"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lâhikalar ve manevî ihtar

Ali Demir
17 Haziran 2021, Perşembe
Yirmi Yedinci Mektup-2

Lâhika Risalesi’ndeki Üstadın yazdığı, Gavs-ı A’zam Abdülkadir-i Geylani Hazretleri’nin işarat-ı gaybiyesine mazhar olmuş saff-ı evvel, kahraman ve fedakâr abiler tarafından yazılmış ve Risale-i Nur Külliyatı’na dahil edilmiş mektuplar acaba nasıl telif edilmişler? Bu hususta acaba Lâhikalarda malûmat var mıdır? Barla Lâhikasının giriş kısmında Üstad Hazretleri bu abiler için ‘telif edilen Risalelere kendi malları gibi sahip çıktıkları için’ mektuplarının Lâhikaya dahil edildiğini yazmaktadır.

Ve Barla Lâhikası’nda Hulusi Abi ve diğer bazı abilerin mektuplarına Üstadın yazdığı Haşiyelerde “bu keramet-i Nuriye, Hulusi’de olduğu gibi çoklarda tezahür etmiş ve ediyor” diyerek mezkûr abilerin yazdıklarıyla mazhar oldukları kerametlerden bahsetmiştir. Bazı abiler Üstada yazdıkları hissiyatlarında, ruhlarında meydana gelen manevî haz ve aldıkları feyizden meydana gelen hislerle, birçok Risaleyi, yazılmadan evvel hiss-i kablel-vuku şeklinde hissetmişler ve telif edilip, yazılmasını murad etmişlerdir. Ruhlarındaki bu inkişaf ile talepleri birçok Risalenin müjdecisi mahiyetindedir.

Lâhikalarda mektubu bulunanlardan, Üstadın yeğeni Abdurrahman, Binbaşı Asım Bey, Hafız Ali, Hasan Feyzi gibi abiler Üstada vefatlarından önce yazdıkları mektuplarında vefat edeceklerini ve bazıları da Üstada bedel şehit olacaklarını hissetmişlerdir.

Hiss-i Kablel vuku/ilhamat/sünûhat/ihtarat nevinden yazılmış ve Hizmetin kerameti olan fevkalâde hadiseleri, hem Üstadın yazdıklarında, hem de abilerin yazdıkları mektuplarda görmek mümkündür. 

Meselâ Üstadımızın Denizli Mahkeme Müdafaasına ait ve gayri münteşir bir mektubunda:

“Aziz, sıddık kardeşlerim…

Siz ne şeye karar verseniz kabul ediyorum. Küçük mektuplardaki tadilâtınız güzeldir. Şimdi onu herkes ve resmî memurlar dahi görse itiraz edemezler. Çıkarılan mektupların bir kısmı ehemmiyetlidirler. Zayi olmamak ve ileride bir vesika hükmünde izhar edilmek için, şimdi değil, bir zaman sonra tamamını kabil ise yazılsın. Çünkü onlar da ihtara binâen yazılmışlar. Ahmed Feyzi’nin Risale-i Nur hesabına yazdığı itiraznâme güzeldir, onu da meşveretinize havale ediyorum.” denilmekte ve yazılan lâhikaların da İHTARA BİNAEN yazıldıklarını belirtmekte ve bu mektupların lâhikaya girmeleri ve müdafaaların tanziminin talebelerin meşveretiyle yapıldığını görüyoruz.

Ve keza Hulusi Abi Barla Lâhikası’ndaki birinci mektubunda Üstada, hissiyatını kaleme alacağı zaman kaleminin ihtiyarı haricinde hareket ettiğinden bahisle “Muhterem Üstadıma mâruzatta bulunmak için kalemi elime aldığım zaman, ruhumda büyük bir inkişaf hissediyor ve ihtiyarsız kalemim o andaki muvakkat duygularıma tercüman olduğunu görüyorum.” demekte ve Risaleye giren mektuplarda genel olarak iradenin ve ihtiyarın karışmadığını açıkça beyan etmektedir.

Üstad Hazretleri İhlâs Risalesi’nde, bu hizmetin omuzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuş olduğundan bahsederek bu hizmetin dairesinde bulunmak insanların iradesinde olmadığını beyan etmekte ve hassaten saff-ı evvel ve Lâhikalarda mektupları bulunan abilerin kendilerinin intihap yani seçilmiş olduklarından bahsetmektedir. Meselâ Barla Lâhikası 119. Mektupta Nuh Bey ile Molla Hâmid Abiler hakkında; “Nuh ile Hâmid, talebelik ve kardeşlik için min tarafillâh intihap edilmişler. Çünkü, tevafuk bizim için bir emâre-i tevfik-i İlâhî olduğuna kanaatim gelmiş” ve yine aynı Risalenin Mukaddemesinde Hulusi-i Sani Sabri Abi hakkında da “Sabri ise, … şu havâlide en az ümid ettiğim ve o da geç uyandığı halde en ileri gittiği bir işarettir ki, o da bir Hulûsi-i Sânîdir, müntehaptır. Cenâb-ı Hak tarafından bana talebe ve hizmet-i Kur’ân’da arkadaş tayin edilmiştir.”

Yine Barla Lâhikası’nda Hulusi Abi Üstada yazdığı bir mektubda, mektubların yazdırıldığından bahisle; “çok tecrübe ettim, zât-ı fâzılânelerine mektup yazmak için, bazan üç kelimeyi bir araya getiremiyorum. Ekseriyetle gaybî bir zâtın ifâdâtını zaptına kadir olduğum kadar yazdığımı hissediyorum. Demek yazdırılıyor.” demektedir. (Barla Lâhikası-123. Mektup)

Yirmi Yedinci Mektup Lâhika’sına mektupları dahil edilmiş abilerin, o mektuplar zahiren onların kaleminden çıkmış gibi görünse de sünûhat kabilinden yazılmış olduğu, küllî ve muazzam iman hizmetini yapacak olan Şahs-ı Manevinin azaları olarak hizmet edeceklerinden, yazdıkları kendi ihtiyarları haricinde olması elzemdir.

Bir Meclis-i Nuranî olan ve tamamına yakını sünûhat ve manevî ihtara binaen yazılmış olduğuna inandığımız Yirmi Yedinci Mektubun Lâhikaları’ndaki hizmet ölçü ve prensiplerine uygun hareket etmek ve başta nefislerimizde yaşamak duâsıyla…

Okunma Sayısı: 1112
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı