Tarih boyunca değişik hanedanlar tarafından idare edilmiş olan Bizans İmparatorluğu, 1261’den itibaren Paleologlar’ın eline geçti.
İstanbul, 1204’te Latinler tarafından işgal edilince İznik’e kaçan burada geçici bir devlet kuran Paleologlar, İmparator VIII. Mikhail Palaiologos liderliğinde teşkil edilen büyük bir orduyla gelip eski başkentlerini geri aldılar.
*
Bizans hükümetleri, bu tarihten sonra Anadolu’dan ziyade Avrupa’ya yöneldiler. Kaybettikleri eski topraklarını geri almaya başladılar. Bu sebeple, küçüklü-büyüklü Haçlı kuvvetleriyle çarpışmak zorunda kaldılar. Genelde de başarılı oldular ve Bizans’ı yeniden canlandırma noktasına getirdiler.
Anadolu tarafında ise, Bizans devletinin günden güne gerilediği görülmekte. Önce Selçuklular, ardından da Osmanlılar karşısında sürekli mevzi kaybeden Bizans, zaman içinde Rumeli topraklarının da Osmanlı’nın eline geçmesiyle, bir nevî çember içine alınmış oldu.
*
1400’lü yılların başlarına gelindiğinde, Bizans’ın elinde İstanbul’un Avrupa yakasından ve irili-ufaklı birkaç adadan başka toprağı ve hâkimiyet sahası kalmamıştı.
Bizans’ı çepeçevre kuşatan Osmanlı hâkimiyeti, Avrupa’daki Haçlı dünyasını endişelendirmiş ve onları bu kez Bizans’ı kurtarmak, hiç olmazsa Müslümanların eline geçmemesi için harekete geçirmişti.
1453’teki fetihten evvel, Osmanlı ve Haçlı orduları arasında tehlikeli temaslar yaşandı. Karşılıklı bazı manevralar yapıldı. Ancak, yine de büyük kayıplara sebebiyet verecek sıcak çatışmalara girilmedi.
*
Haçlı kuvvetlerinin ağırlığını, ciddiyet ve hassasiyetini bu sûretle tartma şansını yakalayan Sultan II. Mehmed, nihaî fethe doğru giden faaliyetlere hız verdi. Kuşatma ve fetih stratejisini ona göre belirleyip planladı. Bazı hususları sır gibi saklamakla birlikte, harp divanındaki müzakereleri de hiç ihmal etmedi. Hemen her safhadaki gelişmeleri yakın kurmaylarıyla paylaşarak fetih harekâtını sevk ve idare etti. Bütün bu hazırlıklara ve akıllara durgunluk veren teknik, taktik ve stratejik çalışmalara rağmen, müstahkem surlar ve derin su kanallarıyla korunan İstanbul’un fethi kolay bir iş değildi.
Ancak, Sultan Fatih de zor olana hayatını adadı ve bu sâyede Hz. Peygamber’in (asm) müjdesini tahakkuk ettirmeye muvaffak oldu: 29 Mayıs 1453.
*
Bin küsûr yıllık Bizans’ın son günlerine dair hazırlamış olduğumuz bu yazıyı, söz konusu sahih rivâyetin meâlini takdim ederek noktalayalım. O kudsî rivâyet şudur: “Konstantiniyye (İstanbul) elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.”