Devletin idare sistemi siyaset
Mardin’de vali devlete temsilci
Hz. Üstadın siyaseti dine hizmet
Dine hizmette ise Nurlar birinci
Üstadın etrafındakiler ahali
Âlim ile avam davasında bir
Korkular içinde telaşlanan vali
Devletin, kuvveti ile alır tedbir
Hz. Üstadın ne topu var ne ordu
Korku siyasetçinin ensesinde
Toplumun imanla gitme umudu
Ömrünü tüketti imanın yolunda
Ehl-i irfan Molla Said’e hayran
Çare aramak vali beyin derdi
İslama malolmuş Bediüzzaman
Mardin’de çıkarma emri verdi
Kararı, Bitlis’e gönderme emri
Araç gereç yok Bitlis yolunda
Günlerce yol, evliyanın sabrı
Kelepçeli el, jandarma peşinde
“Asker ağa, namazın vakti geldi”
O uzun yollarda elleri kelepçeli
Asker ağa, açmaya izin vermedi
Kelepçe çözüldü, keramet belli
Üstad, mendil gibi önlerine attı
Jandarma şahid, vicdan ehli
Namazını kıldı, geçmedi vakti
Der ki, “namazın kerameti belli”
Sağ selamet Bitlis’e vardı
Bitlis’te aradığı idareci yok
İslam’ın uyanışı Üstadın derdi
İdare maddeye bağlı, cahil çok
Hz. Üstad, duyuldu ki içilmiş
Silahı belinde, içilen yere gider
Hadis-i şerifi ile içkiyi anlatmış
İçenlere çok ağır sözler söyler
Said’in bir eli silahın üzerinde
Ani ve menfî bir harekete hazır
Sukûnetleri müsbet yönünde
Hakkı göremeyen manen sağır
Valinin veziri idamı düşünmüş
Hz. Said ise ya sürgün ya nefyi
Vezirin düşüncesi boşa çıkmış
İcrası olmayan düşünce menfi
Bitlis gibi dindar bir memleket
Bu melanet, idarecinin işi değil
Her yerde pislikte çıkar felâket
Halkın yaşantısı ise dine ehil
Bundan sonra vali eve gider
Emniyetten iki polisi çağırır
Talimat verir, “Said’i getirin” der
Molla Said’i getirmeleri emir
Mola Said polislerle beraber
Valinin evine, davete icabet
Vali Bey, Molla Said’i karşılar
Vali, Said’in elini öpmek ister
Herkesin hocası var, olabilir
Benim hocam sensin, M. Said
Valinin ıslahı için dua edilir
Dualar zamanı, bir ân-ı vahid