Önceki dönemlerdeki kesintiler hariç, Basın İlan Kurumu tarafından gazetemize uygulanan son resmî ilan ambargosunun dört buçuk yıla yaklaştığı malûm. Bu keyfîliğin yargı kararlarına rağmen sürdürüldüğü de.
Şimdiye kadar açtığımız davalarda iki ayrı idare mahkemesi BİK’in haksız tasarrufu için iptal kararı verdi. Ama görünen o ki, kurumun buna rağmen hukuksuz uygulamasından vazgeçmeye niyeti yok.
Son olarak verdiği “ambargoya devam” kararına yaptığımız itirazı da reddetti. Gösterdiği gerekçelerin çoğu, bütün gazeteleri etkileyen ekonomik krizin bizi özellikle zorlayan sonuçlarına ilaveten, bunca zamandır uygulanan ilan ambargosu sebebiyle gereğini yerine getiremez hale geldiğimiz kriterler açısından tesbit edildiği belirtilen bazı eksikler.
Ki, itirazımızda bunu şöyle ifade etmiştik:
“Kurumunuzun yasaya uygun olmayan eylemleri neticesinde meydana gelen zararlarımız henüz karşılanmamıştır. İtirazımıza konu olan kararda geçen birçok eksiklik maddî bir külfet getirmektedir ve ancak maddî zararımız karşılandığı takdirde giderilebilecek hususlardır.”
BİK’in ambargo gerekçesi olarak gösterdiği hususlardan biri, Resmî İlan ve Reklam Yönetmeliğinin, TMK’dan dolayı ceza davası açılması halinde ilan hakkının belirli bir süre için kesilmesini öngören 114. maddesiydi. Gerçi bu maddenin kendisi hukuken problemli ve açılan bir davada Danıştay yürürlüğünün durdurulması kararı verdi...
Ama Özdabak’la birlikte yargılandığımız davayı da bu maddeye istinaden ilan kesme gerekçesi yapan BİK, son kararında bu gerekçeden vazgeçmek zorunda kaldığını şöyle ifade etti:
“İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşma tutanağından da görüleceği üzere kadrosunda Sorumlu Müdür olarak beyan edilen Halil İbrahim Özdabak ile Genel Yayın Müdürü olarak beyan edilen Kâzım Güleçyüz’ün üzerlerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından BERAATLERİNE karar verildiği, Yönetmeliğin 114. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesine mahal bulunmadığı…”
Aynı maddede, “açılan davanın neticesine göre bu Yönetmelik hükümleri uyarınca (beraat durumunda) telafi ve mahsup”tan da söz ediliyor, ama beraatle sonuçlanan bu davayı gerekçe göstermekten artık vazgeçen BİK, işin o tarafını geçiştirerek, çoğu kendi hukuksuz uygulamalarının neticesi olan diğer gerekçeler üzerinden ambargoyu sürdürüyor.
Biz de bu benzeri görülmemiş hukuksuzluğa karşı hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz ve sonuna kadar bu mücadelenin takipçisi olacağız.
“Çoğu gitti, azı kaldı” ümidi ve inancıyla.