Üstad niye düz bir ifadeyle “meşveret, şûrâ, istişare” demek yerine “haklı şûrâ” tabirini tercih ediyor?
Burada da çok önemli incelik ve nüanslar var.
Bir defa istişarelerin münhasıran hakkı bulma niyet ve kastıyla, görüşülen konuda en doğru karara varabilmek amacıyla yapılması gerekiyor.
Bunun için, müzakere edilen husustaki ana çerçeveyi belirleyen ölçü ve prensiplerin esas alındığı bir zeminde, her fikrin doğru bilgilere dayalı olarak özgürce -yapıcı bir üslûpla- ifade edilip saygı gördüğü, herkesin ifade edilen fikirlere önyargılardan uzak bir şekilde odaklanıp onlardan en doğru ve sağlıklı sonuçları çıkarmaya çalıştığı bir katılım ortamı sağlanmalı.
Hak namına da olsa, Risale-i Nur’da “istibdad-ı ilmî” olarak ifade edilip, ihtilâfların kaynağı olarak gösterilen dayatmacı tavırlara meydan verilmemeli.
Böylesi tavırlar olursa da, onlara karsı hürriyet-i şer’iyenin gereği olan medenî cesaret ve dirayet gösterilerek, fikirler yine dile getirilmeli.
Şahsî fikirlere uymasa da, meşveret neticesinde alınan karara hep birlikte sahip çıkılmalı ve gereğini yerine getirmek için çaba sarf edilmeli.
Eğer istişare sisteminin çeşitli sebeplerle düzgün işlemediği ve bu yüzden meşveretlerden sağlıklı sonuçlar çıkmadığı düşünülüyorsa, şûrâ müessesesini yıpratıp kardeşlik hukukuna zarar verecek yıkıcı ve tahripkâr eleştirilerde bulunmak yerine, var olduğu söylenen sebeplerin izalesi için yapıcı katkılarda bulunmaya çalışılmalı.
Meselâ, değişik sebep ve gerekçelerle köşeye çekilip de, bizzat katılmadığı istişarelerden çıkan kararları eleştirmek gibi yanlışlara düşülmemeli.
Her hâlükârda, meşveret kararına saygılı olunup, onu yıpratacak tenkitlerden kaçınılmalı.
Aslında meşveretler, “haklı şûrâ” ifadesindeki manaların hakkı verilerek yapılabilse, ortada niza ve tartışma konusu olabilecek fikir ayrılıkları ve ihtilâflar da kalmaz; meşrep ve mizaç uyuşmazlığından kaynaklanan sürtüşmeler de biter.
Eğer meşveretlere rağmen bu çeşit sıkıntılar devam ediyorsa, o zaman haklı şûrânın gereklerinin tam olarak yerine getirilip getirilmediğinin de yine meşveret zemininde irdelenmesi gerekir.