"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zalimlerin zulmüne taraf olunmaz

M. Latif SALİHOĞLU
02 Ekim 2024, Çarşamba
Birinci Dünya Harbinin (1914-18) en ağır faturasını İslâm ve Osmanlı tarafı ödedi.

Böyle bir netice başlangıçta hiç hesapta görünmediği halde, zalimane ve hainane işleyen dessas “İngiliz siyaseti” sayesinde, Osmanlı Devleti, tarihin en ağır yenilgisini, en büyük kaybını yaşamış oldu.

İkinci Dünya Harbi ise (1939-45), Türklerin ve Müslümanların dışınca cereyan etti. Yüz milyona yakın can kaybına yol açan bu harp, Avrupa zalimleri ile onların müttefikleri arasında yaşandı. Sikke-i Tasdik-i Gaybi’de yer alan bir tesbite göre, Cenâb-ı Hak, o harp ile “çattırdı kuduzu kuduza.”

İki taraf da zalim ve kuduruk olduğuna göre, onlardan birine taraftar olmak, onların günahına ortak, zulmüne şerik olmak anlamına geldiği için, Üstad Bediüzzaman, zararlı yere harp boğuşmalarını merak takip edilmesini doğru bulmuyor ve kendisi de yakından takip etmiyor. Zira, burada terazinin her iki kefesinde de zalimler var, kâfirler var, mazlumların kanını döken müstebit gaddarlar var.

Bediüzzaman Hazretleri, II. Dünya Harbinin bütün şiddetiyle devam ettiği yıllarda Kastamonu’da yaşıyor. Onun gerek talebeleri, gerek başkası ve gerekse manevî cânipten harp boğuşmalarını takip etmemesini merak edip sebebini soruyorlar.

Üstad Bediüzzaman’ın, Kastamonu Lâhikasında yer alan bazı mektuplarla farklı cihetlerden gelen mevzuya dair suâllere cevap verdiğini görüyoruz. Misâl, 99. Mektupta şunları ifade ediyor:

“Bugün namazda ve tesbihatında iken manevî tarzda denildi ki: ‘Küre-i arzda çarpışan, mücadele eden cereyanlardan herhalde birisi İslâmiyete ve Kurân’a ve Risale-i Nur’a taraftar olacak. Bu noktadan, ona karşı bakmak gerektir. Bakmamak için 1-2 mektupta yazdığım sebepler, çendan kalbe-akla kâfidir; fakat meraklı ve hevesli olan nefse kâfi gelmiyor’ diye kalbime geldi.

“Aynen tesbihatta ihtar edildi ki: Ehemmiyetli sebebi ise, bakmakta bir tarafa tarafgirlik hissi uyanır. Tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez, zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar. Halbuki, küfre rıza küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür. (...) Risale-i Nur Şakirdleri gibi hakikat-i Kurâniye ile meşgul adamlar, zaruret olmadan lüzumsuz, yalnız hevesli bir merak için lüzumsuz bakmak ve zalimâne tahribatlarını alkışlamak suretiyle İslâmiyet ve Kurân lehine hizmet edeceği o cereyanın harekâtını fikren takip etmekle meşgul olmak münasip olmadığı için, nefis de, akıl ve kalbe tâbî olup merakını bırakmış diye anladım.”

Bu ikinci büyük harpte İslâmiyete taraftar olan Nazi Almanyasıdır. Alman ve İtalyan orduları Yunan ve Bulgar’ı işgal edip Trakya sınırımıza kadar geldikleri halde, bize zarar vermediler. Yani, onlar bize taraftar; ama, biz onlara taraf olamayız. Çünkü, onlar da diğerleri gibi mazlumların kanını dökerek zulme girdiler. Hele, Rusya’da şiddetli kışta sivil kesimin başına bomba yağdırmasıyla perişan edilmelerine üzülen Hz. Bediüzzaman, “rikkat-i cinsiye” ile oradaki çoluk-çocuğun hâline ağladığını beyan ediyor.

O dönemdeki Türkiye yöneticilerinin de basiretlerinin bağlandığına işaret eden Bediüzzaman Said Nursî, İngiliz’e taraf olmak yerine “bîtarafâne” kalmalarının, zahiren herkes için daha faydalı olacağına şu ifade ile işaret ediyor: “Bîtaraf kalıp, (Birinci Harpte) giden mülkünü geri almakla beraber, Mısır ve Hind’i de kurtararak, bizimle ittihada getirmek, siyâset-i âlemce en büyük muzafferiyet kazanmak varken, şüpheli, dağdağalı, faydasız bir düşmânâ (İngiliz) taraftarlık göstermekle muzaaf bir surette ve zararlı bir yolu tercih etmek, böyle zeki, belki dâhi insanların nazarında saklı kalmasının hikmeti...” (Kastamonu Lahikası: 39)

Evet, demek ki, birbiriyle çatışan-boğuşan iki zalimden birine taraf olunmaz ve olunmamalı.

Kastamonu Lahikası’nda yer alan konuya dair uzunca ve detaylı bir mektupta da ifade edildiği gibi, İkinci Harpte çatışan taraflardan birinin zulmüne değil taraftar olmak, meyletmek dahi büyük tehlike arz ediyor; zira, tarafgirleri işlenen zulme şerik ederek onları ağır bir vebâlin altına sokuyor. (Meraklılar için mektup numarası: 123)

Okunma Sayısı: 1801
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HASAN DOĞAN

    3.10.2024 10:11:21

    Bu yazıda sanki sap ile saman karışmış ( alttaki yorumlardan çıkan anlam günümüz Türkiye’sinde devam eden iktidar- Cemaat kavgasında nerede durulması). Neden sap ile saman karışmış? Yazarın kendi ifadesi ile;’’ İkinci Dünya Harbi ise (1939-45), Türklerin ve Müslümanların dışınca cereyan etti.’’ Yani şimdiki boğuşma ehl-i küfür arasında değil, inananlar arasında. İnanalar arasındaki bir çatışmada yapılan yanlışlara yanlış demenin neresi yanlış?! Bir gecede 3400 hakim ve savcıyı sorgusuz- sualsiz görevden alıp bir çoğunu cezaevine atmanın neresi İslami, neresi, hukuki, neresi insani? Kısa bir zaman dilimi içinde 36 bin suçlu mahkumu ( tecavüzcü, kapkaççı, hırsız, dalavereci vs) cezaevlerinde yer açılsın diye cezaları dolmadan tahliye edip bunların yerine sırf sempatisi var veya o yapı ile alakalı diye yargısız, sualsiz içeri atmanın karşısında yapılanlar doğru değil, en temel insan haklarına ve anayasa uymuyor demek bir zalimden taraf olmak mıdır?

  • Said Mert

    3.10.2024 09:04:35

    Sayın yorumcular, biz yapılan her adaletsizliğe tepki vermekle uğraşacak olsak kendi işimizi yapamayız. Bugün haksız yere adaletle başı dertte olan her düşünceden gruptan insan var. Hem sadece adaletin temin edilmesi ile iş bitmiyor. Adalet düzgün olsa bizim hedefimiz gerçekleşmiş olacak mı? Beşer zaten zulmeder. Kaderin adaletini okumak, anlamak lazım.

  • Necati

    3.10.2024 01:24:32

    Fettullah Gülen cemaatine yapılan operasyon yarın başka bir cemaate yapılsa, hatta AKP'ye yapılsa ki, yapılabilir, tavrımız ne olurdu acaba? Bence Yeni Asya'nın tavrında hiç bir değişiklik olmazdı. Suçun şahsiligi prensibi esas alınarak suçlular cezasını çekmeli derdik. Bir cemaatten bir partiden birinin, idarecilerin, karar vericilerin hatası yüzünden tüm parti üyesi, cemaat mensupları suçlu sayılmaz, cezalndirilmaz. Cezalandırılırsa büyük bir zulüm olur. Durum bu kadar açık ve net iken nedir bu tartışma nedir kardeşlik ve uhuvvete zarar verici tenkitler. İnsan bir fikre bir akıma bir partiye yanlış bir hocaya, lidere, reise bağlandığı için suçlu olmaz. Taraf olduğu için manen mesul olur. Onun da cezası Allah katındadır. Kısacası hükümet ele bakar kalbe bakmaz. İnancından kanaatindan dolayı insanlara ceza vermek zulmün danıskasıdır. Bu zulümlere rıza gösteren de Zulme şerik olur. Büyük günahlara girer. Allah hepimizi asrımızın bu büyük müsibettinden korusun.

