Ancak çağımızın bulunduğu şartlara baktığımızda okuryazarlığı sadece yazılı eserlerden ibaret göremiyoruz. Medya ve gelişen dijital teknolojilerle artık insanların iletişim ve öğrenme şekilleri de değişmiş durumda. Teknolojinin sunduğu imkânlarla bilgiye daha kolay, kısa sürede ulaşılabiliyor. Medya okuryazarlığı da bu bilgileri doğru okuma, değerlendirme ve iletme yeteneğimizi gösteriyor.

Birçok insan dijital medyayı arkadaşlarıyla iletişimde olabilmek, fotoğraf paylaşmak, kültür, sanat, bilim, eğitim, sağlık, siyaset gibi pek çok konuda merak ettiklerini öğrenmek için kullanıyor. Evet medya, gelişim için şüphesiz çok güzel bir araç. Uzman kişiler tarafından da medyanın doğru okunması, başarı için ihtiyaç duyduğumuz yetkinlikler arasında görülmekte. Ancak bunun yanı sıra çok fazla zararlı içerikler de mevcut. Bu noktada ciddî bir eğitimin küçük yaşlardan itibaren alınması gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde Çocuk ve Medya üzerine gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Prof. Dr. Nilüfer Sarı Sezer, “Çocuk Medyası ve Okuryazarlık Üzerine” konuşmasında, bu konuda güzel mesajlar verdi. Medya eğitiminin önce aile içinde verilmesi gereken bir eğitim olduğunu söyleyen Sezer, şöyle konuştu: “Daha sonra okul öncesi ve beraberinde ilkokullarda verilmesi gerekiyor. Sonra lise ve Yükseköğretimde ders olarak okutulmalı, ezbere dayalı değil performans ağırlıklı bir program uygulanmalı. Medya okuryazarlığı konusunda çoğu ebeveyn bilinçsiz ne yazık ki. Anne babanın yanı sıra çocukların da bu konuda bilinçlenmesi gerekir. Çocuk yüz yüze kaldığı iletilerin ne derece doğru ne derece yanlış olduğunu bilmeli. Çoğunun kurgusal olduğunu ve yapımcıların kendi ideolojilerini de yansıttığını bilmesi gerekir. O yüzden ilköğretim de dahi medya okuryazarlık eğitimi önemlidir. Medya, dijital, dil, matematik, coğrafya okuryazarlığı hepsi küçük yaşlardan itibaren özellikle aile ortamında verilmesi gereken okuryazarlık türleri. Pısa sonuçlarına baktığımızda ne yazık ki çocuklarımız Avrupa’nın çok gerisinde. Burada medya okuryazarlık eğitimi önemli. Sağlıklı okuryazarlık istiyorsak, medyadan etkilenmeyen, ama medyayı etkileyen gelecek istiyorsak medya okuryazarlık eğitimine önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Evet medya okuryazarlığı eğitimi, medya ve teknolojinin olumlu olarak gördüğümüz potansiyelini geliştirirken, olumsuz yanlarını en aza indiriyor. 

Bu sayede sosyal medyada daha fazla vakit geçiren çocuklar ve gençler, dijital mecralarda doğru içerikleri görebiliyor ve  medyayı tahkik ederek daha doğru okuyabiliyor. Böylece fertler, sanal ve gerçek ortamlarda sunulan bilgileri doğru kullanarak  problem çözme, verileri kullanabilme, sorgulama, ikna etme ve eleştirel düşünme gibi çeşitli beceriler kazanıyor.

Yanlış bilginin çok hızlı yayıldığı sosyal ortamlarda, doğruyu ayırt etmek ve insaflı analizler yapabilmek için medyayı doğru okumamız gerekiyor. Gerçeğin peşinde olan her insan, basılı dijital bütün bilgileri tahkik ederek doğru okuyacaktır.