Gazetemizde geçen haftasonu düzenlenen ve şevke medar olan uhuvvet buluşmasında yapılan kısa konuşmalarda Yeni Asya’nın tavizsiz duruşunu ve misyonunu vurgulayan çok önemli mesajlar da verildi.
İstanbul Tarihî Türk Müziği Topluluğunda ses sanatçısı olarak görev yapmaya devam eden arkadaşımız Mehmet Emin Altınop’un, ilahi grubuyla birlikte, Risale-i Nur’dan bestelediği bölümleri seslendirerek renk kattığı programda ilk yazıişleri müdürümüz Sabahaddin Aksakal Zübeyir Gündüzalp’le olan yakın beraberliğine atıf yaparken, “Zübeyir Ağabey gazetenin herşeyiyle çok yakından ilgilenirdi. Bediüzzaman Hazretlerinden öğrendiği ve hayatı boyunca harfi harfine tatbik ettiği en mühim iki prensip meslek ve meşrebe sadakat ve istikametin muhafazasıydı. Yeni Asya bu hassasiyetle bugünlere geldi ve bugün de aynı şekilde devam ediyor. Her hal ve şartta hakkın yanında ve haksızlığın karşısında yer alıyor” dedi.
Kadim okurlarımızdan Emin Oran “Bizim davamız kökleri derinlerde olan ve her türlü fırtınaya ve olumsuz şartlara karşı sarsılmayan dev bir ağaç gibidir. Fırtınalarda güvenli bir sığınak arayanların buluşacağı adrestir. Köklerinin sağlam olmasıyla kıyamete kadar devam edecek bu davanın şahs-ı manevîsi olan sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.
Aynı manaları dile getiren okurumuz Mesut Kösebaşkan, “Yeni Asya’nın kapısı samimiyetle gelen herkese açıktır” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. İlyas Üzüm her vesileyle ifade ettiği “Risale-i Nur’u bütünlüğü içinde tavizsiz olarak ve hakkıyla temsil eden camia Yeni Asya’dır” tesbitini bir defa daha tekrarladı.
Bunlar Yeni Asya’yı Yeni Asya yapan Risale-i Nur eksenli fikir ve değerlere dayalı bir çok sağlam bir duruş ve çizginin ifadeleri. Temel prensiplerde her hal ve şartta ne pahasına olursa olsun asla taviz vermeyen kararlı bir duruş ve daima ortak değerler üzerinde birlik, beraberlik ve kardeşliği ön planda tutarak meşveret ve şûrâların belirlediği çerçevede kapısını her zaman açık tutan müşfik ve kucaklayıcı bir yaklaşım.
Çıktığı ilk günden bu yana “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır” diyen ve Hutbe-i Şamiye’nin sonundaki “Muhabbet devam etsin, şûrâ kuvvet bulsun” çağrısını değişmez parola olarak samimiyetle benimseyen ve titizlikle uygulayan bir misyon.
Bu misyona milletimizin, İslam dünyasının ve bütün insanlığın çok ihtiyacı var.