  • Necati

    3.10.2024 01:08:28

    ....Risale-i Nur’un erkânlarının haksız itirazlara karşı haklı fakat zararlı hiddetlerinden kurtarmak lüzumuna binaen ve ehl-i ilhadın iki taife-i ehl-i hakkın mabeynindeki husumetten istifade ederek, birinin silâhıyla, itirazıyla ötekini cerh edip ve ötekinin delilleriyle berikini çürütüp, ikisini de yere vurmak ve çürütmekten içtinaben, Risale-i Nur Şakirdleri bu mezkûr dört esasa binaen muarızlara hiddet ve tehevvürle ve mukabele-i bilmisille karşılamamalı. Yalnız kendilerini müdafaa için musalâhakârâne, medâr-ı itiraz noktaları izah etmek ve cevap vermek gerektir. https://risale.de/kastamonu-lahikasi/115#4 Dikkatlice bir daha okuyalım lütfen (Latif kardeş)

  • Salih baş

    2.10.2024 21:04:42

    Vay be sırat köprüsü kıldan ince kılıçtan keskindir

  • Lale

    2.10.2024 20:55:49

    Tamam ak partinin siyasal islamcı çizgisinin savunulacak bir tarafı yok. Ama durum böyle diye cemaati savunmak da içimden gelmiyor. Yaptıkları hıyanetleri unutamıyorum.

  • Hüseyin İlhan

    2.10.2024 20:18:56

    Suriye gailesini bu ülke ve millete bulaştıran ve bu ihaneti ile alem-i islamın huzuruna dinamit değil bomba konulmasında rolü olan BOP EŞBAŞKANININ tenkiti edilmesinden gocunmak ne akla,ne hak'ka ne de objektif olma ile izah edilemez.Zira o terörist devletin 120000 tır silah,150000 katile ABD-İSRAİL asker ve ajanlarınca ülkemize karşı eğitilmesini,yetiştirilmesine neden olan yegane kişi BOP EŞBAŞKANIDIR da ondan. Ülke insanalrının haklarını yandaşalrına aktararak milyonların kul hakkına gireni savunmak onun hırsızlığına,soygunculuğuna,zulmüne ortak olmaktıır vesselam.

  • Burhan Kula

    2.10.2024 19:53:14

    Gülenci fethullahçı fetöcü şucu bucu, bu kadar zalimlikten zulümden belliki keyif almış insanların masum ve mazlumlara edilen haksızlığa buldukları saçma sapan ifadeler kılıflar, fethullah ve çevresindekiler bi halt işlediyse bundan fethullah ve çevresindekiler sorumludur, bedeli onlar ödemelidir, oraya samimi dini duygularla giden hiçbir suça bulaşmamış insanlar sorumlu değildir. AİHM nin Yalçınkaya kararıda zaten bu yöndedir. Elbette 2 zalimi de seçmemek lazım ama mazluma zalim diyene de ALLAH kahhar ismiyle muamele eylesin demek lazım.

  • Hüseyin İlhan

    2.10.2024 19:26:44

    Gülen cemaatinin ne olduğunu bildiği halde kamu kaynaklarını sırf şahsi ikbali adına veren ve Afyon İstişaresinde partililerine 'Hocaefendinin adamlarıyla etle -tırnak gibi çalışacaksınız,diyen biri ve ülkedeki A'dan Z'ye her alanda tahribatı ki bilhassa dini hayatta cemiyetin dejeneresinde yıpratan,tahrip eden rolü aşikar iken ben neden ve niçin YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ nü hala siyonist katillerin başına çarpmayıp birde jet yakıtı,bomba mühimmatı,dikenli teller ve binlerce ton gıda maddesi gönderen kişiye dikkat çekmeyip ne olduğunu zaten yandaş,muhalif basının tamamı tekmil yazarken birde ben mi bu koroda olacağım.Ben zamanında oldum,olmayıp ona velayet makamı ihdas eden ahmaklar bu sözlere muhatap olsun.

