"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinattaki muazzam hadiseler

Osman ZENGİN
04 Haziran 2021, Cuma
Bahar geldi, yaz girdi derken, kâinat sahifelerinde cereyan eden hadisat-ı ilâhiye, bizi eski hatıralarımıza götürdü.

İnsan, o mucizevari hadiseleri görünce şaşırıyor. Allah, Allah! Daha birkaç gün önce bahçede, karşımda duran ağaç, adeta kurumuş bir kemik gibiydi. Ne zaman bu çiçekler onların dalına konmuş, ne çabuk da bembeyaz olmuşlar? Böyle kaş ile göz arasında, o ağaca çiçekleri kim yapıştırmış?

Seneler önce, Risale-i Nur’ları tanımazdan evvel, her baharda evimizin penceresinin karşısındaki ağaçta, bu haller meydana geliyordu. Tabi, bakmakla görmenin farklılığını idrak edemediğimizden, adeta sıradan bir iş gibi görünen bu faaliyetlerin bir yapıcısı, yaratıcısı, halikı, ilahı olduğunu anlayamıyorduk.

Ne zaman ki bizim karanlık gözlerimize o nurlar bir Işık oldu, işte o zaman biz o ağaçtaki ve onun hemcinsi olan diğer ağaç ve nebatattaki hikmetleri çözmeye başladık. Bugünlerde de, şu anda oturduğum evin bahçesindeki ağaçta bu faaliyet tekrarlanınca aklıma yıllar önceki o ağaç gelmişti.

İşte o zamandan sonra , ağaçlara, bitkilere, daha doğrusu kainata takmıştım. Artık kainat kitabını okuyacak harita vardı elimizde elhamdülillah. O kupkuru ağaç, vakti gelince birden bembeyaz çiçeklerle süsleniyor. Bir müddet sonra yemyeşil yapraklarla ve neticesi, semeresi yani meyvesi de icabında kıpkırmızı rengiyle karşımızda duruyor ve o acaib renk cümbüşünün sahibini, boyacısını ilan ediyordu. ”Sıbgatullah” diyordu.  ”O boyalar Allah’ın boyaları” diyordu.Bazen bir şeftali ağacının altına gidiyordum yaz mevsiminde, bakıyordum ve “Fesubhanallah! Yahu şu güzelim şeftali meyvesi nereden gelipte bu ağacın üzerine çıkıyor, taht kurup, oturuyor?” Ağacın dibini biraz eşelesek, ya çamur veya toprak çıkıyor karşımıza. Peki o meyveleri adeta bir hortumla suyu yukarı taşır gibi getiren kudret kimdir? Ağaçlar hep bir ağızdan adeta “elbette kainatın yaratıcısı olan Allah’tır.” diye cevap veriyor bize .

 Hiç unutmam, otuz küsur sene önce Ankara Kızılay’da bir sergide alçıyla yapılmış kavun görmüştüm. Üzerine yazdıkları fiyat da, normal kavunun kat, kat üzerinde bir miktardı. ”Vay be zalim insan! Demek ki Cevadd-ı Mutlak ‘ın yarattığı nimetlerin binde birini yaratacak kudret sizde olsa, herhalde bizi açlığa mahkum ederdiniz “dedim. Aslında, bütün dünya bir araya gelse ve Türkiye büyüklüğünde bir fabrika yapıp, uğraşsalar didinseler, ne bir ağacın yaprağını ve ne de bir sivrisineğin kanadını yaratmaya güçleri yetmez. Ama, ellerine birazcık fırsat ve imkan geçse, halimiz perişan demektir.

Düşünün ve tefekkür edin! Tam bu bahar ve yaz mevsimleri, bir sene nafile ibadetten daha sevaplı olan bir saat tefekkürün meşheridir, sergisidir, pazarıdır. Kim buradan o mallardan almak için koşa, koşa gitmez ki? Hele bir bakalım, ”toprak” diyerek basıp geçtiğimiz ve küçümsediğimiz o basit unsur mu akıllı, yoksa biz mi? Eğer birisi avucuna turunçgillerin (portakal, mandalina cinsi) çekirdeklerini eline alsa ve sorsa ”Bunun hangisi portakal, hangisi limon, hangisi mandalina v.s çekirdeği?” dese çok ehil olan birisi bile zor ayırt ederken, o basit toprak bunların hepsini tefrik ediyor ve şaşırmayarak, karıştırmayarak, portakal çekirdeği portakal ağacı, mandalina çekirdeği de mandalina ağacı oluyor. Kırk kadar çeşidi olduğu söylenen elmanın bile çekirdeklerini avucumuzda karıştırıp toprağa atsak, toprak ayırtır, biz yine ayırtamayız. Toprağa o sanatı veren Allah’a binlerce hamdederiz Akıl, Allah’ın yaptığı işleri idrakten acizdir..

Okunma Sayısı: 2141
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hilal

    4.6.2021 16:09:59

    Şu, her konuda mükemmel yazmalarınız çok güzel oluyor Osman abi. Adeta, tefekkür bahçesine girmiş gibi oldum. Sağolun, varolun.

  • Hüseyin

    4.6.2021 11:46:37

    Maşallah Osman kardeşime. Bizi tefekkür dünyasına daldırdı. Sanki, risalelerin şerhi gibi geldi.

  • Ramazan Çalışan

    4.6.2021 10:25:05

    Bende sizinkine benzer bir hal yaşamıştım. Evimize misafir gelen bir tanıdıkla evimizin bahçeye bakan tarafında oturuyorduk. Konu nereden açıldı hatırlamıyorum, ikinci defa dirilmenin mümkün olmadığını söyleyen o şahıs, adeta bu konudaki inançsızlığını bana tastik ettirmek istercesine, Sen gerçekten inanıyor musun demişti. Ben de ona bahçemizdeki ayva ağacını göstererek, ben bu ağacın otuz senede otuz defa ölüp otuz defa dirildiğine şahidim. Bir ağacı bu kadar öldürüp tekrar dirilten bir Kudret insanı da ikinci defa diriltmeye kudreti yeter. insanım bir ağaç kadar haysiyeti yok mu ki ikinci defa diriltilmesin demiştim. Cevabım karşısında başını bir sağa bir sola sallayarak Sadece Susmuştu. Sükut ikrardandır derler ya itiraf etmesede bu gerçeği kabullenmişti. Demek ki Allah'ın rahmet eserlerine bakmak onun ölümünden sonra nasıl dirildiğini görmek insanların da öldükten sonra nasıl getireceklerine şahitlik ediyor.

  • İdris Çamlibel

    4.6.2021 03:34:00

    biraz hec kalinmiş bir makale bizim ekinler sararip sopdi bu cok meşesiz bir bahar oldu çicekler uzgun agaçĺar uzgun insanlar uzgundu

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı