Kendisine insanım diyen insanın insanlığı nerde belli olur? Hemen kısaca ifade edilirse; konuştuğunda...
Nerede ne zaman nasıl konuşacağını bilmeyen insan, bilip bilmeden her yerde her zaman fütursuzca/çekinmeden, ölçüp biçmeden hemen herşeyi konuşur, söyler...
Eğer bilse ki böyle insanlar; bilenle bilmeyen bir olmaz... Âlim insan var, cahil insan var, zalim insan var...
Bir de insanın zor çevrilir, döndürülür kaba ve çomak gibi uzun, koşullu bir dili var...
Ey insanoğlu diyelim!.. Eğer insan olarak azıcık aklım var diyorsan!
Gel ulemanın, bilen, âlim olan muhterem, mübarek, saygıdeğer zâtların/ kişilerin, şahısların yanında, meclislerinde dilini muhafaza et, koru! Haddini ve hakkını bil!...
Dil böyle iken, kalb de bir iki kelâm ister. Tâ ki nadan kalmasın...
Kimlerin kalbi hüşyar, Allah yolunda teslim olmuş, terakki etmiş, yine Allah bilir...
Kim Allah yolunda erendir, evliyadır Allah kalblerine ve akıllarına; keramet ve makamat ihsan ve ikram etmiştir, Allah bilir ve Allah göstertir.
Gel herşeye itiraz eden kalb-i nâdan!.. Evliyanın ve evliya gibi makamatları olanların yanlarında, sohbetlerinde; gönlünü, kalbini, aklını, ruhunu ve lâtifelerini koru, gemle, hâkim ol muhafaza et ve sahip çık!..
Onlar sana ses çıkarmıyorsa, onların güzelliklerindendir...
En büyük ve bütün ibadetlerin anası, direği namazlarda iken kalbini, aklını ve ruhunu; Rabbine teslimiyetle, tevcih ettirerek, çevirerek koru...
Allah’ın verdiği nimetleri, besmeleyle ve itidalle, vasati, normal olarak ye.. Mideni de koru... Hamd ve şükürün de yer aldığı bir ibadet halkasına, zincirine çevir.
Toplum içinde de dinini hafife aldırma. Vakarla ciddiyetle dinini muhafaza et, koru...
Şu afaki ve avare gözlerini de sadece Allah’ın bak, gör dediklerine bakarak muhafaza et... Olur olmaz herşeye bakma!.. Başkasının evinde de gözünü koru...
Ve bu yazı gibi hayatta hep daldan dala atlama!..
İstikrarlı, kararlı, ağırbaşlı ve oturaklı, bilgili ve mütevazı ol..
Unutma! Halâ çocuk değilsin ve birdir veya sek sek oynamıyorsun!..