"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Radikal gelişmelerde iç-dış faktörler

M. Latif SALİHOĞLU
12 Aralık 2024, Perşembe
Cemiyetteki sert, köklü ve radikal gelişmeleri bir tek sebebe bağlamak sığlıktır, basitliktir, işin kolayına kaçmaktır… Hangi toplumda ve dünyanın neresinde olursa olsun, genel-geçer kaide budur.

Yani, muhtelif sebeplerin içtima edip bir araya gelmesi neticesinde, devlet ve millet hayatında çoğu kez dönüm noktası teşkil edecek hadiseler vücuda gelir.

Onun içindir ki, bu derece tesir icrâ eden değişim ve dönüşümleri bir tek sebebe bağlamak hikmete uymadığı gibi isabetli de olmaz.

Meselâ: Suriye’de yaşanan hızlı ve radikal gelişmeleri sadece Rusya’nın veya İran’ın tavrına bağlayarak “Onlar Esad’ı sattılar” demek, yetersiz bir izahattır. Onlar sebepler zincirinin bir halkasını teşkil eder.

Aynı şekilde, Suriye’de olup bitenleri sadece İsrail’in yayılma politikası veya ABD’nin bölgedeki projesinin bir eseri olarak görmek, yine eksik bir değerlendirme olur. Ha, bunlar da şüphesiz ki sebepler zincirinin önemli halkalarıdır; ama, bütün mesele bundan ibarettir denilmez.

Dolayısıyla, sebeplerin tamamına birden bakmak icap ediyor. 

Yani meselâ: İthal Baas rejiminin ve kukla Esed ailesinin arşa dayanan zulmü görmezden gelinemez. Kezâ, milletin cehalet saikasıyla hukukunu bilmemesi, en büyük hasmını dost zannetmesi, iradesine tam sahip çıkmaması da yaşananlara birer sebeptir. Aynı şekilde, menfi hareket edenlerin ortalığı bulandırması, bilhassa Arapların yanı başlarındaki doymak bilmeyen İsrail zulmüne sessiz kalması gibi sebepler de, bölgenin istikrarsızlığına ve radikal gelişmelerin zuhûruna sebebiyet veriyor. 

Bütün bunların yanı sıra, gerek ekonomik açıdan, gerekse bölge ve dünya dengeleri açısından stratejik öneme sahip topraklar üzerinde herkesin kendine göre birtakım hesapları vardır. Buna dayalı olarak, ayrıca bölgede türlü vekâlet savaşları veriliyor. Dahası, savaş giren bazı unsurlar, ecnebilere maşa olduklarının farkında bile varmadan, masum komşusunu, sivil vatandaşını, hatta din kardeşini gözünü kırpmadan vurup öldürüyor.

Ortalığı toza-dumana boğan bütün bu sebepler görmezden gelinerek, ondan sonra deniliyor ki, “İşgalci İsrail, zalim İsrail, yayılmacı İsrail…”

Bu sözler de doğrudur; ama, bunlar netice itibariyle doğrudur. Zira, kurt dumanlı havayı sever. Sen vahşet ve cehaletinle ortalığı dumana boğarsan, kurt da gelir senin malına çöker.

Demek ki, bir ülkede, bir toplum hayatında sert, derin ve radikal değişim ve dönüşümler söz konusu olduğunda, etkili rol oynayan hem iç dinamiklerin, hem dış faktörlerin tamamına bakarak yorum ve değerlendirme yapmalı. Aksi halde, söylenen sözler, yapılan analizler eksik kalır ve de yanlış olur.

***

Yakın tarihimizden bir misal getirerek mevzuya devam edelim.

Bilhassa 1839’daki Tanzimat’tan bu yana tarihimizin dönüm noktasını teşkil eden hadise ve icraatlarda da hem iç dinamiklerin, hem dış faktörlerin etkisi olduğu muhakkaktır. Bu faktörlerin sadece etkileme oranları farklıdır. Bir de, bu faktörlerde bazen sıralama değişikliği olmuştur. Şöyle ki:

Melesâ, bir hadisede dış faktörlerin rolü ve etkisi ağır basarken, bir başka hadisede ise içteki gelişmelerin tazyiki ön plâna çıkmıştır. Ki, bunlar da zahirî sebepler olup, aslolan neticedir ve neticeden hasıl olan meyvelerdir.

Dolayısıyla, peşin köklü değişimlerle ilgili olarak hiçbir zaman tek sebebe takılmamalı ve peşin hükümlülükten uzak durmalı. Aksi hâlde, yanılmaktan ve yanlışa düşmekten kurtulamayız.

Velhasıl, dün olduğu gibi, bugün ve yarın Suriye’de yaşanacak olanlarda, evvelâ yerli halkın bilgisi, şuur ve iradesi en önemli iç faktörler arasında yer alacaktır. Diğer yandan, zalimâne işgal ve istilâ hareketleri artık tescilli hale gelen İsrail ve müttefiklerine karşı halkın takınacağı millî tavır, bu kez dış faktörlerin dizayn edilmesinde etkili rol oynayacağı muhakkak görünüyor.

Zira, bugünkü dünyada hiç kimse halkın şuurlu iradesine uzun müddet ipotek koyamaz ve dayatmalarla ona boyun eğdiremez.

Okunma Sayısı: 2008
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Emre Dağ

    15.12.2024 13:01:05

    Doğukan bey her şeyi komplo teorisiyle açıklamak bir insan ruhu için zor bir durum. Her şeye komlo teorisi olarak bakarsak ümitsizliğe düşeriz. Alem-i islama ümit lazım. Bugün gazetemizde bir yazı var, onu okumanızı tavsiye ederim. Nurenda Yaşar Coşkun adlı yazarımız sizin bu komplo teorisi bakış açınızın ne kadar sakat olduğunu ispat etmiş. Lütfen okuyun. Çok şey değişecek görüşlerinizde. Her şeyin üzerinde iş gören bir kadir-i mutlak'ın varlığına inanıp güven ve itimat bulacaksınız.

  • Latif Salihoğlu

    14.12.2024 12:14:50

    Doğukan Pamir'e: "İslam ülkelerine Şer'i manada kâmil hürriyet ve insan hakları hakim olacak diye naralar attınız" diyorsunuz. Dua ve temenni ile narayı kasten karıştırıyorsunuz. Hadsizlik yapıyorsunuz. Bu ifadeniz tek başına nasıl bir TARAFGİRLİK MARAZI ile hareket ettiğinizi göstermeye yetiyor. Geri kalan hiçbir ifadenizin nazarımda bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Sizden ricam, benim yazılarımla ilgili olarak sırf tahkir ve tezyiften ibaret yorumlar yapmamanız.

  • Doğukan Pamir

    13.12.2024 11:38:17

    Suriyeyi işgal eden İsraile htş'nin bir tek laf etmemesi, abd' nin terörist kabul ettiği htş'yi bir günde legal kabul edip beraber çalışmayı teklif etmesi ve htş'nin de kabul etmesi.... ABD' nin 100 000 kişilik bir özel orduyu tesis edip donattığı ve eğittiği terörist PYD/YPG' nin ilk saatte htş ile işbirliğine hazırız mesajını göndermesi manidar değil mi? Kısacası en son söylenmesi gereken sözü en başta söylemeniz henüz doğmamış bebeğe don biçmeye benziyor. Rabbimden temennimiz siz düşüncenizde isabet eder biz yanılmış olalım, müslümanlar da zulmünden kurtulmanın tadını çıkarırlar...BOP'un bütün yönleriyle meriyyette olduğunu,abd,AB ve İsrailin ortadoğu ile ilgili planlarından vaz geçmediğini bilmeniz temennisiyle, teenni ile hareket etmenizi tavsiye ederim...

  • Doğukan Pamir

    13.12.2024 11:27:45

    İslam ülkelerine Şer'i manada kâmil hürriyet ve insan hakları hakim olacak diye naralar attınız, acele ettiniz .Cezayir,libya,Tunus ve Mısır'ın hali ortada şimdi de Suriye... Sanmayın ki israil, abd ve diğer güçlerce eğitilen, örgütlerin şipşak işbirliği yapmaları vuku bulacak... Suriyeyi işgal eden İsraile htş'nin bir tek laf etmemesi, abd' nin terörist kabul ettiği htş'yi bir günde legal kabul edip beraber çalışmayı teklif etmesi ve htş'nin de kabul etmesi.... ABD' nin 100 000 kişilik bir özel orduyu tesis edip donattığı ve eğittiği terörist PYD/YPG' nin ilk saatte htş ile işbirliğine hazırız mesajını göndermesi manidar değil mi? Kısacası en son söylenmesi gereken sözü en başta söylemeniz henüz doğmamış bebeğe don biçmeye benziyor. Rabbimden temennimiz siz düşüncenizde isabet eder biz yanılmış olalım, müslümanlar da zulmünden kurtulmanın tadını çıkarırlar...

  • Doğukan Pamir

    13.12.2024 11:26:22

    1)Suriye halkının 61 yıl devam eden zalim, kâfir, katil nusayri Esedlerin zulmünden kurtulduğuna çooook sevindik.Şükürler olsun. 2)Hey kardeşlerim, üstadım bir şey demişse bildiği vardır, ona ilham edilmiştir. Bundan asla şüphemiz yok. Mesela Osmanlı ve Avrupa hakkında kendisine tevdi edilen suale verdiği cevabın bir kısmının bugün tahakkuk etmesi gibi... 3)Ancak unutmayın ki Rabbimin meşietiyle şartlar tahakkuk ederse...Bir zamanlar BOP projesi uygulamaya bop eş başkanı vasıtasıyla konuldu. Hepiniz akibeti beklemeden çılgınca alkışladınız, ittihadı İslam vuku bulacak, İslam ülkelerine Şer'i manada kâmil hürriyet ve insan hakları hakim olacak diye naralar attınız, acele ettiniz .Cezayir,libya,Tunus ve Mısır'ın hali ortada şimdi de Suriye... Sanmayın ki israil, abd ve diğer güçlerce eğitilen, örgütlerin şipşak işbirliği yapmaları vuku bulacak...

  • Demokrat

    13.12.2024 01:40:49

    'Sam'da Cuma namazı kılacağız, diyen aynı zamanda ABD-ISRAIL'in faaliyete geçirdiği BOP Eşbaşkanı ve YAHI CESARET ÖDÜLÜ alan biri Dikkat ediniz bu ödül 10 museviden başka ne İtalyan ne İngiliz ne bu şahsın dışında birine verilmiş değil. Yahudi cesaret ödülü nedir diye de düşünün ve zamanın MİT başkanın şu sözünü hatırlayın. 'Suriye ile savaşa gerekçe mi arıyorsunuz,Suriye ye geçer 3-5 bombayı Türkiye tarafına atar, al sana gerekçe, diyenler ne kadar doğru dürüst beyanda bulunur.

  • Latif Salihoğlu

    12.12.2024 13:30:41

    CEVAP-2: ETME-BULMA DÜNYASININ BİR CİLVESİNE DAİR OLARAK, YILLAR ÖNCE ŞUNU YAZMIŞIZ: Zulmetme vatandaşına/ Belâ açılır başına/ Bir zalim çıkar karşına/ O da sana çatar bir gün/ (Suriye'de yaşananlar da, bir yönüyle bundan ibaret.)

  • Latif Salihoğlu

    12.12.2024 12:57:28

    CEVAP: 1- Mevcut hükûmetin zikzaklı Suriye politikasını, hele silâhlı gruplara yaklaşımını hiçbir zaman savunmadık, savunmuyoruz. Aksine tenkit ettik, ediyoruz. Bu türden yazılarımızdan bihaber olanların tenkidi geçersiz... 2- İsrail'in yaptığı zalimane işgal ve istilasına karşı yazdıklarımızın haddi hesabı yok. Bunların yok sayılarak yorum yapılması esef verici. 3- Türkiye hükümetinin yanlışlar yapması, İsrail'in işgalci olması, Beşşar Esed'in zalimliğini ortadan kaldırmaz. 4- Zalim belli. Zulüm kotasını doldurduğu için bizzarure düştü gitti. Yerine neyin geleceği meçhul. Allah muhafaza, yerine daha beterinin gelmesi de muhtemel. Ama, bütün bunlar onun zalimliğini örtbas ettirmez, onu affettirmez. Zalim kim olursa olsun, bu vahim âkibet değişmez. Hatta, daha beter gelişmeler olursa, onun da en bir büyük sebebi yine zalimin haddi aşan ve gayretullaha dokunan zalimliğidir denilebilir.

  • Pelin Kurukahveci

    12.12.2024 12:31:05

    Şunu da belirtelim ki, suriye de olaylar Türkiye'nin kışkırtmasıyla başlamadı. Eset denilen zalimin sivilleri öldürmesiyle başladı. Türkiye olaya çok sonra müdahil oldu. 10 yıl önce Esat devrilmek üzereyken İran ve Rusya devreye girip sivillerin üzerine, köylere uçakndolusu varil bombaları attı. Böylece, işte böyle bu zulümlerle esat rejiminin ömrü uzadı. Yorum yapan halil beyler gibiler Rusyanın günahlarını, iranın yaptıklarını görmediler mi? Hepsini Türkiyenin sırtına yüklemek kolaycılığını bırakın artık ve zalimin karşısında durma ferasetini gösterin lütfen. Nur talebesi öyle yapar çünkü. Yazarımızdan Allah razı olsun.

  • Pelin Kurukahveci

    12.12.2024 12:27:00

    Doğukan ağabey, Osmanlı'da böyle yıkıldı. Üstadımız o şerrin içerisinden hayır çıkması için uğraştı. Ya yeni hali kabul edip ona göre çalışmak lazım. Ya da izmihlal olacak. Yazarımız da bu yazıda onu açıklıyor. Eset rejimi sevicileri maalesef açık yüreklilikle söyleyemedikleri şeyleri böyle sözde analizler üzerinden yapmaya heves ediyorlar. Vicdanı tefessüh etmemiş hiç bir insan evladı eset gitmemeliydi diyemez. Onca zülüm onca gözyaşı ve kan boğazına durmaz mı insanın? Kader bir şekilde fetva verdi, sebepler ittihat etti.

  • halil

    12.12.2024 11:19:00

    O zaman işi taaa başından alalım; Türkiye-Suriye dostluğu başlamışken, Beşşar Esed, yeni yeni reformlara başlarken, yani durup dururken, Türkiye tarafından silahlı teröristleri Suriye'ye sokan iradeden neden bahsetmediniz, illizyonist elçabukluğu çok acemice!!!

  • Mustafa Said Kara

    12.12.2024 10:26:49

    Allah razı olsun Latif abi. Olaylara bakış açınızdaki olgunluk ve tecrübenin Nur mesleğinden aldığınız iman ve itidal dersi ile ilgili olduğuna şüphe yok. Eset gibi bir zalimi savunmak durumunda kalan ilkesizlere çok güzel bir ders mahiyetinde yazınız.

  • Hasan Doğan

    12.12.2024 09:40:07

    Millet uyanmış; mugalâta ve cerbezeyle iğfal olunsa da, devam etmeyecektir. Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır ve hakikat meydana çıkacaktır, inşaallah.

  • Doğukan Pamir

    12.12.2024 09:38:59

    Pelin kardeşim, yorumlarını okuyunca anlıyorum ki bir anlık heyecanla, dünyanın kirli siyasetinin iç yüzünü bilmeden yazıyorsun. Kimse zalim katil, hatta münkir Esad'ın def olup gitmesine üzülmüyor... Yapmış olduğu katliamları unutmuyor. Olup biteni ihtiyatla karşılıyoruz, zira neredeyse bir engelle karşılaşmadan Suriyeyi 12 günde fethetmenin, Esad kafirinden kurtulmanın sadece htş gücü ile olamıyacağını, perde gerisinde abd, İsrail, İngiliz, Fransa kafirlerinin olduğu korkusu hakim, Suriye'nin toprak bütünlüğünün bunların planlarıyla sağlanamayacağı korkusu var... Cevher ilhanın yazısını okuyunuz... Öyle "bazıları katil, zalim, münkir Esad'ın gidişine sevinmiyor" deyip insanları itham etmeyiniz... Çok hissi davranıyorsunuz.... Kimse onlarca farklı düşünen, farklı ellerde eğitilen, farklı devletlerle bağlantılı olan örgütlerin kolay kolay fikir Birliği yapacağını kolay sanmasın....

  • Abdullah tunç

    12.12.2024 08:42:32

    Enfes bir tahlil.Realist bir değerlendirme.Radikal ge lişmelerin tek sebebe bağ lanmasının yanlış ve yanıl tıcı olduğunu izah eden mükemmel bir yazı.Suriye' deki radikal gelişmelerin, değişim ve dönüşümlerin nin çok sebepleri ( 9-10 sebep sayılmış) olduğunu ortaya koyan ufuk açıcı bir yazı.Bunların içinde en etkili faktör baba-oğul'un 60 yıllık ceberüt saltanatı ve bu süre içinde bunların halkına çektirdikleri emsal lsiz acı ve işkencelerdir. iki örnek;Suriye istibarat elemanları,bir arkadaşı mın kardeşini beyrutta cebinde dolarla yakaladı lar.Bunun için onu Suriye 'ye götürüp, zindanlarda çürüttüler.Teyzem Suriyede yaşıyordu.Onun yanında Hafız Esed ismini zikrettiğimizde korkudan titriyordu,aman konuşma yın sesimizi duyacak diye İşte bu dehşet ve vah şetin zorbalığın,tamamen keyfi idarenin yıkılışına kim sevinmez ki. Suriye'deki Radikal geliş meleri doğru analiz ve izahlarından dolayı yazarı mızı can-ı gönüllden teb rik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı