"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

15-20 Temmuz: Kemalizmi tahkim projesi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Temmuz 2024, Salı
15-20 Temmuz sürecinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz gecesi ölümü göze alıp İstanbul’a gittiğini söylediği Erdoğan için “Bunu Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün milletin önüne düşüp önce Samsun’a, sonra yurdu gezerek ülkeyi işgalden kurtarmasına benzetiyorum” demiş. Cümle aynen böyle. (Sabah, 9.7.20)

Erdoğan’ın, partisi iktidara geldikten bu yana her fırsatta tekrarladığı M. Kemal vurgularını biliyoruz. (Bunların epeyce bir kısmı “Müflis Proje: Kemalizm” kitabımızda da var.)

Bu vurgular 15-20 Temmuz sürecinde daha da sıklaştı ve güçlendi. Uygulamaya yönelik boyutu ise, 30’ların şeflik dönemi referans gösterilerek gündeme getirilen ve hayata geçirilen tek adam rejimiyle tamamlandı.

Aynı bağlamda iktidar medyasında da “Kurtuluş Savaşında Atatürk neyse ikinci Kurtuluş Savaşımızda da Erdoğan o” gibisinden fevkalâde “orijinal” (!) yorumlar yapıldı, yapılıyor.

15-20 Temmuz sürecine bu gözle baktığımız zaman, sonraki gelişmelerin, Kemalist sistemi restore, tahkim ve takviye edip pekiştirme yönünde şekillendiğini görüyoruz.

SETA Siyasî Araştırmalar eski Direktörü ve 2017’ye kadar Başbakan Başmüşaviri olarak görev yapmış olan Hatem Ete’nin dikkat çekici ve manidar tesbiti bunu ifade ediyor:

“Kemalist modernleşme projesine alternatif ol(uştur)ma iddiası ve beklentisiyle iktidara gelen Erdoğan, Kemalist siyaset ve toplum tasarımını popülist ve muhafazakâr bir tonla güncelleyerek daha da güçlendirdi.”

Gerçi Erdoğan’ın denilen tarzda bir alternatif ol(uştur)ma iddiası var mıydı, tartışılır. Ama destek verenlerin epeyce bir kesiminde o yönde bir beklenti olduğu herkesçe biliniyor.

Sonuç, Ete’nin dediği gibi oldu. Çok önce seslendirilip Ahmet Taşgetiren’in de gündeme getirdiği “Yeşil Kemalizm” formatında.

Perinçek’e “Erdoğan vatansever kuvvetler tarafından ele geçirildi. Cumhuriyet yargısı altın çağını yaşıyor. Hayatımın en mutlu dönemindeyim” dedirten bu tabloda yine Perinçek’e ait “Atatürk’ün mevzisi Ayasofya değil, 15 Temmuz” sözü de konuyu tamamlıyor.

Bizim başından beri dediğimiz ve Ete’nin de ifade ettiği gibi 15 Temmuz demokrasiyi güçlendirme vesilesi kılınsaydı böyle olur muydu?

Okunma Sayısı: 4731
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kerim Soyten

    16.7.2024 15:15:17

    Rabbim kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu kimin dosdoğru yol üzerinde bulunduğunu en iyi bilendir.

  • Erhan

    16.7.2024 14:59:25

    200.000 tane trol besleyeceğimize, 1 milyon tane sığır besleseydik şu an memlekette etin kilosu 100 liraydı.

  • A.Yılmaz

    16.7.2024 14:22:30

    Gülen cemaati bir de şöyle düşünmek zorunda: Neden kader bizim başımıza böyle bir musibet getirdi. Neden başka bir cemaat değil de biz? Devleti ele geçirmek istediğiniz için olabilir mi? Devleti ele geçirmek için usulsüz yollara başvurduğunuz için olabilir mi? Din adına siyaset yapan iktidar insanları dinden ne kadar soğutuyorsa, hizmet görünümlü hareket ederek devleti ele geçirmeye çalışan gülen cemaati de insanları dinden o kadar soğutmuştur. Din samimiyettir. Üstadımızın hayatı ortadadır. Takiyye yapmak, gizlenmek, yalan söylemek, insanları kullanmak dine zarar verir. Hepsi gülenistlerde vardı maalesef.

  • Kenan

    16.7.2024 11:53:11

    Pek çok mütedeyyin arkadaşım bu iktidarın yaptığı haksızlıklara kızdığından dolayı fanatik Kemalist olmuş durumda..Çok acayip bir zamandayız

  • İhsan UÇAR

    16.7.2024 10:12:37

    Burhan Kula'ya: Risalei-Nur okuyup okumadığınızi bilmem.Eğer Risale okusaydiniz iletişim kurmak mümkün olurdu.Adi geçen hareketin belli başlı hataları var.Birincisi: Kemalist ideoloji konusunda Risale-Nur'u ölçü almadiklari,İkincisi: Türkçülük ideoloji aynı tutumu sergilemeleri, Üçüncüsünü: Risale-Nur'u sadeleştirme çalışmalari, Dördüncüsü: Kadrolaşma çalışmalari ve bu esnada yaptıkları hak ihlalleri ,kul hakkı ihlalleri ,burunlarindan kıl aldirmamalari...Listeyi uzatmak mümkündür.Masum insalara yapılan haksızlıklara gelince vatandaş olarak ne yapabiliriz?Ben de bu iktidarı mağduru okul müdürlerindenim...Yeni Asya başından itibaren-metoduna katilmasam- da haksizliklara karşı çikiyor.Son not: 2002 seçim arafesinde Adapazari'nda konuştuğum bağlılari hareretli bir şekilde iktidar partisini kayitsiz-şartsiz destekliyorlardi...Şahidim,şahidim,şahidim.

  • Asena Nur Uğurlu

    16.7.2024 10:04:07

    Ak parti ile kanka oldukları dönemlerde soruları çalıp hakkımızı yiyen gülen cemaatine de onlara izin veren devlet yetkililerine de soruyorum, bizim çalınmış hakkımızı kim ödeyecek?

  • Semanur Tunoğlu

    16.7.2024 10:00:03

    KHK ile işten atılmalar oldu. Gülen cemaati masum insanlar için hiç elimi taşın altına koyayım demiyor. Çok kötü bir durum tabi. Devlete soruyorsun, soru çalarak, hak gasbederek bu işlere girdiler, o yüzden işlerine son verdim diyor. Burda yapılacak husus gülen cemaatinin sahici bir özeleştiri yapması ve şimdiye kadar yaptıklarını şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmasıdır. Şimdiye kadar kimleri haksız yere bir yere getirdiler, hangi soruları çaldılar, kimlere peşkeş çektiler, ne kazandılar, ne birirktirdiler şu an durumları nedir, ellerinde ne kalmıştır....gibi hususları açık açık kamuoyu ile paylaşırlarsa bir güven tesis edebilirler ve haksız yere KHK ile işlerinden olanlar tekrar işlerine geri döner inşallah. Bu iş tek taraflı olmadı bunu unutmamak lazım. Zulmeden zulme uğrar derler.

  • Mustafa Said Kara

    16.7.2024 08:42:03

    Derin devlet kemalizmi güçlendirmek için zamanında gülen cemaatini kullandı. O dönem gülenciler kendilerini uyaranlara kulak asmadılar. Çok güçlüydüler çünkü. Devlet onların ellerindeydi! Nurları sadeleştirme olayında Gülene mektup yazan nurcular oldu. Gülen muhatap alıp cevap bile vermedi. Şimdi bizi kimse savunmuyor diyorlar. Zamanında yaptıklarınızdan dolayı sizi kimse savunmuyor maalesef. Hasılı kelam bir şekilde birilerini kullanıyorlar. Önemli olan cemaatlerin kemalizm ile kola kola girip iş tutmamasıdır.

  • Burhan Kula

    16.7.2024 00:52:21

    15 temmuz hain darbesinden sonra, 20 temmuz itibariyle hiçbir suça bulaşmamış darbeye ve darbecilere karşı olan Anadol'unun temiz gariban insanları için KHK zulmü başlamış ve yüzbinlerce insan 8 yıldır eziyet çekmektedir, bu zulmü yapanlara destek verenlere sessiz kalanlara Allah kahhar ismiyle muamele eylesin.

  • Erhan

    16.7.2024 00:37:29

    Takiye çok kötü bir haslettir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı