"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğudan batıya işgal hareketleri

M. Latif SALİHOĞLU
20 Haziran 2012, Çarşamba
Yakın Tarih Yazıları...

1918 yılı başında Osmanlı ve müttefikleri karşısında Kafkas Cephesinden geri çekilmek zorunda kalan Rusya, Brest–Litovsk Antlaşması gereği Kars, Artvin ve Batum'u Osmanlı'ya terk etti.
Ne var ki, bölgedeki Ermeni birlikleriyle yaşanan gerginlikler hız kesmeden devam ediyordu.
Nisan ayının ilk haftasından itibaren Kars'ı işgal etmeye başlayan İngiliz kuvvetleri, bu önemli serhat şehrinin idaresini Ermenilere teslim etmek istiyorlardı.
Neticede, İngilizlerden alenî destek ve teşvik gören ve Ruslardan da cesaret alan Ermeniler, 19 Nisan 1919'da Kars ve çevresini işgal ettiler.
İşgalin hemen ardından da Müslüman katliâmını başlattılar.
Oysa, Millî Mücadelenin ilk şanlı direniş hareketlerinden birisi Kars'ta sergilenmişti.
Mondros Mütarekesinden hemen sonra, yani 5 Kasım 1918'de "Kars Millî İslâm Şurâsı Merkez–i Umumisi" teşkil edildi. Bu şurânın şubeleri ise, başta Ardahan olmak üzere yakın merkezlerde sür'atle teşekkül ettirildi.
Yaklaşık altı ay müddetle bu bölgeyi Rus, Ermeni, Gürcü ve İngiliz işgalcilerinden korumaya çalışan Kars Millî İslâm Şurâsı, Nisan 1919'dan itibaren dayanılmaz derecede sıkıntılı günler geçirmeye başladı.
Devlet ve hükûmet merkezinden buraya herhangi bir yardım yapılamıyordu.
Etraf, bütünüyle işgalci güçler tarafından kuşatılmış durumdaydı.
Şark Cephesine (15. Kolordu) gönderilen Kâzım Karabekir, 19 Nisan'da Trabzon'a ancak ulaşabildi.
(NOT: 30 Nisan'da Erzurum'a doğru hareket ediliyor. Uzun süren çalışmaların ardından, işgalcilere karşı taarruz harekâtı başlatılıyor.)
* * *
13 Nisan 1919'da Kars ve çevresinin idaresini ele geçirdiğini duyuran İngiliz işgal kuvvetleri, Millî İslâm Şurâsı merkezine de ânî bir baskın düzenleyerek 12 kişiyi tutuklattı.
Tutuklananlar önce Batum'a, bilâhare Malta Adasına sürgün edildiler.
Müslüman nüfusa yönelik katliâmlar, işte bu merhaleden sonra daha da hız kazandı.
Sahipsiz, çaresiz ve imkânsız duruma düşen Kars çevresindeki Müslümanlar, 19 Nisan'da başlayan Ermeni istilâsına teslim olmak durumunda kaldı.
Ermeni çeteciler etrafta katliâm yaparlarken, intikam damarları depreşen Hıristiyan Gürcüler de, aynı yöntemlerle Ardahan ve Posof'u ele geçirerek, onlar da savunmasız ve perişan durumda kalan Müslüman halka kan kusturmaya yöneldiler.
Böylelikle Kars, Ardahan ve çevresinde aylarca sürecek olan bir kanlı işgal süreci başlatılmış oldu.
* * *
Bölgenin işgali, Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Millî Kuvvetlerin 30 Ekim 1920 tarihinde gerçekleştirdiği püskürtme harekâtına kadar devam etti.
Yani, Mondros Mütarekesi'nden tam tamına iki yıl sonrasına kadar...
Ayyıldızlı bayrak, Kars Kalesine Besmele–i Şerife ile işte o gün yeniden çekilmiş oldu.
* * *
Kars'ta verilen şanlı mücadele üzerine yazılmış birçok destanımız, o bölgenin ruh halini yansıtan birçok türkümüz var.
Bilvesile, Kâtibî isimli ozana ait bir Kars türküsünü hatırlayalım:

Sana bir nasihatım var
Gel yanıma hele gardaş
Uzaktan arayıp gezme
Gitme elden ele gardaş

Harama sürme elini
Kötüden sakın kendini
Bazen hıfzeyle dilini
Dilden gelir belâ gardaş

Dinle okunan Ferman'ı
Bulasın derdine dermanı
Tersi savurma harmanı
Dane gider yele gardaş

Kâtibî'm geldim cihana
Şükür olsun ol Subhan'a
Halin arzeyle Sultan'a
Mihnet etme kula gardaş

İZMİR Yunan'ın da işgal hevesi depreşti
Birinci Dünya Savaşından mağlûp çıkan Osmanlı Devletine en zayıf olduğu bir zamanda saldıran Yunanistan, 15 Mayıs 1919'da İzmir limanlarına asker çıkardı ve şehri işgal etmeye başladı.
Yunan kuvvetlerinin, bu hareketi kendi başlarına yapmadıkları kesindi.
Arkalarında hem İtalya, hem de İngiltere'nin destek ve himayesi vardı.
1911'de Ege'deki 12 adayı zapt ederek bölgede nüfuz sahibi olan İtalya, elinde tuttuğu adalardaki kuvvet dengesini zaman içinde Rumlara ve Yunanlılara kaydırdı. Tıpkı, İngiltere'nin 1878'den beri Kıbrıs'ta ve 1917'den sonra Filistin'de yaptığı gibi.
* * *
Anadolu'yu işgale hevesli ülkeler, Mondros Ateşkes Antlaşmasından (30 Ekim 1918) sonra bu heveslerini tatbik sahasına koymaya girişti.
Bu cümleden olarak, Yunanistan da İzmir'den başlayarak Anadolu'nun iç kesimlerine doğru işgal ve istilâ harekâtını başlattı.
Yunanistan'ın böyle bir taarruzda bulunmaya aslında ne cesareti vardı, ne de gücü.
Ne var ki, arkasında İngiltere gibi o günlerin en güçlü bir devleti bulunuyordu.
Zaten, İngiltere'nin kendisi de Osmanlı'nın başkenti İstanbul'u, Doğu'da ise Kars ve çevresini aynı günlerde resmen ve fiilen işgal etme plânını yürürlüğe koymuş durumdaydı.
* * *
İzmir'in işgali 9 Eylül 1922'de son buldu. Millî Kuvvetler, o gün İzmir'e girerek şehri teslim aldı.
Fakat ne yazık ki, düşman kuvvetleri tarafından şehrin birçok bölgesi giderayak yakılmış, yıkılmış bir vaziyette idi.
Okunma Sayısı: 1437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı