Dağ, taş, ağaç, su, hayvan türleri, canlı ve cansız varlıklar ve hattâ ölüler bile mucize lisânıyla Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’i tanımışlardır. Onun nebî oluşunu mucize diliyle onaylamışlardır.
Bir gün Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebû Bekir, Ömer ve Osman (radiyallahu anhüm) ile birlikte Uhud dağına çıktılar. Bu esnâda Uhud Dağı onları tanıdı ve onlara olan saygıdan dolayı deprenip titredi. Bunun üzerine Resûlullah Aleyhissalatü Vesselâm: “Ey Uhud! Uslu dur! Bilki, üstünde bir peygamber, seciyeli bir zât ve iki de şehîd bulunuyor” diyerek dağa iltifat etti.
Yine bir gün sevgili peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Tebük seferinden Medîne’ye dönüyordu. Yolda Uhud Dağını görünce şöyle buyurdu: “İşte şu gördüğünüz Uhud Dağı var ya. İşte o Uhud dağı bizi sever, biz de Uhud’u severiz”, sözleriyle bu dağa büyük bir şeref vermiştir.
“Hem nakl-i sahîh-i katî ile Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn ile berâber Uhud veyâ Hira dağının başında iken dağ titredi, zelzelelendi. Dağa fermân etti ki: “Dur! Şüphesiz üzerinde bir peygamber, bir Sıddîk ve üç şehid bulunuyor, deyip, Hz. Ömer ve Osman ve Ali’nin şehid olacaklarını haber vermiş; haber verdiği gibi çıkmış.” (Mektûbât, 104)
Evet, Peygamberimiz ve dört halifenin yolu cennetin yoludur. İki dünya saâdetinin ana caddesidir. Bu caddede yürüyen kişi kesin kurtulur.
Evet, biz de başta peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’i ve sünnetini seviyoruz. Sürurlu ve şifâlı sünnetine ittiba ederek ona olan muhabbetimizi gösteriyoruz. Onun, sırât-ı müstakîm üzere yaşamış dört halîfesini de seviyor, hürriyetçi ve dindar cumhûriyetçi yönetimlerini örnek almaya çalışıyoruz.
İlk müslüman, ilk halife Hz. Ebû Bekir, Sıddîk lakabı ve cömertliği ile meşhur olmuş ve Kur’ân, onu ve diğerlerini övmüştür. 40. Müslüman Hz. Ömer; müslüman olunca, onun kudreti ve kahramanlığı sayesinde, ilk defa açıktan Kâbe’nin çevresinde cemâatle namaz kılınmaya başlanmıştır.
Hz. Ali de ilmi, adâleti ve kahramanlığı ile meşhur olmuştur. Hz. Osman da hilm, hayâ ve cömertliği ile örnek olmuştur. Ayrıca, seçilerek devletin başına geçen bu dört halife Aşere-i Mübeşşere’dendir. Yani hayatta iken cennetle müjdelenen 10 kişiden dördü, dört halîfedir. Peygamberimiz bunları cennetle müjdelemiştir.
Îman, istikâmet, ihlas üzere kalınız.