"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Unutmak nasıl nimet olur?

M. Fahri UTKAN
13 Temmuz 2021, Salı
“Nisyan (unutma) da bir nimettir. Yalnız her günün alamı çektirir, müterakim (birikmiş) alamı (elemleri) unutturur.” (Lemaat)

Unutma veya hafızaya kayıt Cenab-ı Hakk’ın El-Hafiz ismi ile ilgili olaylardır. Bu ismin özelliği/anlamı; yapılan işleri bütün tafsilâtıyla tutan, her şeyi belli vaktine kadar afat ve belâlardan saklayan anlamına geldiği gibi Hıfz ve korumak anlamına da gelmektedir.

Hafıza, insanda bildiklerini muhafaza eden bir lâtife bir özelliktir. İnsan bazı şeyleri unutabilir. Bunun da hikmetleri vardır. 

Meselâ, bize ıztırap veren olaylar, hafızamızda ilk tesir ettiği haliyle olduğu gibi kalsa idi, belki bunlara dayanamayacaktık. Allah’ın lütfu ve ikramıyla, bizi üzen olayların etkisinden zamanla kurtuluyoruz. Bir müddet sonra o olayları, bazı vesilelerle hatırlıyoruz. Ve eski şiddet ve sıkıntısından kurtuluyoruz. Demek ki bazı nimetlerin olması, bazılarının vasatta seyretmesi ve bazılarının da, olmaması büyük bir nimettir.

İşte Cenâb-ı Hak; insanlara hafızayı nimet olarak vermiş, ancak zamanla unutmayı da ayrı bir nimet olarak nasip etmiştir. Bunun hikmeti de sıkıntı ve ıztırapların zamanla unutularak, ömür boyu devam etmemesidir. Zira daha sonraki musîbet ve ıztıraplara yer kalması ve insanların tahammül hudutlarının korunması için unutmak, Allah’ın insanlara büyük bir lütfudur. 

Bu kadar değerli bir varlığın önemi; hafıza kaybı, unutkanlık ve zihnî bir takım problemler başlayınca daha iyi anlaşılmaktadır. İnsanın hafıza kaybına ve unutkanlığa yol açan fizyolojik ve psikolojik birtakım sebepler vardır. Bir insan için hafızanın ne demek olduğunu tartışmaya gerek yoktur. Her insan için de bu durum böyledir. Öyleyse, asıl problem; hafıza nasıl güçlendirilebilir ve hafıza kaybının önüne nasıl geçilebilir, olmalıdır.

Unutkanlığın sebeplerini bir veya birçok olaya bağlamak imkânsızdır. Uzmanlar unutkanlığı psikolojik ve biyolojik olarak iki ana başlık altında değerlendirirler. Biyolojik bir hastalık veya psikolojik çöküntüler, unutkanlığın ana sebeplerini teşkil etmektedirler. Ancak insanlar alacakları bir takım tedbirlerle, unutkanlığı azaltabilirler.

İnsan niçin unutkanlık yaşar, acaba?

Dağınık bir hayat yaşamak veya kontrolsüz beklentiler ve düşünceler, zihni dağıtır, unutkanlığa sebep olabilir. Düzensiz uyku da vücut mekanizmasını bozarak unutkanlığa sebep olabilir. “Ayrıca, ‘Harama bakmak unutkanlık verir’. Bunu Üstad bir mektubunda şöyle izah ediyor: “Risale-i Nur Talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: “Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor, ne yapayım?” Ben de dedim: Mümkün oldukça namahreme nazar etme. Çünkü rivayet var. İmam-ı Şafii’nin (ra) dediği gibi, “Haram-ı nazar, nisyan verir.” (Kastamonu Lâhikası, 181)

Peki, unutmamak için neler yapılmalıdır?

Hayat düzenine dikkat edip, planlı yaşamak ve çalışmak unutkanlığa engel olabilir. Bir konuyu çalışırken yoğunlaşmak ve devamlı tekrar etmek (özellikle yatmadan evvel), devamlı not almak, liste tutmak unutmayı önleyebilir. 

Unutkanlık kötü bir algı olarak görülürse de faydaları da vardır. Aşırı veya hastalık derecesinde olmamak kaydıyla unutkanlık, insan için bir nimettir. Meselâ, bir insan, yaşadığı her olayı hiç unutmasa da, ilk yaşadığı gibi canlı ve taze olarak hatırlasa, hayatı ne kadar feci ve dayanılmaz bir durum olurdu. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Geçmiş zamanın elemleri gider, lezzetleri kalır.” Yoksa geçen zamanın elemi, yaşanılan bütün lezzetleri alt-üst eder. Unutkanlığa bütün bütün zararlı bir gözle bakmamak lâzımdır. Allah’tan musîbetleri, kötülükleri ve düşmanlıkları unutmak kadar unutkanlık; iyilikleri ve görevleri unutmayacak kadar da unutmamayı dilemek lâzımdır.

Okunma Sayısı: 3017
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı