Çünkü İsrail kuvvetleri tank birliklerini 25 Ekim’i 26 Ekim’e bağlayan gece, Kuzey Gazze’ye sevk etmişti. Böylece İsrail, hava bombardımanı ve topçu saldırılarına bir de tank birliklerinin atışlarını ekledi. İsrail henüz topyekün kara harekatına başlamadı. Ancak kara unsurlarını peyderpey çatışma alanına sevk ediyor.

Savaşın başlangıcından beri, İsrail’in kara harekatına başlayacağı ihtimali üzerinde duruluyor. Fakat kara savaşında Te-Aviv’i yeni zorluklar ve ikilemler bekliyor.

Birinci zorluk, savaş sahası Gazze’nin dar alanda yoğun bir nüfusa sahip olmasıdır. “Dar sokaklar ve bitişik nizam binalardan oluşan mahallelerde, İsrail kara birliklerinin hız, iletişim, gözetleme ve uzun menzilli ateş gücü avantajlarının etkisiz hâle gelmesi” muhtemeldir. Bundan dolayı İsrail kara birliklerinin küçük birliklere ayrılıp, meskun mahalde bölgeyi daha iyi bilen Hamas’ın silahlı gruplarıyla çatışacağı düşünülüyor. Yine İsrail’in hava bombardımanı sonucunda yıkılan binalar, Hamas’ın savaşçılarına keskin nişancı, mevzilenme ve doğal siper imkânı sunacaktır.

Ayrıca Hamas 2007’den bu yana Gazze’yi yönetiyor ve savaş alanını İsrail askerlerinden daha iyi biliyor. Defalarca İsrail’le çatışan Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği operasyonun ardından, Gazze’ye yönelik İsrail’in sert saldırılarının gerçekleşeceğini tahmin ediyordur. Ama 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonundan anlaşıldığı üzere, Hamas’ın uzun zamandır İsrail saldırılarına hazırlandığı da ihtimallerdendir.

İkincisi, Gazze’deki tüneller Hamas’a gıda, akaryakıt, elektrik, saklanma vb. hususlarda avantaj sağlayacaktır. Hamas’ın tüneller sayesinde, İsrail birliklerinin gerisine veya ilerisine geçerek onları pusuya düşürebilecekleri de ileri sürülüyor. 

Tünellerin rehinelerin alıkonulması içinde kullanılması mümkündür. Hamas’ın lider kadrosunun peşinde olan İsrail bu tünelleri havadan bombalasa da şu anda hedefine ulaşabilmiş değil. Fakat Hamas’ın lider kadrosunun Lübnan ve Katar gibi ülkelerde bulundukları kaydediliyor. Yani İsrail’in tünelleri havadan bombalaması, burada tutulan rehinelerin ölümüne neden olabileceği de kuvvetle muhtemeldir. Bu durum İsrail’in kara operasyonunu geciktiren ikilemlerindendir. 

Bununla birlikte Hamas’ın elinde İsrail, Tayland, ABD vd. uyruklardan rehinelerin olması, durumu daha karmaşık ve çok taraflı hâle getiriyor. Şimdilik gerçekleştirmese de Hamas, İsrail’e karşı koz olarak rehineleri tutuyor. Ama Hamas’ın ilerleyen günlerde bu kozunu kazanım yönünde kullanabileceği mümkündür.

Adım adım kara operasyonuna hazırlanan İsrail’in Gazze’ye saldırıları arttıkça, Hamas’ın rehine kartını kullanma ihtimali de artacaktır.

Hâl-i hazırda İsrail’in Gazze’ye karşı hava, topçu, havan ve tank atışları mevcut. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da kara operasyonu hakkında 28 Ekim’de “bu bizim ikinci bağımsızlık savaşımızdır” beyanıyla kara operasyonuna verdiği önemi gösteriyor.

Böylece Hamas’ın daha büyük saldırılara karşı ciddi önlemler alması zorunludur. Yine topyekün kara harekatının başlamasıyla birlikte, İsrail’in Lübnan’da konuşlu Hizbullah unsurlarına saldıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Zaten şimdiden Hizbullah’a ait hedeflerin bombalandığı bilgisi geliyor.

İsrail’in kara operasyonuyla bölgedeki örgütleri de kapsayan uzun süreli bir çatışmanın başlayacağı olasıdır. Dolayısıyla uluslararası toplumun ateşkes ve barış çağrıları daha fazla dikkate alınmalıdır.