"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençliğimizi bekleyen tehlikeler

Nejat EREN
30 Kasım 2021, Salı
Bir kısım dâvâ arkadaşlarımızla hizmet gezilerine geçmiş günlerde Trakya Bölgesi’nden başladık. İstanbul, İzmit, Gebze’de bulunduk. Anadolu’yu kapsayacak şekilde devam etmeyi planlıyoruz.

Hem gezilerimizde, yüz yüze sohbetlerimizde, telefon konuşmalarımızda, gündemde “GENÇLİĞİMİZ” öne çıktı. Hepimizin atlayamayacağı çok ciddî bir konu ile karşı karşıyayız! 

Şuurlu gençlerin de dillendirdiği bir konudan bahsediyoruz. Tehlikeyi bizzat, işin tarafı olan genç kardeşlerimiz de dile getiriyorlar.

Bu işaret ediyor ki; vakit geçirmeden çocuklarımızı ve gençlerimizi muhatap alıp, onları konuşturmalı, dinlemeli, gerekli notları alıp çözümler üretmeliyiz. Onlarda, yeni terim, kavram, algı, hayat tarzı tanımları var. Gençliğin problemleri ve geleceği konusunda endişeler oldukça fazla. Ümitsiz olmadan bu konuya odaklanmamız gerektiği, ciddî sorumluluğumuzun olduğu kanaati ortaya çıkmış durumda.  

Gençlerin tesbitlerini, fikirlerini, olaylara bakışlarını, gözlemlerini göz ardı etmeden, onları muhatap alıp, sabırla dinlemeli ve sahip çıkmalıyız. 

Ülke çapında çeşitli resmî ve gayri resmî kurum ve kişilerin yaptığı anket ve araştırmalarda çok çarpıcı ve içimizi sızlatan neticeler var!   

Yanlış arkadaşlıkların sonucunda işlenen cinayetler artarak devam ediyor. Bu görüntüler; inancımıza, bu vatana, tarihe, millete ev ahlâkımıza yakışmıyor, uyuşmuyor. 

Gençlerin dahil olduğu her türlü dehşet olayları; bütün anne baba ve yetkilileri daha da ciddiyete dâvet ediyor. Gençliğin içinde bulunduğu bir; “DUYGUSUZ NESİL TEHLİKESİ” alarmı var!  Bu konuda, ders çıkarılması ve dikkat edilmesi lâzım gelen ve bir maarif müfettişine ait bazı değerlendirilmeler şöyle:   

“Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. Şehitler için ağlayan ana babalarını anlamayan! Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremeyen bir nesil!” 

“Savaşlarda, acı çekerek ölen, çocuk ve onbinlerce insanla hiç ilgilenmeyen! Bütün acı gerçekleri çizgi film tadında izleyen ve yürekleri hiç acımayan bir nesil!” 

“Eğlenmeyi hayatın tek gayesi yapıp, aksini bir işkence gören. Fedakârlık, merhamet inanç ve anlayışından çok uzak bir nesil! 

“Ata, ecdad, tarih, can, maneviyata pek değer vermeyen, vatanı modelli bir cep telefonundan daha değersiz gibi gören bir nesil!” 

Konuya eğilenlerin endişesi; bu nesil, nasıl ana-baba olacak? Nasıl çocuk yetiştirecek? Evlerini nasıl idare edebilecek? Ülkeyi nasıl yönetecek? Vatanı nasıl savunup can verecek? 

Bütün bu tecrübe ve olaylardan elde edilen veriler ciddî bir analiz ve tehlikeye işaret ediyor.”  

Aile içi iletişim ve ebeveyn sorumluluğunun bir parçası olan şu hususlar öne çıkıyor! 

“Çocuklar, uçmayı bilmeyen kuşlar gibi, altın kafeslerde yetiştirilmemelidir. Hayatın gerçekleri ile buluşturulup, yaşatılmalı. Açlık, susuzluk, acı, yorgunluk, başarısızlık, zorluk elemlerini tatmayan, bir nesil; nimet kavramını anlayamaz! Bunlarla buluşmayan ve bunlarla yaşamayan bir gençlik Olmaz!”

“Susadım demeden çocuğun ağzına su tutmak! Üşümeden çocuk yetiştirmek yanlıştır!” 

“Evden arabaya şemsiye tutulan, saçına yağmur değmeyen çocuk ıslanmayı öğrenmezse olmaz!” 

“Takati tükenecek kadar hiç yorulmayan çocuk hayatla bağdaşıp, barışamaz! 

“Yokluk hissini tatmayan, istemeden her şey önlerine sunulan çocuk, varlığın kıymetini bilmez! 

Asıl olan aile içi eğitimdir bu eğitim de, çocuklukta başlamalı, gençlik yıllarında da mizaçlarına uygun rehberlik yapılmalıdır. Çocuklarımızı, gençlerimizi, her konuda gerçek hayat şartlarına alıştırmalı ve eğitmeliyiz. İmam Hatip Liselerine kadar yayılan bir “DEİZM!” tehlikesi hepimizin uykularını kaçırmalıdır. 

Bütün bu tesbitleri dikkate alarak; devlet de, aileler de, eğitimciler ve diğer bütün sorumlular, hepimiz, gençlerimiz ve çocuklarımızla yakından ilgilenmeyi gerektiriyor.  

Biz kendi işimize bakıp gençlik konusunu ciddî olarak ele almalıyız. Bu ortamda yaşayan gençlerimizin ruh ve his dünyası iyi tahlil edilmeli, buna göre de usûl ve metotlar geliştirilmeli:  

Devlet, otorite de kendine has tedbirleri almalıdır. Öğretim programları ve ders muhtevalarını yeniden yenilemeli. Okullar duygu eğitimi konusunda rollerini arttırmalı. Geç kalınmadan bu derin boşluğa kafa yorup çare aranmalı!” 

Elhasıl aileler de gençler ve çocuklar da: Hakikî ve elemsiz lezzetin imanda ve ilâmda olduğunu bilmelidir.  

Okunma Sayısı: 2288
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı