Şak bir emir geldi ve e-gazete ve e-dergilerden alınan yüzde 1 vergi, yüzde 18’e çıkarıldı. ‘E-kitap’tan da yüzde 18 vergi alınacak.
Basılı (kâğıt) kitaptan alınan yüzde 8 vergi aynı şekilde devam edecek. Bu arada ‘kutsal kitap’lardan alınan vergi yüzde 1 olarak devam edecek ve ‘Poşetlenerek satılan (müstehcen) yayınlardan da zaten alınmakta olan yüzde 18 Katma Değer Vergisi aynı şekilde alınmaya devam edecek.
Hemen şunu ifade edelim ki kitabın ve kültürün her çeşidinden KDV alınması, hele hele bu verginin yükseltilmesi isabetli bir karar değildir. Hepimiz, Türkiye’yi idare edenlerin her fırsatta “Eğitim ve kültürde hedeflere ulaşamadık” deidiklerini duymuşuzdur. Peki, ne çeşit olursa olsun kitaptan ve kültürden alınan vergilerin arttırılması bu Türkiye’yi bu hedeflere ulaştırır mı?
“Oradan alma, buradan alma. Kimden vergi alınacak, bu işler nasıl yürüyecek?” diyenler olabilir. Onlara karşı, “Kitaptan alma da nereden alırsan al” denilse yeridir. Zaten az kitap okuyan bir millet olarak kayıtlara geçmiş durumdayız. Ve ayrıca kitap okumanın çok iyi olduğunu hepimiz söyleriz. O halde kitaptaki vergileri arttırarak kitap okuma nispetini yükseltebilir miyiz? Tam aksine kitap okumanın dört bir koldan teşvik edilmesi ve desteklenmesi lâzım. Hatta ve hatta, her kademede kitap okuyanlara ‘pozitif ayrıcalık’ tanınmalıdır. Meselâ, kitap okuyan öğrenciye yurt içi ve yurt dışı gezi imkânları sağlanabilir. Kitap okuyan memura daha hızlı terfi, erken tayin ve benzeri avantajlar sağlanabilir. Ya da buna benzer meseleler üzerinde kafa yorarak her şekilde insanların kitap okumaya, eğitim ve kültüre teşvik edilmesi gerekirden tam aksi anlama gelecek KDV artışı kesinlikle doğru değildir.
Zaten bu adıma karşı cemiyetin her kesiminden ve her siyasî görüşünden insanlar tepki gösteriyor. Normal olarak iktidarı destekleyen sivil toplum kuruluşları bile kitaptaki KDV artışına itiraz etti ve ediyor. Haklı tepkiler üzerine KDV’nin yükseltilmesi kararından geri adım atılması dahi mümkündür ve öyle de olması gerekir. Türkiye’yi idare edenler bu yanlışta ısrar ederlerse kaybetmiş olurlar.
Çok kısaca Türkiye Yayıncılar Birliği’nin konu hakkındaki açıklamasına bakabiliriz: “Sonuçta e-kitap, elektronik veritabanları ve uzaktan eğitim portalları ülkemizde çok geniş bir kitlenin uygun bir fiyatla, çok geniş bir kitap çeşidine, istediği zamanda ve ülkenin her yerinden ulaşabilmesi için önemli bir fırsat sağlıyordu. Arttırılan vergiler bu yeni filizlenen ve yayıncılığın teknolojik olarak gelişmesine destek olan bu alanı büyük ölçüde tırpanlamış oldu. (...) Yapılan değişiklik basılı kitabı, gazete ve dergileri kapsamıyor, ancak biz basılı kitabın üretim aşamasındaki KDV’yi % 18’lerden % 1’lere çekilmesi (...) yönünde mücadele verirken e-kitap KDV’sindeki bu artış elbette yayıncıları demoralize etmiştir. Çünkü son aylarda kâğıt ve baskı fiyatlarındaki hızlı artış dolayısıyla yayıncılar yayın programlarını revize ederek, kitapların bir kısmını e-kitap olarak satışa sunmayı ve bu maliyet artışını bu şekilde hafifletmeyi düşünmekteydiler. Yapılan değişiklik, basılı kitabın da benzer bir vergi artışına uğrayıp uğramayacağı konusunda biz yayıncıları tedirgin etmiştir. Sektörümüz çok ağır bir vergi yüküyle karşı karşıyadır, (...) bu vergi yükü ağırlığını taşıyamayacak duruma gelmiştir.” (turkyaybir.org.tr, Basın Bülteni, 21 Aralık 2018)
Ayrıca twitter üzerinden yapılan yorumlarda da e-kitaba getirilen KDV artışına itiraz edildi ve ‘kitapta sıfır kdv olsun’ denilen kampanya ilgi gördü.
Her hal ve şartta eğitim ve kültüre çelme takma anlamına gelen bu KDV artışından geri adım atılmalı vesselâm.