski Hahambaşısı Haim Naum, Lozan’da kaldığımız otelde görülmeğe başladı. Baktım bir gün İsmet’le görüşüyor. Ne yapmış, kimi vasıta yapmış bilmem. İsmet’e yanaşmış. Yaman Yahudi!..

“Artık İsmet’ten ayrılmıyor. Yemek zamanını biliyor ya, asansörün yanında bizi bekliyor. Derhal İsmet’in koltuğuna giriyor, belinden yakalıyor; o da onun... İsmet’i lüzumu yokken holde dolaştırıyor.

“Sonra yemek salonunda, İsmet’le şakalaşıyor, gülüyor... Anlaşılıyor ki, herkese: ‘İsmet benim samimî, teklifsiz arkadaşımdır’ diye göstermek istiyor ve gösteriyor. Nihayet bütün Yahudi sırnaşıklığı ile yanaştı. İsmet’in yakasını bırakmıyor... Şimdi odasından da çıkmıyor.

“İsmet, bunu müşavir tâyin etti. Yevmiye vermeye de başlamış. Bana da söylemiyor. Heyet-i Murahhasa çiftliktir, kullanıyor. Ne diye kandırdı bilmem. Bu sâdedil İsmet, Yahudinin dolabına girdi. Derken Hahambaşını soframıza da aldı. Bu vakte kadar sesimi çıkarmamıştım.

“İsmet’e dedim ki: ‘Bu Yahudi de başımıza nereden çıktı? Senin böyle bir Yahudi ile lâubali görüşmen, hem senin, hem Türk heyetinin haysiyetini kırar. Bu kadar yüz verme!’ İsmet, bana kızdı.

“Derken, herif azdıkça azdı. Heyetten şuna buna herkesin içinde kumanda ediyor. Benim önüme de geçip yürüyor. İhtimal, İsmet benim sözlerimi ona söyledi. İsmet’e tekrar dedim: ‘Bu bir Yahudidir. Adi adamdır. Bunun kim bilir ne fenâ işleri vardır? Bundan bir hayır bekleme!’

“Hahambaşı, İsmet’e bütün İngiliz ve Fransız ricâlini tanıdığını, hepsi ahbabı olduğunu, işleri istediği gibi yaptıracağını söylüyor. Tabiî İngiliz, Fransız ve İtalyan delegelerine de İsmet’in avucunda olduğunu söylüyordu... Lozan muhitinde dolaşıyor, herkese: ‘İsmet teklifsiz ahbabımdır, sözümden dışarı çıkmaz’ diyor.” (Rıza Nur;  Hayat ve Hatırâtım-III, s. 1049-50)

***

27 Mart 1923’te işlenen Ali Şükrü Bey cinayetinin “Lozan meselesi”yle doğrudan bir münasebeti var. Zira, I. ve II. Lozan Konferansları arasındaki süre içinde Millet Meclisinde bu konu hakkında yapılan “Gizli Celseler”de, çok hararetli tartışmalar yaşandı.

Bu ateşli tartışmalar, I. Grubun başında bulunan M. Kemal ve İsmet Paşa ile II. Grubun başında bulunan Trabzon Mebusu Ali Şükrü ve Erzurum Mebusu Hüseyin Avni arasında cereyan ediyordu.

II. Grubun liderlerinden bilhassa Ali Şükrü Bey, söz konusu Meclis oturumlarında adeta haykırarak şunları söylüyordu: “Evvelâ, İsmet Paşa hariciyeci değildir. Dolayısıyla, diplomasiden anlamaz. Lozan’da acemice işler yapıyor. Orada başka adamlarla (Hayim Naum gibi) samimî olup onlarla çalışıyor. Böylelikle, TBMM’nin kendisine verdiği selâhiyet sınırlarının dışına çıkarak müzakereleri sürdürüyor. Nitekim, Lozan’da devam eden müzakereler hakkında Millet Meclisi’ne verdiği resmî bilgiler ile dış kaynaklı haberler arasında büyük tenakuzlar, çelişkiler var. Burada Mehmetçiğin kanıyla kazanılmış olan bir zaferi, Lozan’a gidip masa başında ucuza satmaya hakkınız yok.”  

(Bkz: Aynı tarihteki TBMM Gizli Celse Zabıtları. Ayrıca bkz: https://www5.tbmm. gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/GZC/d01/CILT03/gcz01003196.pdf)

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 2980
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • selma

    15.8.2023 13:00:14

    Belgeler, kaynaklar çok sağlam. Milletin kaderini çizen-özellikle yakın tarih- olaylarla ilgili gerçekler açığa çıkmalı. Olanları bilmek milletin hakkı.

  • S.topuz

    15.8.2023 04:52:30

    ..."Onların fevkalâde ve dâhiyane icraatlarını, riyasızlıklarından istifade ile kendi şahsına isnad ve o vasıta ile koca ordunun ve hükûmetin teceddüd ve inkılab ve harb-i umumî inkılabından gelen şiddet-i ihtiyacın sevkiyle işledikleri terakkiyatı şahsına isnad ettirerek şahsında pek acib ve hârika bir iktidar bulunduğunu meddahlar tarafından işaa ettirir."... Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 594

  • S.topuz

    15.8.2023 04:50:46

    ..."Üçüncü cihet ve sebeb: Her iki Deccal, Yahudinin İslâm ve Hristiyan aleyhinde şiddetli bir intikam besleyen gizli komitesinin muavenetini ve kadın hürriyetlerinin perdesi altındaki dehşetli bir diğer komitenin yardımını, hattâ İslâm Deccalı masonların komitelerini aldatıp müzaheretlerini kazandıklarından dehşetli bir iktidar zannedilir. Hem bazı ehl-i velayetin istihracatıyla anlaşılıyor ki, İslâm Devletinin başına geçecek olan Süfyanî Deccal ise; gayet muktedir ve dâhî ve faal ve gösterişi istemeyen ve şahsî olan şan ve şerefe ehemmiyet vermeyen bir sadrazam ve gayet cesur ve iktidarlı ve metin ve cevval ve şöhretperestliğe tenezzül etmeyen bir serasker bulur, onları teshir eder."... Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 594

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı