Günümüzde öne çıkan ve ağırlık kazanan psikolojik savaş taktiklerinin en tahripkâr, yıpratıcı ve yıkıcı olanları, olmadık yalan, iftira, saptırma ve çarpıtmalar kullanılarak yürütülen karanlık algı operasyonları.
Kontrol altındaki güdümlü medya araçlarında yapılan tek taraflı propagandalarla zihinler şartlandırılıyor ve bu yoğun tahkimatla oluşturulan algı üzerinden insafsızca hücum ediliyor.
Taarruz dalgasının ilk aşamasında o algıyı yerleştirmek için yoğun bir tahşidat yapılıyor.
Bir sonraki adımda “Önemli olan sizin ne anlattığınız değil, karşı tarafın ne anladığıdır” argümanı devreye sokuluyor. Böylece olgu ile algı arasına konulan mesafenin iyice açılıp, kapatılması imkânsız bir uçuruma dönüşmesi hedefleniyor.
Buna karşı, doğru ve sağlam bir temel üzerine bina edilmiş olan olguları ard niyetli algı operasyonlarına kurban ettirmemek için çok dikkat edilmesi gereken kritik ve önemli hususlar var.
Bunların başında, doğruları ısrarla dile getirip uygun şekilde sürekli tekrarlamaktan asla vazgeçmemek gereği geliyor. Aynı yöntemle sürdürülen kirli algı operasyonlarını boşa çıkarmanın öncelikli ve en önemli şartlarından biri bu.
“Bu hakikatleri çok tekrar ediyorsun” eleştirisine Üstad Bediüzzaman’ın verdiği “Bir meslek takip ettiğimi gösteriyorum. Bir mesleği takip edenler tekrara mecbur olurlar. Hem de birşeyin esası atılsa, mükerreren irca-ı nazar (tekrar tekrar bakışların çevrilmesi) lâzımdır. Mesleksiz olanlardır ki, her yola sapıyorlar” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 85) cevabında bu mana da var.
Çok önemli bir başka nokta, doğru ve sağlam bir olgu etrafında birleşip kenetlenen şahs-ı manevînin müfritane irtibat ve tam bir tesanüd içinde hakta sebat üzere çok sıkı bir istişareyle yola devam etmesi, kendi içinde herhangi bir boşluk ve zaaf oluşmasına meydan vermemesi, herşeyi tahkik süzgecinden geçirip silik sözleri ve ard niyetli propagandaları boşa çıkarması.
Yapılması gereken, olguyu, yalan, iftira, çarpıtma ve saptırmalarla oluşturulan yanlış algılara feda etmek değil, olguya uygun doğru algılar inşasına ve tahkimine çalışmak olmalı.
“Mübalağalı propagandalara ehemmiyet verilmemesi”ni tavsiye eden Üstadın “Bir tane sıdk (doğru), bir harman yalanı yakar” (age, s. 438) sözüyle dile getirdiği hakikat, algı operasyonlarını püskürtüp boşa çıkarmanın yolunu da gösteriyor.