Üstadın, Nur Talebelerinin ve mazlumların avukatı merhum Bekir Berk’in, geçen günlerde rahmet-i Rahman’a tevdi ettiğimiz eşi, sadık Yeni Asya gönüllüsü Şükran Berk, yazarımız Mehtap Yıldırım Yükselten’in kendisiyle yaptığı ve 24.2.18 tarihli gazetemizde yayınlanan sohbetinde, 1968’de tanıdığı İttihad’ın ardından aralıksız takip ettiği Yeni Asya için şunları söylemişti:
“Yeni Asya okuyup da ‘Ben bunu beğenmiyorum’ diyecek insan yoktur. Risale-i Nur’un neşridir o. Böyle bir gazete daha yok. Dış dünya ile tek irtibatım Yeni Asya ile oluyor. Televizyondan dinlediğim habere güvenmem. Menfî yayın yapılıyor. Ancak Yeni Asya’da okuduğuma güvenebiliyorum. Eleştiren ve iftira atanlar bilmeden konuşanlardır.
“Yeni Asya’nın her sayfasını satır satır okurum. Maalesef içimizde ve dışımızda hep bir muhalefet olmuş. Doğrunun düşmanı çoktur. Yanlışlar hep doğrunun düşmanıdır. İnsanların hem Yeni Asya’yı, hem Risale-i Nur’u okumadığını gösteriyor bu durum. Yeni Asya aynı çizgisinde dururken, onun dışındakiler hep çizgi değiştirdi. Asıl tehlike bu yollardadır.
“Zamanla Yeni Asya her engeli aşacak, her yerde okunacak, tanınacak belki, ama bunun için gece gündüz neşrine çalışmak lâzım. Okurlarının da cesaretli olması lâzım. ‘Ya başıma birşey gelirse?’ gibi yersiz evhamlarla korkmaması lâzım. Korkmayın, başınıza Yeni Asya okumakla birşey gelmez. Zira Yeni Asya demek, istikamette, güvenli yolda olmak demektir. Başınıza birşey gelecekse de Yeni Asya okumaktan değil, okumamaktan gelir.
“Özellikle gençler Yeni Asya’yı okusunlar. Çünkü Yeni Asya’da Risale-i Nur var. Yeni Asya’da okunanlar zaten Risale-i Nur’a yönlendiriyor. Yazılarda kaynak gösterilen Risale-i Nur’dan bölümleri, açıp yerinden okuyorum bazen. Makalelerin hepsi beni Risale-i Nur’a yaklaştırıyor. Risale-i Nur’u, İttihad’ı, devamında Yeni Asya’yı tanımaktan çok memnunum.
“Bir gün bir arkadaşım ‘Sosyal hayattan el etek çektin, yalnız kalıyorsun diye acıyorum’ dedi. Güldüm ve Yeni Asya’yı çıkardım. ‘Bak burada 16 tane yazar var, bunların hepsi benim arkadaşım, ben yalnız değilim’ dedim.
“Yeni Asya, geçmişte neyse odur. Yıllar içinde tek fark, yazar isimlerinin değişmesi. Vefat edenlerin yerini yenilerinin doldurması.
“Şimdi ben nasıl geçmişteki gazetelerimi çıkarıp yeniden okuyorsam, gençler de geçmişte yazılanları okumalılar. Yeni Asya’da yazan ağabey ve ablalarını örnek almalılar. Onlarla irtibat halinde olmalı, fikirlerinden istifade etmeliler. Benim modelim Yeni Asya. Şimdiki yeni yazarların da modeli Yeni Asya olmalı.”
Allah rahmet eylesin, Cennetinde buluştursun.