"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilenler tuzağa düşerse, bilmeyenler ne yapsın?

Hüseyin GÜLTEKİN
26 Ağustos 2019, Pazartesi
Dine hizmet gayesiyle meydana çıkan parti, ancak Müslümanların yüzde altmışı-yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla şimdiki siyaset başına geçebilir diyor Bediüzzaman Hazretleri.

O zaman belki dini siyasete alet etmemekte muveffak olur. Bu tesbit ve ikazdan bîhaber olan siyasilerin azim yanlışlara düşerek dinî değerlere zarar vermeleri mükündür. Üstadı her yönü ile örnek ittihaz eden bazı hadimlerin Bediüzzaman’ın bu tavsiyelerini kulak ardı etmesi anlaşılabilir mi?

Üstadın, din adına siyasete soyunanlara yönelik; “din noktasında kardeşiz; ama siyaset noktasında değil” gibi ifadelerinden bihaber olan insanların bilinen vartalara düşmesi bir tarafa; Üstadı tanıyan bir çok ihvanın onun verdiği bu mesajları kulak ardı etmesinin bir izahı var mı?

Üstadın; “lisan-ı siyasette lâfız mananın zıddıdır” dikkat çekici ifadelerinden bihaber olan, tahkik ehl-i olmayan insanların çoğu zaman siyasilerin aldatmaya yönelik nutuklarından etkilenmeleri belki mümkün olur. Velâkin Üstad Bediüzzaman’ın siyasî ve içtimaî meselelerle ilgili nazarlara verdiği prensiplerinden haberdar olduklarını bildiğimiz hadimlerin her iktidar değişikliğinde kafa karışıklıklarına girerek, siyasilerden ders almalarını, Risale-i Nur ölçüleriyle izah edilebilir mi?

Yine Bediüzzaman’ın ellerinde hem siyaset topuzunu, hem de Nur’u Kur’ân’ı tutanların istenilen manada dine hizmet edemeyeceklerini, bu sebeple kendisinin siyaset sopasını tutacak elinin olmadığını, iki değil; yüz eli de olsa ancak Nur’a kâfi geleceğini mesajlarından bihaber olanların bu çıkmaz sokaklara sapmalarını anlamak belki mümkündür. Ama Üstadın bu teşhis ve tesbitlerinden haberbar olduklarını bildiğimiz kişilerin siyasete soyunmalarını anlamak mümkün mü?

Keza Üstad Bediüzzaman’ın; “Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz... Biz müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta müteharrikiz..” Yani biz kendi inisiyatifimizle hareket etmiyoruz; Avrupa’nın yönlendirilmesiyle hareket ediyoruz. Kısaca bizdeki siyasetin ucu ecnebilerin elinde olduğundan, bilmeden onların işledikleri zulüm ve cinayetlerine ortak olmak gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bunun için Üstadın şiddetli bir şekilde siyasetten kaçtığını bilenlerin dört el ile siyasete sarılmaları anlaşılabilir mi?               

Okunma Sayısı: 2505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    26.8.2019 09:35:28

    Sayın Hüseyin Hocam, bu prensiplere uyulsaydı bugün birçok sıkıntı yaşanmazdı ancak gelinen noktada öylesine bir mantık yürütülüyor ki üstadın saffıevvel talebelerinde bir bile. " Üstad şimdi olsaydı bu siyasileri ayakta alkışlardı" anlamına gelecek beyanlarda bulunmaktadır. Yani demek ustiyorki bu ölçüler geçerli olmakla birlikte bunlara özel bir destek verirdi demektedir. Yani bugünki iktidara özel bir önem atfederek destek vermekteler ve üstadı ve Risale i Nuru bu düşüncelerine alet etmekteler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı