Risale-i Nur basımına bandrol engeli getirilip devlet tekelinin dayatıldığı süreçte, yapılanları önce külliyatı basım yetkisinin bir vakfa verileceği beklentisiyle destekleyip, ardından bunun yerine Diyanet’in devreye sokulmasına da aynı desteği veren ve bu konuda Yeni Asya’nın ortaya koyduğu tavrı eleştiren Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün, sonraki gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı yansıtan mesajlarını aktarmıştık.
Akgündüz son günlerde paylaştığı “Risale-i Nur’ların şu anda Diyanet camileri dahil, bütün resmî kurumlara konulması yasaklanmış. Diyanet İşleri Başkanımızın ‘Basıyoruz’ sözleri lafta kalıyor” mesajlarına Başkan Ali Erbaş’ın “Böyle bir ne genelge var, ne de yasak. Kendi bastığımız kitabı niye yasaklayalım? Bunun bir mantığı yok. Zaman zaman bireysel davranışlar duyuyoruz, onları da uyarıyoruz” şeklindeki cevabını “Fîhi nazar” kaydıyla naklettikten sonra “O zaman Şualar ve Lem’alar neden basılmıyor?” diye sorup şunları yazmış:
“Diyanet sadece Asa-yı Musa’yı basmıştır. Lem’alar ve Şualar’ı basmamakta ısrar etmektedir. Bu yasağın arkasında kim varsa Allah tokadını vuracaktır. Başkanın sözleri de ‘Çevir kazı, yanmasın’ cinsindendir. Kendisiyle bizzat görüştüm; ama özel sohbetleri açıklayamam.
“Ali Erbaş Bey Ehl-i Sünnet olduğu için hep müdafaa etmişimdir. Ama benim düsturum ‘Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez’ düsturudur.
“Diyanet İşleri Başkanımız ‘Risalelerle alâkalı yasak yok’ diye açıkladığına göre, hemen bir takım külliyat alıp en yakınınızdaki caminin kitaplığına hediye ediniz. Bakalım Başkanın konuşması doğru mu?”
Arada şu mesajı da paylaşmış: “Rize’de hem de caminin bahçesinde Risale’den iman dersleri yapan Mecid Taşçı kardeşime Müftülük mani olmuş. Sayın Başkan, bu meseleyi tahkik eder misiniz? Yoksa makamınızı korumak için mi ‘Serbesttir’ diyorsunuz?”
Keza şu mesaj da Akgündüz’ün: “Hükümetimizin seçim mağlûbiyetinin küllî sebeplerinden birini açıkladım diye, bazı yalakalar şahsımı hedef alarak hakarete varan açıklamalar yapmaktadırlar. Bunun delillerini açıklarsam çok kimse zor durumda kalır...”
Bunları da kayda geçirmiş olalım.