Ziraî ürünler hava muhalefeti sebebiyle büyük ölçüde zarar görünce idare devreye girdi ve zararın telafi edilmesi gündeme geldi.
Zaten afetlere karşı devletin devreye girerek mağdur olanlara belli ölçüler çerçevesinde yardım etmesi eskiden beri uygulanan bir yoldur.
Peki, en az ‘ziraî don afeti’ kadar hatta daha önemli olan ‘kültürsüzlük afeti’ karşısında eli tutan herkesin yardım için devreye girmesi icap etmez mi?
Kültür sahasındaki sıkıntıları hatırlatan bir haber özetle şöyle: “Türkiye Yayıncılar Birliği kitap sektörüne dair geleneksel raporunu yayınladı. 2024’ün verilerini içeren raporda ekonomik krizin üretim aşamasındaki neredeyse tüm girdileri ithal olan yayıncılık sektörünü sarstığı kaydedildi. Enflasyon ve döviz kurunun artışı nedeniyle maliyetlerin katlandığı, okurların da alım gücünün düştüğü belirtilerek bu durumun yayın planlarını olumsuz etkilediği vurgulandı. Bunların yanında basılı ve dijital korsanın devam etmesi, izinsiz fotokopi çoğaltımlarının sürmesi gibi etkenlerin de sektöre olumsuz etki yaptığı kaydedildi. Birliğin yaptığı araştırmaya göre, maliyetler döviz bazında %84 artarken, yayıncıların belirlediği önerilen perakende satış fiyatları ise %15’lik azaldı. (...) CİMER’e yapılan şikâyetler neden gösterilerek üniversitelerde akademisyenlerin kitap tavsiye etmelerinin yasaklanması şeklinde birtakım duyumlar derneğimize ulaşmıştır. Bu da yine, zaten bitmek üzere olan akademik yayıncılığımızın çok zor günler geçirmesine neden olmaktadır. (...) Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (verilerine göre) nüfusumuza göre kişi başına üretilen kitap adeti 8,2 olarak gerçekleşti. Üretim adetleri, 2018 yılını yakalamış değil.” (Birgun.net, 19 Nisan 2025)
Raporun ortaya koyduğu tablo, çok ciddî bir ‘kültür krizi’ daha doğrusu ‘kültürsüzlük krizi’ olduğunu göstermez mi? Ayrıca ‘yayıncılık sektörünün neredeyse tüm girdileri”nin ithal olması Türkiye’yi idare edenleri düşündürmez mi? Niçin bu hususta da dışa bağımlıyız? Bu şekilde mi dünyaya örnek olup ‘lider’ olunacak?
Her vesile ile ifade etmek icap eder ki, Türkiye’nin düzlüğe çıkması ancak ‘büyük düşman’ olan cehaleti mağlup etmekle mümkün olacak. O halde bilhassa gençleri ve öğrencileri ‘kitap dostu’ olacak şekilde yetiştirmek gerekir. Ayrıca, bu sahadaki sıkıntının da ‘afet’ olduğunu görüp seferberlik ilan edilmesi şarttır.
Ne edip edelim, kitap dostlarını ve yayıncıları desteklemekten geri durmayalım. Türkiye’nin menfaati bu yoldadır...