05 Mayıs 2014, Pazartesi
Tarihte Bugün: 5 MAYIS
Efsane Napolyon’un sefilâne ölümü
Fransa'nın efsanevî lideri ve savaş kahramanı olarak kabul edilen Napolyon Bonapart, sürgüne gönderildiği Atlantik'teki Helena Adası'nda 51 yaşında öldü. (5 Mayıs 1821)
Napolyon'un hayatı, başlı başına bir ibret tablosudur. Hayatında öylesine iniş-çıkışlar, öylesine düşüş ve yükselişler yaşadı ki, hayret etmemek elde değil.
Meselâ, Büyük Fransız İhtilâli (1789) zamanında sıradan bir genç subay iken, kısa zamanda en gözde asker konumuna geldi. Generalliğe kadar yükseldi ve ordunun başına geçti. Ardından, "Birinci Konsül" yapıldı. 1804'ten itibaren de, aynı anda hem Fransa'nın İmparatoru, hem de İtalya'nın Kralı sıfatını kazandı.
Ve, hayatının son demini ise, okyanusta küçük bir adada yalnız geçirmek durumunda kaldı. İbretle düşünmemek elde değil: Nereden nereye...
Gizli darbe hazırlıkları
5 Mayıs (1960) günü Ankara Kızılay Meydanında 555K şifresiyle çok derin ve sinsî plânlı olduğu anlaşılan büyük bir gösteri yapıldı. Bu ve benzeri hadiseler, meğerse pusuda bekleyen cuntacıların birer darbe provasıydı.
* * *
Sancı, çok daha evvelden başlamıştı. 1950 ve 1954 seçimlerinin ardından yapılan 1957 seçimlerinde de başarısız olup iktidar ümidini kaybeden muhalefetteki CHP, bu kez tutumunu alabildiğine sertleştirerek, kelimenin tam anlamıyla yıkıcı bir muhalefete başladı.
Aynı cümleden olarak, hem üniversite kadroları, hem de askeriyedeki bazı cuntacı subaylarla gizliden temas kurarak, DP iktidarını yıpratma kampanyasını başlattı. CHP lideri İsmet Paşa, gittiği hemen heryerde, iktidar yanlısı vatandaşları tahrik edici söz ve hareketlerde bulunmaktan geri durmadı. Öyle ki, birçok yerde yaralanmalarla neticelenen çatışmalar yaşandı.
Bu arada, çoğu CHP yanlısı olan medyanın iktidar partisine gözdağı veren yayınları da had safhaya çıktı. Meselâ, muhalefetin ağzından çıkan "Zalimleri yıkmak için gereken cesaret bizim ordumuzda ve gençliğimizde vardır" şeklindeki sloganları açıktan açığa kullanmaya yöneldi. İsmet Paşa, böylelikle ordu ve üniversite ile birlikte medyayı da yedeğine almada büyük ölçüde başarılı oldu.
İşte, bütün bu gelişmeler, adım adım yaklaşmakta olan kanlı darbenin aslında ayak sesleriydi.
* * *
Darbeden bir ay kadar evvel, öğrencileri tahrik etmeye yönelik hazırlanan yeni bir plan devreye sokuldu.
Bu plana göre 28 Nisan 1960 günü İstanbul Üniversitesi bahçesinde toplanan üniversite talebeleri "Kahrolsun hükûmet, Menderes istifa" sloganlarını atmaya başladı. Önce, devreye polisler girdi. Ancak, gerginlik yatışmadı, çatışma daha da hızlandı. Ardından, bir askerî birlik getirtildi. Askerler ile öğrenciler tam karşı karşıya gelmişti ki, aniden hiç umulmadık bir gelişme yaşandı. İki taraf bir birine sarmaş-dolaş oldular.
4000 civarındaki üniversite öğrencisi, var güçleriyle "Yaşasın ordu! Yaşasın Türk askeri" diye sloganlar atmaya başladı. İki taraf arasında hiçbir sürtüşme dahi yaşanmadan ayrıldılar.
Biraz sonra ise, tekrar Bayezid Meydanı’nda toplanan göstericilerle polisler arasında gerilim yaşandı. Patlatılan silâh sesleri arasında gürültü had safhaya ulaştı. Bu hengâmede, Turan Emeksiz ismindeki bir Orman Fakültesi öğrencisinin polis kurşunu ile öldüğü iddia edildi.
Ondan sonra da iş tamamen kontrolden çıktı. Eylemler ve protesto gösterileri daha da artmaya başladı. Nihayet, bir ay sonra, şartları iyice olgunlaştırılan o kanlı darbe gerçekleştirilmiş oldu.
* * *
Evet, Ankara'da gizliden gizliye bazı dolaplar çevrildiği belliydi; ama, acaba işin iç yüzünde ne vardı? Gariptir ki, 5 Mayıs’ta "555K" şifresiyle, Kızılay Meydanı'nda da büyük bir gösteri düzenlenmiş ve sonlara doğru hükümet aleyhtarı sloganlarla iş çığırından çıkartılmıştı.
Esasında, bütün bunlar gizli bir plân dahilinde yürütülen faaliyetlerdi. Asıl hedef, darbe yapmak ve meşrû hükümeti iktidardan uzaklaştırmaktı. Nitekim, Gürsel'in izne ayrılmasından tam 21 gün sonra, ordunun alt kademesindeki subayların tazyiki ile, bir askerî darbe yapıldı. Menderes'in başında bulunduğu Demokrat hükümet, silâh zoruyla devrildi.
KISA KISA
1907: Fenerbahçe Spor Kulübü kuruldu.
1920: Millet Meclisi ilk toplantısını yaptı.
1925: M. Kemal'e suikast teşebbüsü gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan Manok Manukyan idam edildi.
1931: Üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı makamına getirilen M. Kemal, yeni kabineyi tekrar İsmet Paşaya kurdurttu.
1952: Yıllar önce devlet inhisarına alınan “Kibrit tekeli” kaldırıldı.
1955: II. Dünya Savaşında yenik düşen Almanya, müttefik devletler karşısında 10 yıl önce kaybettiği bağımsızlığına yeniden kavuştu.
1955: İlk Anneler Günü kutlandı. (Anneler Günü, her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanıyor.)
1960: Ankara Kızılay Meydanında “555 K” şeklinde isimlendirilen büyük bir nümayiş (gösteri, mîting) yapıldı.
Hadise mahalline Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan gelmesine rağmen, gösterilerin seyri yine de mevcut iktidar aleyhinde devam etti.
1961: Rusya’dan sonra Amerika da uzaya ilk astronotunu gönderdi. 185 kilometre yükseğe çıkan astronot Alan Shegard, 15 dakikalık uçuş yaptı.
1990: İlk özel televizyon kanalı Magic Box şirketinin Star-1 televizyonu programlı yayına başladı.
1994: Naim Süleymanoğlu, Çek Cumhuriyeti'nde yapılan Avrupa Halter Şampiyonası'nda 64 kiloda dünya rekoru kırarak üç altın madalya aldı.
2000: Anayasa Mahkemesi Başkanı A. Necdet Sezer, TBMM'de (3. turda) oylamaya katılan 517 milletvekilinden 330'unun oyunu alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı seçildi.
Okunma Sayısı: 1885
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.