"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eskimeyen bir hatıra yazısı: Biz abi değil miyiz?

Ali Rıza AYDIN
12 Ocak 2023, Perşembe
Yıl, 1996 ya da 1997… İstanbul’da, Güneşli’de güz dönemi “Temsilciler Toplantısı” var.

Ankara’yı temsilen bir grup kafadar, arabayla, yolumuza koyulduk. Hava güzel, yol uzun, muhabbette kaynak var. Dünden, bugünden, hizmetlerden, siyasetten derken, vardık Sapanca’nın düzüne.

Gelelim biz, meselenin özüne:

Arkadaşlar hep beraber dedik ki: “Duralım şurada biraz; hem istirahat ederiz, hem de kılarız namaz.”

Durduk, yol boyu kahvesine. Namaz niyazdan sonra, çay molası verildi; “Dört tane çay!” denildi.

Bahçedeki bir plâstik masaya bendeniz Ali Rıza Aydın, İrfan Özçelik, Ömer Pektaş, bir de Metin Tez’imiz; kurulduk böylece, hepimiz.

Çaylar geldi masaya, şeker kaldı arkaya. Garsona seslendim: “Oğlum, şekerin yok mu?” Telâşla giden garson, getirdiği şekeri, avucundan masaya koyuverdi, ivedi.

Masa naylon, üstü kir! Şeker saçıldı, bir bir.

Arkasından seslendim:

“Oğlum, hani tabağı, tası? Görmüyor musun pisi?”

Garson, eliyle, o an gelen bir Mercedes Benz otoyu göstererek: “Abiler geldi” dedi. Koştu gitti oraya. Çıngı çıktı, kafamdan; seslendim delikanlıya:

“Bana bak! Biz, abi değil miyiz?”

Çıt yok.

Maksadını anladım.

Gelen, lüks bir araba; içi de, pek kalaba.

Zahir, bahşiş onda dolgun! Bizim oto ise yorgun: ‘82 Audi, ona göre, fazlasıyla gariban.

Biz bakıştık birbirimize, gülmek geldi her birimize. Hep beraber söylendik:

“Biz, abi değil miyiz?”

Garson kardeş dünyalığı fark etti, yanımızdan, bahşiş için çark etti. Fakat fark edemediği bir şey vardı; herkes, Allah kuluydu!

Nasreddin Hoca’ın o meşhur sözü, burada, bir defa daha gerçekleşti:

“Ye kürküm, ye!”

Hayatın her anında, toplumun her yanında böyle şeyler oluyor. İnsanlar, bazı nâkıs kimselerden kılığına kıyafetine, verdiği ziyafetine, güttüğü siyasetine, velhâsıl; sırtındaki kürküne göre ilgi, hürmet görüyor.

Doğru mudur, yanlış mıdır, kari verin kararı.

Ceket-pantolon çıkıyorsunuz çarşıya yahut bir kuruma gidiyorsunuz; muhatabın, en centilmen hitabı:

“Amca, dayı; hişt, mişt!.”

Bırakın, otomobili motomobili; bir kravat farkıyla, o an çaptan düşersin.

Bağlanınca kravat, hemen gülümser surat; birden değişir hitap: “Efendim” ya da “Beyefendi” vesaire oluverirsin, birdenbire.

Garip, ama durum bu!

Her ne ise…

O gün bu gün biz bu sözü, pelesenk ettik dile; aramızda şaka yollu, bir slogan oldu bile:

“Biz, abi değil miyiz?”

Okunma Sayısı: 1969
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı