Taliban sözcüleri Şeriat hükümleri çerçevesinde kadınlara hak ve özgürlük güvenceleri verirken, bu sözlerin hilâfına uygulamalar olduğu yönündeki haberlerin sonu gelmiyor.

Meselâ tesettür ve başörtüsünü zorunlu kılarken burka için bir dayatma yapmayacaklarını söylemişlerdi, ama sonra üniversitede peçe mecburiyeti getirdiklerini deklare ettiler.

Böylece bu çok duyarlı konudaki iç ve dış hassasiyeti dikkate almadıklarını gösterdiler.

Taliban’ın bu tavrı, tesettür, başörtüsü ve çarşaf gibi konularda sıkı ve yoğun tartışmalara sahne olan ve gerek yasakçı uygulamalar, gerekse inanç duyarlılıklarını ve bireysel tercihleri hiçe sayan laikçi kara propagandalarla algı operasyonları sebebiyle ciddî gerilimler yaşamış olan ülkemizdeki malûm refleksleri ve bunlara dayalı provokasyonları da tetikledi.

Bazı yerlerde yapılan çarşaf atma ve zincirli çarşaf eylemleri gibi. Bunların benzerleri başörtüsünün bütün okul, üniversite ve kamu kurumlarında yasaklandığı 28 Şubat döneminde de gerçekleştirilmiş ve baskı altındaki dindarların haklı tepkilerine konu olmuştu.

Zaten “kara çarşaf” jargonu üzerinden yapılan karalamalar, resmî ideolojinin başından beri en başta okullarda ve ders kitaplarında kullanageldiği bir kara propaganda örneği.

Ve tesettürde çarşaf giymeyi tercih edenler için son derece rencide ve rahatsız edici.

Haddizatında hanımların çoğunun tesettürlü ve başörtülü olduğu ülkemizde çarşaf çoğunluğun tercih ettiği bir giyim tarzı değil. 

Ama takva anlayışlarına daha uygun buldukları için çarşaf giyenlerin bu tercihine saygı duyulmalı ve incitici yaklaşımlardan kaçınılmalı.

Kaldı ki, toplumda bu tercih farklılıklarından kaynaklanan bir gerilim yok. Çarşaflı hanımların en yoğun olduğu Fatih-Çarşamba semtinde çarşaflılarla “modern” giyimliler arasında gözlenen uyum bunun çok açık göstergesi.

Toplumun hür tercihlere saygı temelinde medenî ve insanî ilişkilerle çözdüğü konularda bayat provokasyonlarla yeni gerilimler üretme gayretleri hiç kimseye bir fayda getirmez...