Üstad Bediüzzaman, kendisini ziyarete gelmek isteyenlerle ilgili bir mektubunda, “sırf Kur’an-ı Hakîmin dellâlı olduğum cihetle” bu talepte bulunanlar için “Bu kapıdan girenleri ale’r-re’si ve’l-ayn (baş ve göz üstüne) kabul ediyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Onlar da üç tarzda olur: Ya dost olur, ya kardeş olur, ya talebe olur.
“Dostun hassası (özelliği) ve şartı budur ki: Kat’iyen Sözler’e ve envar-ı Kur’aniyeye (Kur’an’ın nurlarına) dair olan hizmetimize ciddî taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid’alara ve dalâlete kalben taraftar olmasın; kendine de istifadeye çalışsın.
“Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakikî olarak Sözler’in neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını eda etmek, yedi kebairi (büyük günahları) işlememektir. (Büyük günahlar Barla Lâhikası’ndaki bir mektupta şöyle sıralanıyor: “Katl (cinayet), zina, şarap, ukuk-u vâlideyn (yani kat’-ı sıla-i rahim/anne baba hukukuna riayet etmeyip alâkayı kesmek), kumar, yalancı şehadetlik, dine zarar verecek bid’alara taraftar olmak.”)
“Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözler’i kendi malı ve telifi (kendisi yazmış) gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin.”
Bu sıralamada ve zikredilen özelliklerde dikkat çeken son derece önemli hususlardan biri:
Ziyaret talebinde bulunanların en dış halkasında yer alan “dost”larda olması gerekli vasıflar içinde “haksızlığa kalben taraftar olmamak” gibi bir maddeye de yer verilmesi son derece dikkat çekici ve manidar.
Öyle ki, dostluk mertebesinde bulunanlarda öncelikle aranan özellikler arasında “beş vakit namaz kılmak ve büyük günahları işlememek” yok, ama “haksızlığa taraftar olmamak” var. (Dostlar için beş vakit namaz ve büyük günahlardan kaçınmak, mektubun devamında dua halkasına dahil olmanın şartlarından biri olarak zikrediliyor.)
Demek ki, her hal ve şartta hakkın ve adaletin yanında durup haksızlığa karşı çıkmak, en geniş halka olan “dost” dairesi içine girebilmenin vazgeçilmez şartlarından biri.
Dostta olması gereken vasıfları “kardeş” ve “talebe”lerin de haiz olması gerekliliğini ayrıca ifade etmeye bile hacet yok. Dostun vasıflarına ilave özellikler, Üstadın yaptığı tasnif ve tarifler çerçevesinde kişiye kardeş veya talebe olma vasfını kazandırıyor.
Dolayısıyla kim tarafından ve kime karşı yapılırsa yapılsın, hiçbir şekilde “haksızlığa taraftar olmamak,” kardeş veya talebe olabilmenin de asgarî şartlarından biri.