Her mevsimde rağbet edilen bir giyim çeşidi vardır. Kışın kalın elbiseler, yazın ince ve açık renkli elbiseler gibi. Tebliğ esnasında da elbiselerin önemi vardır.
İslâm’ı muhtaç olanlara anlatmak (tebliğ etmek) önemli bir konudur. Üstad’ın dediği gibi, “Doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu göstermek” tebliğ yollarından önemli ve en tesirli yollarından biridir. Tebliğ esnasında tebliğcinin her hali, tavrı, oturması, kalması, her hareketi, yani davranışlarının yanında kişinin giyimi de önemli bir husus olarak görülmelidir.
Kıyafetlerimiz bizim tavrımızı gösterir. Belirgin bir kıyafeti giymekle inandığımız, mensup olduğumuz bir gruba, cemaate aidiyetimizi göstermiş de oluyoruz bir bakıma aslında.
Fikirlerimizi, dâvâmızı karşımızdakine kabul ettirmek kıyafet ve dış görünüşün sağlıklı ve güzel olmasına bağlıdır. Daha sonra gelen faktör, elbette neyi ve onu nasıl anlatacağımız olmalıdır.
Üstad Said Nursî de talebelerine, mahkemelerde kravat takmalarını, günlük hayatta temiz ve İslâmî yaşayışa uygun giyinmelerini tavsiye etmiştir. Mukteza-ı hale mutabık davranmak, yani halin/durumun icabına ve gereğine uygun olarak hareket etmek, konuşmak veya giyinmek manalarına gelir.
Giyilen kıyafet, dış görünüş tebliğ edilmek, anlatılmak istenen fikre uygun olması gerekir. Nasıl ki, konuşurken bulunulan duruma ve muhataba uygun konuşma metodu sergilenmesi gerekiyorsa, giyimde de aynı şekilde davranılması gerekir. Zaten Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz’in hayatına baktığımızda; daima sade, fakat temiz elbise giydiği ve muhakkak güzel koku kullandığı görülmektedir.
Hz. Peygamber (asm) bir gün üzerinde kirli elbiseler bulunan bir kimse gördüler ve hayretle; “Bu zât elbiselerini yıkayacak su bulamıyor mu?” buyurarak Müslümanlara temiz ve tertipli olmaları gerektiğini ikaz ettiler. (Bkz. Ebû Dâvûd, Libâs, 14/4062) Elbiselerin düzeltilmesini emrederken, saç ve sakalların dağınıklığını da tasvip etmezlerdi. Nitekim bir seferinde, saçı-sakalı karışmış bir adam mescide gelmişti. Efendimiz (asm), eliyle ona saç ve sakalını düzeltmesini işaret etti. Adam, bu emri yerine getirdiğinde Allah Rasûlü (asm), “Bu hâl, herhangi birinizin şeytan gibi saçı-başı dağınık dolaşmasından daha güzel değil mi?” buyurmuşlardır. (Muvatta, Şaar, 7)
Onun için, tebliğ yaparken de içimiz gibi dışımızın da temiz ve düzenli olmasına dikkat etmeliyiz.