  • Latif Salihoğlu

    2.10.2024 17:57:30

    TEBRİKLER Sn. Şadi Hocaoğlu. Doğrusu belirttiğiniz gibidir: Eleştiri yaparken objektif davranmalı. Kendi hatasını ve günah ortaklığını örtbas ederek, sürekli şekilde diğer tarafın hatası-günahını sayıp dökmenin objektiflikle değil, tarafgirlikle bir alâkası vardır. Tarafgirlerin yapmış olduğu yorum ve değerlendirmelerin ciddiye alınacak bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

  • Avni Aladağ

    2.10.2024 17:32:39

    Allah Rasulü alçaklıkta ileri giden Ebulehebin oğluna Allah sana bir canavar musallat etsin diye beddua etmişti.bir sefer sırasında beddua ettiği şahsı bir arslan paramparça etmişti..Yaklaşık 19 yıldır islamcı gruplar bana yapmadığı kötülük,eza,cefa bırakmadılar,bana hayatı zindan ettiler.bende o zalim islamcılara kendileri gibi zalim,acımasız,gaddar,canavar ruhlu kimseleri musallat etmesini,onları kırıp geçirmesini,paramparça etmesini Alemlerin rabbından niyaz ediyorum..bu da benim bedduam olsun zalimlikte sınır tanımayan islamcı ve seküler tayfaya...

  • Şadi Hocaoğlu

    2.10.2024 14:00:40

    Eleştiri yaparken objektif olmak lazım. Bir tarafın hatalarını sayarken diğer tarafın haklı taraflarını ortaya koymak yanlış değerlendirmeye götürür. Erdoğan "yahudi cesaret ödülü" aldı, bop eş başkanıdır diyen birisi, gülen de "CİA" nın kanatları altına girdi, papa'dan dinler arası diyalog teşviki aldı diyebilmelidir. Birisini suçlarken diğerinin durduğu yeri göstermeyen yanlılık yapmış olur. Bilginize...

  • Ramazan Kaya

    2.10.2024 13:34:01

    Gülencilere göre onlar hiçbir kötü şey yapmadılar! Dünya alem ne halt ettiklerini biliyor ama onlar pişkin pişkin yalan söylüyorlar.

  • Hüseyin İlhan

    2.10.2024 11:53:48

    Efendimiz SAV'min huzuruna getirilen bir hırsızlık vakasında söylediği şu sözler(kızım Fatıma dahi olsa aynı davranırdım)Yine aziz üstadımızın hak hususnda ifade ettiği veciz ifadeyi hatırlamada fayda var.'HAK'KIN HATIRI ALİDİR,HİÇ BİR HATIRA FEDA EDİLMEZ.,Evet iktidar ve bugüne kadar hak namına yaptıkalrına baktığımda asla doğru,dürüst ve samimi değildir. Mesela Elektrikte kayıp-kaçak bedelini haksız olduğu için aboneler tek tek hakkını aramaya mecbur edilmiş ve bunun karşısında hak düşmanı,adaleti katledenve en büyük mahareti,meziyeti YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ ile ödüllenen,Bop Eşbaşkanı diyerek görevlendirilip bugünkü cinayetlerin,katliamalrın ortağı olan şahıs ve onun icraatlarını hala savunmak için akıl,vicdan ce insaftan nasipsiz olmak gerekir. Ancaaak rızai ilahi için hareket eden bir tek ferdin dahi zulme maruz kalmasına ehli hak olarak karşı olmak imanımızın,insanlığımızın ve vicdanımızın olmazsa olmaz şartıdır.

  • Mahmut Tarıf

    2.10.2024 11:39:40

    2- ‘’Hükümet ele bakar, kalbe bakmaz ‘’ diyen Üstad’tan ne anlamamız gerekir? Fiili hiçbir suç işlememiş insanların hayatlarının perişan edilmesi, çoluk çocuğu ile Meriç’lerde boğulması hadiselerini, içerde öldükten sonra suçsuz bulunup tahliye edilen insanların başına gelenleri görmezden gelmeyi tarafsızlık mı sayıyoruz yoksa zulme karşı sessiz kalmak olarak mı değerlendirmeliyiz? Kim olursa olsun mağdur edilen insanların hukukunu savunmak ile fikirlerini savunmak arasındaki farkı ayırt edemeyen bir toplum haline gelmişiz maalesef. Çatışan 2 inanan grup sulh ve sukuneti sağlamaya çalışmak veya zulme engel olmak ile 2 ehl-i küfür arasında tarafsız kalmak, ilgilenmemek aynı şey midir?

  • Mahmut Tarıf

    2.10.2024 11:39:21

    Bana göre bu yazıda sap ile saman karışmış ( alttaki yorumlardan çıkan anlam günümüz Türkiye’sinde devam eden iktidar- Cemaat kavgasında nerede durulması). Neden sap ile saman karışmış? Yazarın kendi ifadesi ile;’’ İkinci Dünya Harbi ise (1939-45), Türklerin ve Müslümanların dışınca cereyan etti.’’ Yani şimdiki boğuşma ehl-i küfür arasında değil, inananlar arasında. İnanalar arasındaki bir çatışmada yapılan yanlışlara yanlış demenin neresi yanlış?! Bir gecede 3400 hakim ve savcıyı sorgusuz- sualsiz görevden alıp bir çoğunu cezaevine atmanın neresi İslami, neresi, hukuki, neresi insani? Kısa bir zaman dilimi içinde 36 bin suçlu mahkumu ( tecavüzcü, kapkaççı, hırsız, dalavereci vs) cezaevlerinde yer açılsın diye cezaları dolmadan tahliye edip bunların yerine sırf sempatisi var veya o yapı ile alakalı diye yargısız, sualsiz içeri atmanın karşısında yapılanlar doğru değil, en temel insan haklarına ve anayasa uymuyor demek bir zalimden taraf olmak mıdır?

  • halil

    2.10.2024 10:18:40

    Ortada malum grubu korumak diye bir şey yoktur, onların yüzünden mağdur olan aşağıdaki zavallılara yapılan zulümleri tenkit ediyoruz, tıpkı 31 Mart mağdurlarına yapılan zulümleri Üstadımızın dile getirdiği gibi!!!

  • süleyman ALIÇ

    2.10.2024 10:15:26

    Allah Razı olsun Latif Abey çok Mükemmel bir makale olmuş. Evet zulme ve zalime taraftar olmak ne insani ne de islamidir. boşu boşuna ve boylu boyunca günaha girmemek gerekir bunun içinde olaylara Kur'anın bir mucize-i manevisi olan Risale-i Nurların PENCERESİNDEN bakmak gerekiyor. Teşekürler Size her türlü olaylara birkaç pencereden bakmamızı sağladınız bu yazınız ile ...

  • Mustafa Said Kara

    2.10.2024 06:31:27

    İktidar - gülenciler arası mücadele için de durum buradaki gibidir. İki grup arasında menfaate dayalı bir mücadele yürütülmektedir. İktidara karşı cemaati korumak da doğru değildir. Cemaatin meşkuk hedeflerine alet olmakta bir zulüm olur.

  • Abdullah

    2.10.2024 05:50:23

    İşte siyasi hadiseleri doğ ru okumak,önünü,arkasını doğru bilmek ve ona göre hareket etmek buna denir. Teşhis doğru konulunca; tavır da ona göre alınır. Aksi halde insan zalim ol maktan ve zulme tataftar olmaktan kurtulamaz.Be diüzzama Hazretleri deha sı ve keşfiyle bu teşhisleri yapıyor ve ona göre tavır alıyordu.Siyaset sahnesin de yanlış yapıp,zulme düş memek için; Risale-i Nur'un siyasete temas e den mektupları ve Üstad'ın o hadiseler karşı sındaki durumunu da na zara alarak, bu işi iyi bilen cemaatten bir heyetin isti şaresiyle tespit ve teşhis edilir ve ona göre vaziyet alınır.İsabet ve zulme düş memek için bu kaçınılmaz bir önemli vazifedir.Siya set sahnesinde yapılan dehşetli hataları görüyo ruz.Düşülen girdapların farkındayız... Bu fevkâlade önemli konu yu bu kritik zamanda işle diği, dünyanın nazarına verdiği için yazarımızı canı gönülden tebrik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı