"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şimdi de faizle ülkeyi çökertiyorlar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Haziran 2024, Çarşamba
Bir evvelki seçim vaadlerinden biri “Verin bu kardeşinize yetkiyi; faizle, şunla bunla nasıl mücadele edilirmiş, görün” olan ve sonrasında bir ara “nass” söylemiyle haramlığına vurgu yaptığı faizi düşürme politikası izleyen “ekonomist” Erdoğan’ın geldiği son noktada, faizlerin alabildiğine tırmanıp tavan yaptığı bir tablo ile karşı karşıyayız.

Kur artışını durdurma gerekçesiyle izlenen bu politikanın sonucu, Haziran-2018’de 4.75 TL olan doları 32 TL’ye çıkarmak oldu. Merkez Bankasının nice milyar dolarları satmasıyla ve bütçeye yeni bir kambur olarak yüklenen KKM formülüyle kur hayli zamandır bu seviyede tutuluyor, ama faizler de almış başını gidiyor.

Böylece Türkiye’ye aynı anda hem dövizin, hem faizin fırladığı “özgün” (!) ve benzersiz bir model olma vasfı kazandırılıyor...

Yüksek faiz politikası ise her alanda ürettiği olumsuz sonuçlarla milletin canına okuyor.

Parası olanlar, ellerindeki birikimi ekonominin temel dinamikleri olan üretim, yatırım ve ticarete değil, faiz geliri için bankalara yatırıyorlar.

Mesela eskiden gayrimenkul bir yatırım alanı iken yeni durumda bu özelliğini kaybetmiş görünüyor. Nitekim sonucu da emlak piyasasının aylardır “yaprak kıpırdamaz” hale gelmesi. Yüksek enflasyonun inşaat maliyetlerinde anormal artışlara yol açması, birçok inşaatın tamamlanamayıp yarım kalması ve çok sayıda inşaat firmasının, iflasın eşiğine gelmesi, hatta bazılarının iflas etmesi cabası.

Kayırılıp kollanan imtiyazlı holdingler hariç.

Bu tablonun kaçınılmaz sonucu, konut krizi.

İnşaatla bağlantılı demir, çimento, kapı, pencere, boya, sıhhî tesisat, elektrik malzemesi, kablo, mobilya, beyaz eşya vs gibi diğer sektörlerin içine sürüklendikleri ve bu vaziyette daha da büyümesi mukadder darboğazlar da.

Yüksek faiz, parası olan mevduat sahiplerine hiç emek harcamadan bereketsiz ve haram bir kazanç sağlarken, parası olmayıp finans ihtiyacını krediyle karşılamayı tercih edenleri de gittikçe katlanan ağır bir borç yükü altına sokuyor.

Ticarî kredi kullanan ticaret ehli, tarım kredisi alan çiftçi, ev veya otomobil almak için bankadan kredi çeken müşteri, kart harcamasında ekstredeki rakamın asgarîsini ancak ödeyebilen tüketici, borç yükü altında ezildikçe eziliyor.

Bu yüzden ruh sağlığı bozulan nice insan intiharın, nice aile dağılmanın eşiğine geliyor.

Bu düzende kârlarını katlamaya devam eden bankalar ise borcunu ödeyemeyenin tepesine binip, geride kalan neyi varsa üstüne çöküyor.

Sonuçta Adalet (!) ve Kalkınma (!) Partisi, tek adam rejiminde uyguladığı fahiş faiz politikasıyla da ülkeyi hızla çöküşe götürüyor.

Okunma Sayısı: 2114
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    8.6.2024 17:06:23

    Bir değil binin üzerinde AKP ve liderinin faiz lobilerinin hamisi ve yandaşı olduğuna delil var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı