"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

44. senesinde 1977 seçimleri...

Osman ZENGİN
08 Haziran 2021, Salı
Başta genç kardeşlerimiz olmak üzere, birçok arkadaşımız, zaman zaman yazdığımız hatıralarımız münasebetiyle, artık tarih olmuş ve gelecek kuşaklara ışık tutması bakımından, diğer hatıralarımızın da kayda geçirilmesini istiyorlar.

Biz de onlara “ inşâallah!” diyerek, Cenab-ı Hak ömür verdikçe, o hatıraları, yazmaya çalışacağımıza dair söz vermiştik.

İşte onlardan, bu meyanda, bizim hayatımızda mühim bir yer işgal eden 1977 seçimlerinin sene-i devriyesinde onu anlatalım istedik.

5 Haziran 1977 seçimleri, Türkiye tarihinin en acâip ve kritik bir seçimiydi. İşte, Üstadın söylediği hakikat tam da o ‘77 seçimlerinde tahakkuk etmiştir. O seçimde, iç içe geçmiş birçok hadise yaşadık.

Seçimden önce, sandık seçmen listesi yenilenecekti. Haber aldık ki, Ankara’nın Çinçin ve Yenidoğan semtleri tarafına devlet, sayım memuru gönderecek adam bulamıyormuş. Sebebi de 12 Eylül öncesinin o kargaşa döneminde oralar Maocu komünistlerin hâkimiyetinde olduğundan, can emniyeti bakımından kimse korkudan kabul etmiyormuş.

Bizler, o seçimde serden de candan da geçmiştik. Şükür gözümüzde korku yoktu. İki arkadaş, daha doğrusu, iki Nur kardeş, Altındağ ilçe seçim kurulu başkanı hâkimin yanına gittik. O zaman 25 yaş civarındaydık. Hâkim ile aramızda şöyle bir diyalog geçti:

“Buyurun gençler, ne istiyorsunuz?”

“Hâkim bey, duyduk ki, Altındağ’daki bazı yerlere sayım memuru ihtiyacı varmış, biz onun için geldik.”

Der demez, adam şöyle bir doğrulup, bizi yukarıdan aşağı süzerek;

“Eee, ne istiyorsunuz?”

“Biz, oralara sayım memuru olarak gitmek istiyoruz.”

Şaşırarak, şöyle bir daha bizi süzdü;

“Siz, oranın tehlikeli yerler olduğunu bilmiyor musunuz?”

“Biliyoruz.”

“Ya yavrum, sizi orada öldürürler, korkmuyor musunuz?”

“Hayır, korkmuyoruz.”

Neyse, neticede ikimizi de birbirimize yakın yerlere vazifelendirdi. Ne yapacağımızı, nasıl muamele edeceğimizi anlatıp, ‘73 seçim öncesi seçmen listesini verip ona göre yenilemeyi yapacağımızı ve ayrıca sayım günü sokağa çıkma yasağı olacağından, bize birer tane de “görevli” kartı verdi.

Defteri alıp, akşam eve gidince hem inceleme hem de şöyle kaç kişilik bir liste olduğuna bakayım dedim.

Aman Allah’ım! Şok olmuştum. İki yüz elli kişilik kadar defteri incelediğimde, küçük dilimi yutuyordum. Bir kişi, yüz iki defa kendisini yazdırmıştı. “Ali Aslan” diye bir şahıstı bu. Hani her sayfada ayrı ayrı olsa iyi, öyle de değil. Aynı sayfada iki üç defa yazılmış. Acaba, aynı isim, soy isim olur da ana-baba ismi, doğum yeri, tarihi filân farklı olur mu dedim, o da değil, hepsi aynı şahıs.

Demek ki, bu “ mükerrer oy kullanıldı” feryatları boşuna değilmiş.

Sayım günü evleri tek tek dolaşıp, o tehlikeli girdaba girdik, ama bizim ne görüşte olduğumuzu sezdirmiyorduk. Bize evinde olmayan kaç kişiyi yazdırmaya çalıştılar, kafa sallasak da sonradan onların hepsini sildik, doğrusunu kaydettik. Acâip kılıklı Maocular, her gittiğimiz eve peşimizden gelip, âdeta bizi tehditvâri bakış ve hareketleriyle yönlendirmeye çalışıyorlardı. Meşhur “yüz ikilik” Ali Aslan ile de tanıştık. 

Yâni, biz kendi gayretimizle bunu yaptık. Demek ki memleket çapında yapılan listeler, hep böyle mükerrer oy getiren cinstendi. Ve bu listeler, 77 seçimi neticesinde, CHP’ye, tarihinde olmayan (tek parti hariç) bir oy patlaması yapmış, haram ve hileli oylarla % 42’ye yakın bir oranla birinci parti olmuştu.

Ve seçimden evvelki günler... Bu seçim çok mühimdi. Abiler, bize tahşidat yapıp, “Bu seçimde eğer gayret gösterilmezse, Allah muhafaza, komünist kuvvetin Halk Partisi kanadı altında bu vatana hâkim olacağını” söyleyip, harekete geçirdiler. 

O mevsim, bizim imtihan zamanımızdı. Normalde, 1975 senesinde üniversiteyi bitirmemiz îcab ederken, bazı sebeplerle uzatmaları oynuyorduk. Ama artık, her şeyi bir yana bırakıp sahaya indik. Arkadaşlarımızla, köy köy dolaşıyorduk. Vatandaşa şunları söylüyorduk; “Bizim asıl işimiz particilik değil, biz büyük bir tehlikeyi sizlere anlatmaya geldik. Bizim esas gayemiz bir bina yapmak. Ama haber aldık ki, yukarıdan bir sel kopmuş geliyor. Biz bina yapmayı bırakıp, hemen etrafına, sed yapmaya başladık” tabiî, çeşitli şekillerde, aynı zamanda, insanlara, Risale-i Nur hakikatlerini de anlatıyorduk. (Halbuki o zaman haksız kanunla “Nurculuk propagandası yapıyorlar” diye, şikâyet de edilebilirdik) Şükür, aldırmıyor ve korkmuyorduk. Anlattıklarımız, insanların çok hoşuna gidiyordu. Bir tanesi dedi ki; “Ya gençler, siz şimdiye kadar neredeydiniz? Ne güzel şeyler anlatıyorsunuz böyle. Ben 40 yaşındayım, şimdiye kadar hiç böyle güzel şeyler duymadım.” Biz de biraz lâtifeli olarak “ Abi, biz o zamanlar çok küçüktük, şimdi 25 yaşındayız” diye cevap verdik.

Neyse, köy kahvelerinde ahaliyi toplayıp anlatıyoruz, tehlikenin büyüklüğünü söylüyoruz. “Hangi partiden olursanız olun, oyları bölmeyin” filân diyoruz. Bir iki kahvede, CHP ve MSP’lilerle karşılaştık. İkisi bir olup, bize vurmaya çalıştılar. Ama millet, hep bizi haklı gördü. Hattâ hiç unutmuyorum, bir tane CHP’li, ismini söylemişti orada, yanılmıyorsam, “Bekir Adıbelli” idi ismi ve Kızılcahamamlı idi. Seçimden sonra bir baktık, milletvekili yeminlerinde, o zat yemin ediyordu. Meğer o milletvekili olacakmış, propaganda yapıyormuş. 

Neyse, olan olmuş, haram mükerrer oylar bir noktaya kadar gelip durmuştu. CHP, her şeye rağmen, 213 milletvekilinde kalmıştı.

Hayret! Asrın Bediisi nasıl da, seneler evvel bilmişti? Bir asır evvel gelen o asrın kutbu Mevlânâ Hâlid’in talebelerini anlatırken ne demişti? O zaman, meşhur ‘93 (1877-78) Osmanlı- Rus muharebesini kastederek, meâlen şöyle diyerek büyük bir işarette bulunmuştur: “Bu muharebede Rus kuvvetlerini, Mevlânâ Halid’in talebeleri, Ayastefanos (Yeşilköy) önlerinde durdurduğu gibi, ‘bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zâtlar ise, Hazret-i Mehdînin şakirtleri olabilir.” Bir asır sonraki şer, ‘77 seçimiydi Allahu âlem. Rusların durdurulduğu Yeşilköy’ün, İstanbul’un merkezine uzaklığı 13 km. olduğu gibi, Mehdî’nin şakirtlerinin gayretiyle o seçimde CHP, 13 milletvekili noksanı ile seçimi gasp edip, tek başına iktidara gelememişti. Her iki hadisedeki benzerlikler manidar olduğu gibi, her ikisindeki “13” rakamı da çok acâipti.

Daha sonra, Demirel’i Güniz sokaktaki evinde ziyaretine gittiğimizde, yanındaki kurmayları ile otururken, biz içeri girince ayağa kalkarak, onlara bizi işaret edip, “Beyler, bu gençlere iyi bakın! Bu gençler, adsız kahramanlardır. Bunlar, ülkeyi Halk Partisi’ne teslim etmeyen gençlerdir” demişti.

Okunma Sayısı: 1963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bahtiyar Eren

    11.6.2021 06:29:56

    Cevşeni tek seferde okayamadığımızda ondokuzun kısım olarak okamamızın mümkün olacağını Üstadımızdan nakille hatırlatmanız büyük bir kolaylık ve teşvik. Allah razı olsun.

  • OmerOmerarco@gm

    8.6.2021 19:49:54

    Allah razi olsun guzel bir yazi olmus genclik gunlerimize gittik zaten bizim kusak mucadele kusagi milis kuvvetler gibi kominizme karsi mucadele edildi

  • Hilal

    8.6.2021 17:28:04

    Osman abi, bizim dünyada olmadığımız zamanlarda, siz neler yaşamışsınız öyle. Sayın abim, şaşırdım doğrusu. O ne cesaret öyle? Ölümü göze ala ala, davanız için her şeye katlanmışsınız. Hakim ile aranızdaki diyalog çok ilginç. Diğer seçim öncesi, sonrası, esnası, hepsi şaşırtıcı. Başta da dediğiniz gibi, bu tür hatıraların biz gençlere ışık tutması açısından kalıcı bir duruma gelmeli.

  • Mehmet Kışlakcı

    8.6.2021 15:46:12

    Bekir Adıbelli annemin amcası olur. CHP den seçildikten kısa bir zaman sonra AP e geçiş yaptı. Yıllarca para ile satılmış iftiraları ile uğraştı. 1987 yılı referandumunda Ankara ve ilçelerinde Yeni Asya broşürünü dağıttı. İlk defa yeni Asya ile onun sayesinde tanıştım. Araba bagajı broşür dolu idi. Bir broşür de ben alıp okudum. Seçimde ona göre oy kullandım. Sonra Bursa da dersanede kalmaya başladım. Hep CHP din konusunda eleştirir idi. 1989- 1994 yılları arasında DYP den Ankara belediyesi ve Keçiören meclis üyesi olarak görev aldı.

  • Ali

    8.6.2021 14:17:05

    1977 seçim arifesinde köydeyim ve lise 3e geçmiştim. Sungurlu' dan köye gitmek için; Ankara/ Samsun karayolundan tam karşıya geçmiştim ki; bir yolcu otobüsü yavaşlayıp yolcu indirdi ve kalkarken;ceket cebimdeki Yeni Asya' yı kartalgözüyle görmüş olmalı ki bir mücahid nurcu; penceresinden bana doğru bir demet broşür fırtlattı. Koşup aldım baktım; İslami Hareket ve MSP. İçimde fırtınalar koptu her şeyi anladım! Hemen oracıkta oturup özetini su gibi içtim.Artık her yerde tanıtım ve propaganda atağına başladım. Nitekim; 1977/ 78 öğretim yılı Hasanoğlan' da bize ve herkese zehir zemberek oldu. Okulda barınamadık imtihanlara giremedik ve o şartlarda ÖSS ye girdik!.. Bu kişinin Raşit Yücel olma ihtimali kuvvetli..

  • Yahya YILDIZ

    8.6.2021 13:34:23

    Turgut bey abiye ve kardesime 1978 yilinda Rahmetli Mustafa Sungur Agbeyin ismiyle Yeni Asya yayinlari arasinda cikan "ANARSi SEBEP VE CARELERi" ve Osman Yuksel Serdengectinin "BiR NESLi NASIL MAHVETTiLER" isimili kitaplarini bulup okursaniz bu nefret ve kinin kisaca cevabini bulabilirsiniz. Ancak o gunun ve daha onceki parti mensuplarinin hata ve kusurlarini bugunku o parti yoneticilerine (fikir ve dusuncelerine katilmazsak dahi) mal etmek de bizim Risale-i Nur talebelerinin ahlak, edeb,terbiye ve anlayisina uymadigini ifade etmek isterim..

  • Hüseyin

    8.6.2021 11:29:34

    Ah Osman kardeşim, o günler gözümün önünden bir sinema şeridi gibi geçti. Neydi o günler? Gösterilen gayret, cehd, kahramanlık. " Mehdî nin o şakirtleri" unutulmaz inşaallah

  • Omer arcok

    8.6.2021 10:05:05

    Bende watsap durumuma siyasetle ilgili Hulusi agbeyin gorusunden bir kisim yazmistim tevafuk olmus.

  • Turgut

    8.6.2021 09:55:50

    Gūzelim ūlkemin insanı Doguda vahşetlerin en būyūyūnū yaşatan Ermeniye, Batida bu zulūmlerin benzerini yaşatan Yunana ingilize bile CHP YE duyulan kini nefreti duymadı. Nedir bu düşmanligin sebebi bilen var mî?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı