Bu arada ABD, bölgeden askerlerini çekeceğini açıklamıştı. Bu bölgeden çekti, ama Suriye’den çıkmadı. Askerlerini petrol bölgelerine kaydırdı. Ardından Rusya ile varılan mutabakata göre 150 saatlik bir süre verilmiş ve PKK/PYD’den oradan çıkması istenmişti.

ABD ile yapılan devriyelerden sonuç çıkmamasına rağmen Türkiye, Rusya ile de ortak devriye faaliyetlerini gerçekleştirdi. ABD ile devriye ile ilgili “Kara devriyesiymiş, hava devriyesiymiş bütün bunların hikâye olduğunu gördük” diyen Erdoğan henüz Rusya ile yapılan devriye konusunda bir açıklama yapmış değil.

Bütün bunlar olurken bir tehlikeye dikkat çekip, güvenli bölge konusunda birçok sorunun olduğunu söyleye geldik.

Nitekim de öyle oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi ‘teröristleri buradan çıkarttık’ lâflarıyla aldatamazlar, daha buralar teröristlerden arındırılmış değil” sözleriyle de bunu ifade ediyor.

Peki şimdi ne olacak?

32 km derinliğinde 444 km genişliğindeki bölgenin ötesinden gelecek terörist saldırılara karşılık verilecek mi? Karşılık verilirken, ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatın dışına mı çıkılmış olacak?

Türkiye bu güvenli bölgeyi Suriyelilere bırakıp çıktığında insanlar yine terör saldırıları ile karşılaşırsa her seferinde Türkiye oraya harekât mı yapacak?

Suriye konusunda ne ABD ne de Rusya’ya güvenilmeyeceği yaşananlardan ortaya çıkıyor. Bunun için başka formüller, diyaloglar geliştirmek gerekecek… Suriye yönetimi ve bölge ülkeleri ile görüşülüp kalıcı bir çözüm bulunmasından başka çare kalmadığı görülüyor. Erdoğan’ın Çarşamba günü Trump’la yapacağı görüşmeden sonra bakalım nasıl gelişmeler yaşanacak? Sözünde durmayan ABD bu sefer ne vaatlerde bulunacak?

Zam yap, enflasyonu düşür!

Ekonominin kuralları yeniden yazılıyor. Patates, soğan kuyruğuna “varlık kuyruğu”, ekonominin küçülmesine, “eski büyüme” zamma “güncelleme” denilerek ekonominin kuralları yeniden yazılmaya başlamıştı.

Şimdi temel tanımlar da yeniden yazılıyor. Eski ekonomi teorilerine göre, zam yapıldığında enflasyon artardı. Yeni ekonomiye göre zam yaparsan enflasyon düşer. 

Enflasyon hesaplanırken “enflasyon sepeti” kullanılıyor. 1 Ocak’tan bu yana bu sepet içinde olan kalemlerden sadece 20 kalemde fiyatlar düşerken, 352 kalemde TÜİK’in açıkladığına göre 8.5’un üzerinde artış yaşanmış.

Ondan sonra çıkıp millet bu enflasyon rakamına inanmıyor diyorlar. Bir de inansın mı? Hayat pahalılığını çarşı-pazara çıkarak görüyor.

Tıpkı Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi zam yapıldığında enflasyon düşmesi de Türk tipi oldu. Zamlar çift hane, enflasyon tek hane… Ohh ne âlâ, ne âlâ…

Şaşırdık kaldık!

Muhalefetten gelen en ufak eleştiriyi cevaplandıran iktidar veya ortaklarının Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e cevap vermemesi merak edilirken, Perinçek’in bir sözü insanları hayretler içinde bırakan cinsten…

“Bizim partide AK Parti’yi desteklemeyenler var” demiş… İnsan gerçekten hayret ediyor.

Diğer yandan, bir daha hatırlatalım: Perinçek, “2014’ten bu yana Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi yönetmiyor, Türkiye Recep Tayyip Erdoğan’ı yönetiyor…” demişti.

Türkiye’den kastını da “Ordu, polis, sanayici, işçi, çiftçi, Vatan Partisi” olarak açıklamasına da hâlâ bir cevap gelmiş değil… Neden acaba?