1. Âlemi Bekada gösterilecek olan levhaları yetiştirmeye mahsus muvakkat bir tezgâh. (15. Söz,)

2. Âsumânâ nisbeten maddeten küçüklüğü, hakaretiyle mânen, bütün kâinatın kalbi, merkezi.(Sözler, 163)

3. Ayrı milletlerin; erzak, elbise, cihazatlarını, unutmayarak, şaşırmayarak veren. (Sözler, 143)

4. Bahar ordugâhı, insan ordu ve ordugâhından büyük ve mükemmel olan.

5. Bahr-i muhit-i hava içinde tahtel Bahir bir gemi. (Muhâkemat, 73/103/4)

6. Beşerin yatıp istirahat eylemesi için Hâlıkı Rahmânın, sathını serip müheyyâ ettiği. (Muhakemat 57/ 80)

7. Bir saray, bir âlem şehri, bir Zikirhâne, bir sofra-i Rahman, rahmet, bir çiçek. (Sözler, 235, 359, 576)

8. Bütün tecelliyatı esmânın mazharı, noktai mihrakıyesi. mu’cizât-ı san’atın meşheri, sergisi. (Sözler, 163)

9. Çeşit çeşit elbise, erzak, esliha, tâlim, terhisleri gâyet mükemmel, muntâzam, hiç birini unutmayarak, şaşırmayarak bir tek kumandan-ı âzam tarafından verilen. (Sözler, 143)

10. Dağlarla dâhilî heyecanı teneffüs eden, sükûnet bulan. (Muhakamat 74 / 103)

11. Denizin fırtına ve zelzeleleri ile sinema perdeleri gibi manzaraları tazelendirilen. ( Lem’alar)

12. Dikkatli ve aklı başında olanlara Hâkimini, Rabbini, Müdebbirini, Kumandan-ı Akdes’ini hayretler ve takdislerle bildiren, tahmid ve tesbihle sevdiren. (Sözler, 143)

13. En mühim sekeneleri ins ve cinnin nihayetsiz terakki ve nihayetsiz tedenniye mazhar olan. (Sözler, 164)

14. Ezdad içtimâ eden, eşrar ahyara karışan, içlerinde münâkaşat başlayan; o sebebden ihtilafat ve ızdırabat düşen, ondan imtihânat ve müsabakat teklif edilen ve ondan terakkiyât ve tedenniyât çıkan. (Sözler, 163)

15. Feza-yı gayr-ı mahdudenin her tarafında münteşir olan mezbur kanunun huyût ve eşi’alarının nokta-i mihrakiyesi olan. (Muhakamat 64 / 90 )

16. Gayet muntazam ve selametli bir gemi. (Şualar,:551)

17. Hadsiz mu’cizât-ı kudrete mazhar olan. (Sözler, 164)

18. Hallâkıyet-i İlâhiyenin, nebâtat ve hayvanâtın kesretli enva’-i sağîresinde, cevâdâne îcadın medâr ve çarşısı. (Sözler, 163)

19. Hayat-ı beşerin direği, menabi-i hayat olan; mâ, türab ve havanın istifadeye lâyık suretiyle muhafaza eden. (Muhakamat, 75/ 105)

20. Her bahar bir yaldızlı mektubu.

21. Her baharda yeniden silâhaltına alınmış bir yeni orduyu Sübhanîde, nebâtat ve hayvanat milletlerinden dörtyüz bin nev’in üstüde taşıyan. (Sözler,143)

22. İnsanın beşiği ve meskeni. (Sözler, 163)

23. Kadîr-i Zülcelâl’in musahhar seyreden bir memuru, bir gemisi, bir tayyaresi. (Mektubat)

24. Kâinat fezasında kemal-i intizamla dönen. (Mektubat)

25. Kur’an-ı Hakîm’in tezgâhında yapılan bir sefine-i maneviye. ( Lem’alar/ 1.Lem’a )

26. Menaâzır-ı sermediyenin sür’atle değişen taklidgâhı (Sözler)

27. Meyveleri âhiret pazarına gönderilen bir şecere-i hayret-nümâ.(Haşir Risalesi)

28. Müsahhar bir sefine, bir merkûb. (Mektubat)

29. Mütemadiyen mevt ve hayatın değişmesiyle seneler ve karnlar emvacı üstünde hadsiz cenazeler binip ademe atılan. ( Lem’alar )

30. Nakkaşı Ezeli inin Teceddüt eden hikmet bir yazar bozar bir defteri.

31. Nihayetsiz faaliyet-i Rabbâniyenin mahşeri ve ma’kesi. (Sözler, 163)

32. Sanatı ilahiye ve bir meşheri.. (Sözler, 359)

33. Sanii Zül Celal’in cilveyi esmasını tazelendiren gösteren ayine.

34. Sefine-i Sübhâniye (Asay-ı Musa, 23/4)

35. Sevr ve Hut namlarında iki melek o sefinenin kaptan yapılmış, (Şualar, 551) .

36. Seyahatıyla mevsimlere uğrayıp, baharı bir büyük vagon gibi, binler taamlarla dolduran. (Sözler, 142)

37. Seyyârat içinde mutavassıt ve yıldızlar içinde küçük ve kesîf olan. (Sözler, 523,)

38. Seyyareler içersinde tek zihayat olan. (Sözler, 1103)

39. Sür’atle sünbüllenen dar ve muvakkat mezra. (Söler)

40. Şayan-ı temaşa, güzel, ibretli misafirhane. (Şualar, 552)

41. Şecere-i zakkum-u Cehennemin çekirdeğiyle hamile olan. (Muhakamat, 72/101 )

42. Şübhesiz bir mezraa. (Sözler, 80)

43. Takva üzerine tesis edilmiş bir mescid. ( İşarat’ül İ’caz, 252)

44. Tayr-ı hâmid ve müsebbih. (Sözler)

45. Temaşagâhı sanatı ilahiye. (Sözler, 359)

46. Top güllesinden yetmiş defa süratli bir hareketle gezen. (Şualar, 550)

47. Vahşet ve dehşet yerine, nazar-ı ibret ve tefekkürü keyiflendirerek okşayıp ışıklandıran. ( Lem’alar)

48. Yüz binler nevi biçare, aciz zihayatları içine alan. (Şualar, 550)

49. Yüz binler ve ayrı ayrı erzak isteyen taifeleri içine alan. (Asay-ı Musa, 23/4)

50. Zihayatları rızıklarıyla beraber içine doldurmuş. (Şualar, 551)

51. Zîşuurun beşiği ve anası ve mercii ve hâmîsi olan. (Sözler)

Bu derin manaları idrak edip, buna göre bu misafirhanede edepli ve değerli bir misafir olduğumuzu bilip, o şuurla hayatı sürdürmek ve Hak’kın rızasına nail olmak dilek ve temennisiyle inşaallah.