Millî Mücadele döneminde işgalci güçlere karşı kahramanlık destanını yazan merkezlerden biri de, hiç şüphesiz ki Maraş’tır. Zaten, bu vasfından dolayıdır ki ismi Kahramanmaraş şeklinde tâçlandırılmış oldu.
Şimdi, tam yüz sene evvel bu diyârda yaşanmış olan destânın detaylarına bakalım.
*
Evet, Maraş'ta işgalci Fransız kuvvetlerine karşı, 20 Ocak 1920'de hemen umum halkın iştirak etmiş olduğu şiddetli ve kararlı bir direniş mücadelesi başladı.
Maraş sancağında (kaza-vilayet arası), aslında mücadele meşâlesi daha evvel de yakılmıştı. Ancak, halkı büsbütün çileden çıkartan ve topyekûn bir mücadelenin fitilini ateşlemeye sebep olan yeni bazı gelişmeler yaşandı. Şöyle ki:
Bölgedeki işgal kuvvetleri komutanı, bir gün önce Maraş Mutasarrıfına (sancak yöneticisi) bir tebliğ göndererek, bundan böyle Maraş'ta guvernör (üst yönetici) olarak bir Fransız binbaşının görev alacağını ve şehrin birinci derecedeki sorumlusunun da o komutan olacağını bildirdi.
Bu tebliği duyan halk, birden galeyana gelir. Fransız boyunduruğu altında yaşamak istemeyen Maraşlılar, "Ya ölüm, ya istiklâl" diyerek dillere destan olacak bir mücadeleye girişti.
Maraş'ın hemen her tarafında şiddetli çarpışmalar yaşandı. Eli silâh tutan hemen her vatandaş işgalcilere karşı koymayı, bir vatan ve nâmus borcu saydı.
Bu şanlı direniş karşısında daha fazla dayanamayan ve günden güne geri çekilmeye başlayan Fransızlar, nihayet 12 Şubat 1920'de işgale son vererek Maraş'ı bütünüyle terk ettiler.
*
Maraş'ın işgal müddeti, yaklaşık bir sene kadar devam etti. Şehir, 22 Şubat 1919'da önce İngilizlerin işgaline uğradı. Ancak, İngiliz kuvvetleri içinde sömürge ülkelerden getirtilen Müslüman askerlerin de bulunmasından dolayı, bölge halkına fazla baskı yapılamadı, dolayısıyla işgalde muvaffak olunamadı. İngilizler, her nedense, bölgedeki kuvvetlerini Musul'a doğru kaydırmayı tercih edip gittiler.
30 Ekim 1919'da ise, bu kez Fransız birlikleri gelerek Maraş'ı işgale kalkıştılar.
Civar köy ve şehirlerdeki Ermeni çetecilerden de kuvvet alan ve müşterek hareket eden Fransızlar, Müslüman ahaliye karşı zalimâne baskılar uygulamaya giriştiler.
Bu durum, halkın hamiyet duygusunu kamçıladı. Sütçü İmam (1878-1922) isimli kahraman mücahid, 31 Ekim günü düşmana ilk kurşunu sıkarak, büyük bir cesaretlilik örneğini sergiledi.
Bir Cuma günü, kale burcundaki ay-yıldızlı bayrağın indirilerek yerine işgal bayrağının dikilmesi manzarası karşısında, imam efendi, bu durumda Cuma namazının kılınamayacağını söyledi. Bunun üzerine galeyana gelen halk, camiden çıktığı gibi, hiç tereddüt dahi etmeden kaleye doğru hücuma geçti. Oradan işgalcilerin bayrağını indiren kahramanlar, yerine tekrar ay-yıldızlı bayrağı diktiler.
Böylelikle, kahraman Maraş’ta, artık hiçbir şekilde durdurulamayan, bastırılamayan ve zafere kadar da devam edecek olan çetin bir direniş hareketi başlatılmış oldu.
Bundan tam yüz yıl önce orada kahramanlık destanını yazan umum şehit ve gazilerimize binler rahmet duâlarını gönderiyoruz.