Bugünkü sosyal hayatımızın sosyal çalkantılarını önleyecek en önemli dinin emri zekât müessesinin uygulanır hale gelmesidir. Çünkü zekât; zenginle fakirin bir arada yaşamasını ve dengenin korunmasını temin eden bir vasıtadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de Cenab-ı Hak ibadetler arasında ehemmiyetine binaen birlikte zikretmiştir. Namazla zekât aynı âyetlerde birlikte zikredilmiştir. Bediüzzaman İşârat’ü-l İ’caz adlı eserinde şöyle ifade eder: “Namaz yani dinin direği ve kıvamı olduğu gibi, zekât da İslâmın kantarası, köprüsüdür.” 1
Yine mezkûr risalede şöyle ifade eder: “A’mal-i kalbinin şemsi, imandır. A’mal-i bedeniyenin fihristesi, namazdır. A’mal-i maliyenin kutbu, zekâttır.” 2 “Demek, birisi dini, diğeri asayişi muhafaza eden İlâhî iki esastırlar. Bunun için birbiriyle bağlanmışlardır.” 3
Zekât ve sadâka ibadetinin gerçek sahiplerinin bulunması ve zekât alan insanların da bu zekâtları çarçur etmeden ve israf etmeden yerine harcanması gereklidir. Bu konuda Bediüzzaman İşâratü’l-İ’caz adlı eserinde bu hususa açıklık getirerek şöyle ifade eder:
Zekât ile sadâkanın lâyık oldukları mevkilerini bulmak için birkaç şart vardır:
1. Sadâkayı vermekte israf olmaması.
2. Başkasından alıp başkasına vermek suretiyle halkın malından olmayıp kendi malından olması.
3. Minnetle in’amın bozulmaması.
4. Fakir olmak korkusuyla sadâkanın terk edilmemesi.
5. Sadâkanın yalnız mala ve paraya münhasır olmadığı bilinmesiyle, ilim, fikir, kuvvet, amel gibi şeylerde de muhtaç olanlara sadâkanın verilmesi.
6. Sadâkayı alan adam, o sadâkayı sefahette değil, hacat-ı zaruriyesinde sarf etmesi lâzımdır.” 4
Zekât veya sadâka zenginle fakir arasındaki muvazeneyi dengeliyor ve birbirine kaynaştırarak barışmasını sağlamaktadır.
Bu hususta Bediüzzaman, Sözler adlı eserinde şöyle ifade eder: “Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise, havas tabakasında merhamet ve şefkat; aşağısında, hürmet ve itaattir.” 5
Dipnotlar:
1- Et-Teğrib ve’t-Terhib, c.1, s. 517.
2- İşârat’ü-l İ’caz, s. 45.
3- A.g.e. s. 45.
4- A.g.e. s. 48.
5- Sözler, 25. Söz, 1. Şule, 3. Şuâ, 1. Cilve s. 373.