Kurban Bayramı’ndan önceki gün olan ve adını Haccın olmazsa olmaz şartı, Arafat’tan (Cebel-i Rahme) ve dolayısıyla, Arafat Vakfesi’nden alan “arefe”, Allah’ın (cc) rahmet ve mağfiret sağanağının inzal olduğu müstesna bir gün. 

Bugün, sabah namazının farzından hemen sonra başlayıp, bayramın dördüncü günü ikindi namazının farzından sonra son bulacak teşrik tekbirleri; Bediüzzaman’ın çok önem verdiği ve bizlere de tavsiye ettiği ve müstahsen bir İslâm âdeti olan, bin İhlâs-ı Şerif okumaları Arefe gününün vazgeçilmezlerindendir. 

Âlemlerin Rabbine kul olmanın emsalsiz hazzıyla kıldığımız namazlarımız, tekbir ve tehlillerimiz ve ibadet kastıyla kestiğimiz kurbanlarımız, İslâm dinine sadâkatimizin bütün kâinata ilânıdır.  

Nasip olursa, Arefe gününün ardından idrak edeceğimiz, Kâinatın Hâlıkına karşı gösterilen sadâkatin mücessem bir şükrü olarak kesilen kurban ve Hz. İbrahim (as) ile oğlu Hz. İsmail’in (as) Allah’a karşı verdikleri başarılı imtihanın sevincini yaşamak olan Kurban Bayramı; hicrî takvimin son ayı Zilhicce’nin onunda başlar ve dört gündür. 

Tükenmez bir hamd ve minnet duygusu içinde O’na, sonsuz şükürlerimizi arz etmenin mevsimidir, bayramlar. 

Bu mübarek günlerde küslerin barışması, barışıkların-tavsiye edildiği ölçüde-birbirine karışması, iyiliklerin, paylaşmanın ve ikramların had safhaya ulaşmasıyla Rabbimizin mağfiret kapılarının açılması, bu günlerde önümüze çıkan fırsatlar yumağı. 

İnsanlar, nasıl ki yapılan ikramı, gördüğü ihsanı unutmaz; Rabbimiz de bu müstesna günlerde ikram eden kullarını, kullarının açılan ellerini görür ve birlerini binler yapar inşallah. 

Ayrıca bayram günleri ve geceleri okuyacağımız; Kur’ân-ı Kerîm, Cevşen, tesbih, tehlil, hamd ve salâvatlar da zayi edilmemesi gereken küllî hasenât vesileleridir. Ümidimiz o ki: Rabbimiz, bağışladığı kullar hürmetine, kurban olan canlar hürmetine bizi de bağışlar; bizleri de Kendine kul, Habib-i Zîşânına ümmet eyler, inşallah. 

Bilvesile, değerli okurlarımızın, dostlarımızın ve bütün mü’min kardeşlerimizin Kurban Bayramı’nı tebrik eder; bayramın sulha, sükûna, huzura, ezcümle, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan dileriz.