"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asırların sabırlı düşmanı

Harun SÖZLER
20 Eylül 2025, Cumartesi
Sıradan bir düşman bir ânı gözetir; aklı biraz işleyen bir ayı bekler; zeki düşman bir yılı hesap eder; dâhi ise bir ömürlük strateji hazırlar.

Ya insanlığın en büyük düşmanı olan şeytan?

O sıradan bir insan yahut bütün ilimlerin sahibi addedilen bir dâhi değildir. Onun kapasitesi, dâhi düşmanla kıyaslanamayacak kadar geniştir. Asırlar boyunca biriktirdiği tecrübeler, insanın zaaflarını bilmesi, nesilleri yönlendirme kabiliyeti… Yüzyıllık, hatta binyıllık planlar kurmasını mümkün kılar. Hileleri sadece bugünü değil, yarının insanını da hedefler; tıpkı geçmişte yapılmış planların bugünü etkilediği gibi. Bugün gördüğümüz modern fitneler aslında yüzlerce yıl önce atılmış zehirli tohumların meyvesidir; Siyonizm ve masonluk gibi.

Bu ihtimali göz ardı etmek çok büyük bir hatadır. Çünkü şeytan bilir ki insanlık tarihinde en ağır imtihan, sonunda kopacak olan büyük fırtınadır. İşte o fırtına için asırlar öncesinden taşlar döşeme kabiliyetindedir.

Bugün bir arkeolojik kazıyla yahut ilmî bir keşifle sarsılan taklidî imanlar, doğru bakış açısını yakalayabilselerdi çok daha sağlıklı düşünebilirlerdi. Çünkü hakikat hiçbir keşifle çelişmez; çelişen yalnızca yüzeysel bakıştır. Şeytanın yüzyıllık planlarından biri de işte bu noktada işler. Hakîkatin kendisini değil, ona bakışı çarpıtır. Bir taşın üzerinde bulunan motif yahut yazı, bir medeniyet kalıntısı yahut geçmişten kalan bir ipucu… Bunların hiçbiri imanı yıkmaya kâfi değildir. Asıl yıkım, o bulgulara yanlış perspektiften bakıldığında başlar.

Bütün peygamberler ümmetlerini ahir zamanın büyük fitneleri için ikaz etmişlerdir. Peki bu fitneler yalnızca çıplaklık mı olacaktı? Eğer mesele yalnızca bedeni ifsat etmekten ibaret olsaydı, bu kadar dehşetli ihtarlarla anılmazdı. Asıl mesele, imanı temelden sarsacak daha büyük tuzaklardır.

İşte bu çağın en büyük silâhı da budur: bilim. Elbette Allah’ın bir hediyesidir; ama şeytan, tıpkı ateşi İbrahim’i (as) yakmak için kullandırdığı gibi, bilimi de imanı sarsmak için kullanır. Yanlış yorumlanan bulgular, tek taraflı kurgulanan teoriler, mutlak hakikat yerine materyalist gözlüklerle okunan tabiat… Bunların hepsi şeytanın yüzyıllık planında özel bir yer tutar.

Bir tek yanıltıcı bulgu yüzlerce teoriyi doğurur. Oysa her teorinin ardında insan aklının yorumu, eksik bilgisi ve yönlendirilmiş bakış açıları vardır.

İşte bu noktada kalbinde iman taşıyan bir mümin, kendisini ateşten daha yakıcı bir imtihanın içinde bulur. Hakikat kılıfına bürünmüş bir bilimsel iddiadan kaçmak, bakış açısını düzeltmeden imkânsızdır. Meseleye çözüm bulamayan zihinler Allah’ı inkâra kadar gidebilir. Bu yüzden ahir zamanda imanı muhafaza etmek, elinde kor ateşi tutmaktan daha çetin olacaktır.¹

Lâkin unutulmamalıdır ki bu ateşi söndürecek tek su, ilimleri Kur’ân’ın gözüyle okumak, onun için de Allah’ın isimlerini görmek, inkâra kapı açan her meselede şeytanın da izini aramak, araştırmak ve sorgulamaktır. O zaman bulgular tuzak olmaktan çıkar, hakikate bir pencere olur.

Kısacası, şeytanın sabrı da, hilesi de insandan büyüktür; ama Allah’ın ezelî rahmeti ve nurlu planları onun bütün tuzaklarını boşa çıkaracak kadar yücedir.²

Dipnotlar

1- Tirmizî, Fiten, 73; Ebû Dâvûd.

2- Enfâl Sûresi: 30. âyet.

Okunma Sayısı: 144
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı