"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl dava konusu-2

M. Latif SALİHOĞLU
21 Kasım 2024, Perşembe
Bediüzzaman Hazretlerinin, Risale-i Nur’un ve Nur Talebelerinin asıl davası, hiç şüphe yok ki “imana hizmet davası”dır. Bu ehemmiyetli nokta, hem tarihin tescilinde, hem adliyelerin temyiz kararında, hem de yaşanan sayısız tecrübelerin şehadetiyle sabittir.

Esasen, bu ana davanın dışına çıkanlar, aynı zamanda Nur dairesinin de dışına çıkmış olurlar. Zira, bu daire içinde başkaca herhangi bir dava asıl gaye ve maksat olmaz, olamaz.

Bediüzzaman Said Nursî’nin 1950’li yıllarda yazdığı ve “Elli sene sonra” gelecek nesl-i âtînin tehlikede olan iman ve ahlâkını kurtarma hizmetini hedef alan pek ehemmiyetli bir “hasbihal”i var.

Bilhassa “Adliye Vekili ve Risale-i Nur ile alâkadar mahkemelerin hâkimleri”ne hitaben kaleme alınmış olan bu hasbihalde, hamiyet ve merhamet sahibi insanların yüreğini sızlatıp harekete geçiren pek dokunaklı mesajlar var.

İşte, “nesl-i âtînin biçareler kısmını” mutlak dalâletten kurtarmak niyet gayretiyle, söz konusu hasbihale şu sözlerle başlıyor, Said Nursî:

“Efendiler! 

“Siz, niçin sebepsiz bizimle ve Risale-i Nur’la uğraşıyorsunuz? Kat’iyen size haber veriyorum ki: Ben ve Risale-i Nur, sizinle değil mübareze, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü,     Risale-i Nur ve hakiki şakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtîye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar.”1 

İstikbaldeki iman hizmetine matuf olarak yazılan bu hayatî hasbihalin kısacık bir tahlilini yapmadan geçmeyelim.

Bediüzzaman Hazretleri, bu mektubunda kısaca diyor ki: 

Ey bizimle uğraşan, adliye ve emniyeti bizimle uğraştıran efendiler!

Şunu kat’iyyen biliniz ki, bizi sizinle uğraşmıyoruz. Hatta, sizinle uğraşmayı düşünmüyoruz bile. Bizim için en mühim mesele, bu milletin iman ve ahlâk cephe

sine hizmet etmektir. Bilhassa, istikbâlde öyle bir nesil gelecek ki, şayet tedbir alınmazsa ve ellerine Risâle-i Nur gibi imanî-ahlâkî eserler verilmezse, yüzde doksanı manen ve ahlaken ciddî bir risk ve tehdit altına girmiş olacak.

Evet, öyle bir nesil ki, tarihteki bütün iftihar tablolarını lekedar edecek, belki bütün mukaddesatını yıkıp mahvedecek bir dünya görüşüne, bir hayat tarzına sahip olacak. Bu ise, ehl-i hamiyete kan ağlattıracak bir vehamettir.

Yazdıklarımızın mübalağa zannedilmemesi için, hasbihalin orijinalinden bir-iki cümle daha iktibas etmekte fayda var. İfade aynen şöyledir: “Elli sene sonra yüzde doksanı nefs-i emmareye tâbi olup millet ve vatanı anarşiliğe sevk etmek ihtimalinin düşünülmesi ve o belaya karşı bir çare taharrisi, beni siyasetten ve bu asırdaki insanlarla uğraşmaktan katiyen menettiği gibi; Risale-i Nur’u, hem şakirtlerini, bu zamana karşı alâkalarını kesmiş.”

Evet, tâ 1950’de yazılan bu mektuptaki ifadelerden açıkça anlaşılıyor ki, Üstad Bediüzzaman, o zamandan 2000’li yıllardaki gençliğin durumunu dert edinerek ciddiyetle tedbir alınmasını tavsiye etmiş.

Bugün adına “Z kuşağı” da denilen 2000’li yılların gençliği, hakikaten ciddî manada imansızlık ve ahlâksızlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Şayet, ellerinde Risale-i Nur gibi kuvvetli iman dersini veren eserler yoksa, tehlike ihtimali ne yazık ki yüzde doksanlara kadar çıkabiliyor. Deistlerin, ateistlerin, her türlü mel’anete bulaşma riski altındaki nesl-i âtînin varlığı, yarım asır evvelki ikazların ne kadar yerinde olduğunu gözlere gösteriyor. Dua ve temenni edelim ki, tedbir için daha fazla gecikme olmasın. Aksi halde, 1940’larda olduğu gibi, kırk kişiden ancak birkaç kişi imanını kurtarabilir bir duruma düşme tehlikesi söz konusu olur. Böyle bir vebali ise kimse kaldıramaz. O hâlde, iman ve ahlâk hizmeti için seferberlik ilân edilse yeridir denilebilir.

(Devamı var)

Dipnot:

1-Emirdağ Lâhikası-I, s. 20.

Okunma Sayısı: 2205
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HASAN DOĞAN

    22.11.2024 09:56:26

    Arda Yıldız 21.11.2024 10:56:55 Latif abi size şunu sormak istiyorum: Hizmet mahallimizde şöyle bir görüş hakim: Bu dönemde en önemli hizmet diktatörlükten kurtulmaktır. Demokrasiye sahip çıkmaktır. Bu hükumet cemaatleri bitirmek için çalışıyor. Önce bu hükumetin gitmesi lazımdır.....buna benzer şeyler. Sizce de böyle midir durum? EVET KARDEŞİM DURUM TAM DA BU.İSTİBDAB GİTMEDEN HÜRRİYET ORTAMI OLUŞMAZ MAALESEF........

  • Said Yüksekdağ

    21.11.2024 15:25:06

    Bizim siyâsetle işimiz yok. Sadece demokratlara nokta-i istinad oluruz. Hükümet gitsin kim gelirse gelsin diye uğraşmayız. Asli vazifemiz her daim imana ve Kur'ân'a hizmettir.

  • Abdullah tunç

    21.11.2024 14:09:45

    Bediüzzaman ve talebele rinin maruz kaldığı,tarihte emsali görülmemiş baskı lar, takipler, tevkifler, sür günler,zehirlemeler oldu ğu zaman, birinci görevi miz bu eza ve cefalardan bu emsalsiz baskı ve sıkın tılardan kurtulmaktır, birin ci önceliğimiz budur dememişlerdir.Bu misilsiz maddi ve manevi sıkıntılar içinde imana,Kur'ana en büyük hizmetler yapılmış tır.Risale-i Nur, bu fevkâla de sıkıntılı yıllarda telif edilmiştir.Şartlar ne olursa olsun her zaman iman hizmeti öndedir, ön celiğimizdir.Çünkü her an bu dünyayı terk etmekle karşı karşıyayız.Allah ko rusun! imanımızda bir şüp he, bir arıza varsa,ebedi saadeti kaybeymek ihtima li var.İnsanoğlunun bundan daha büyük bir meselesi,bir vazifesi var mıdır? Şunuda katiyyen gözardı etmeyelim; "Allah'ın havl ve kuvveti emir ve iradesi olmazsa hiçbir şey, bir şeye müda hale etmez." Son okarak Üstad'ımızın şu sözünü aktararak konuyu bağlaya lım."Bütün mesaimi iman esasları üzerinde teksif etmiş bulunuyorum." Cümlesine selam ve mu habbetler.

  • Abdullah tunç

    21.11.2024 11:07:59

    Bu mektup fevkelâde mü him.Bediüzzaman Hazret leri 50 sene sonra gelecek tehlikeyi hissediyor veya izni İlahi ile keşfen görü yor.Tehlike, nefsi emmare ye tabi olma ve ebedi saa deti kaybetme tehlikesidir Acaba hangi tehlike ve zarar bundan daha büyük olur.Bunun için ilgili ma kamlar uyarılıyor.Hal çare leri gösteriliyor.İşte istik balde gelecek olan tehlike gelmiş ve zuhur etmiştir. Onun için en çok sarılma mız,,okumamız,neşriyle uğraşmamız ve muhtaç olanlara yetiş tirmemiz gereken,Nur külliyatıdır. İman hakikatlarıdır.Mesai lerimizin çoğunu bu ebedi kurtuluş meselesine sar fetmemiz gerekiyor.Bu nun için gündemimizde ne varsa çıkarılmalı,yerine imana hizmet ciheti konul malıdır.Yoksa Allah koru sun yeni nesil kaybedile cek!!.İman hizmeti laikiy le yapılsa; yeni nesil bu tehlikeli vartadan kurtula cak,maddi ve manevi içtima-i hayatımız da düzelecek, huzur ve suküne kavuşacaktır izni İlahi ile.Yazarımızı tebrik ediyorum.Bu konuda tah şidata devam.Dualarımız sizinledir.

  • Arda Yıldız

    21.11.2024 10:56:55

    Latif abi size şunu sormak istiyorum: Hizmet mahallimizde şöyle bir görüş hakim: Bu dönemde en önemli hizmet diktatörlükten kurtulmaktır. Demokrasiye sahip çıkmaktır. Bu hükumet cemaatleri bitirmek için çalışıyor. Önce bu hükumetin gitmesi lazımdır.....buna benzer şeyler. Sizce de böyle midir durum?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı