"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sıkıntının ilâcı, ziyaretler ve insani ilişkiler

Nejat EREN
20 Ağustos 2019, Salı
“Mutluluğu yakalamak” insanların önemli amaçlarından biri olarak dikkati çekiyor. Aslında insanın dünyaya geliş sebebi; yaratanını tanımak, ona olan inanç, kulluk, ibadet, ilim ve marifettir. Materyalist felsefe günümüz insanına mutluluğu aramayı kendi akıl fenerine havale etmiş durumda. Sonuç ise; hiçbir yol ve tarzın, insanı tatmin etmediğidir.

Günlük hayatın dört-beş şeye muhtaçlığını dörtyüz, beş yüze çıkaran zihniyet lüzumsuz birçok sarmalla faturayı çok yükselttiğinin farkında bile değil!

Şahıs, aile, millet ve toplumun mutluluğu için en sağlam ve vazgeçilmez esas; temelinde inanç ve maneviyat harcı olandır. Meselâ beden ve ruh sağlığı için önemli bir kilometre taşı; Misafirliğe gitmek, misafir ağırlamaktır! Bayramlar bunun en güzel örneğidir.

Sadece dünyayı hedefleyenler için hayatın enerji kaynağı olan “Mutluluk” kof bir zevke dönüşmektedir. Çünkü “mutluluk”; sadece hırs, his, şehvani zevki tatmin etme değildir. “Nefsin heves tatmini” ile “ruhun manevî lezzetini” ayıramayan zihniyet anlık bir zevkin kurbanıdır.

Mevcut şartlarda; “mutluluk”, kişi ve topluma göre farklılık arz etse de amacı olmayan “mutluluk” kadük kalmaya mahkûmdur. Kuru kalabalıklarda yalnızlaşıp yabanileşen ruhlar gerçek manadaki mutluluğa asla kavuşamaz. Sadece, kendini kandırır ve bahane üretir. Ekonomi, devlet, patron, diğer insanlar!… “Benlik ve ego!” bu bahanelerin gerekçesidir.

Ekonomik seviyesi yükselen insanların resmi kayıtlarda ciddi sağlık problemlerinin olması “mutsuzluğu” gösteren bir sebebin, “insanî ilişkilerdeki noksanlığa” işaret ediyor.

Derdi bilmeyen, dermanı da paylaşmasını da bilemez! “Sılayı Rahim!”, yani başta ebeveynler olmak üzere, akrabalarla olan irtibat ve bağlılık ilâhi bir emirdir. Özellikle bu millet ve coğrafyanın; temel zenginlik ve geleneğinden birisi ziyaret ve misafirliktir.

Ziyaret etme veya edilme derin bir mutluluk faaliyetidir. Sevinci, hüznü, mutluluğu, acıyı, sorumluluğu birileriyle paylaşmak sıkıntıların ilâçlarından birisidir. Bayramlaşmalar, nişan, düğün, cenaze, hastalık bunların başındadır. Birbiriyle bağı olanların mutluluk paylaşımının meyveleridir.

Akraba, eş, dost, komşu, hacı arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, mesai arkadaşlığı, mahalle, komşu ilişkileri ve bağ zincirinin gereği olan ziyaret, sohbet ve muhabbet aranan bir teselli ve rahatlamadır. Misafirlik ve ziyaretler; bereket, sevgi, hürmet, tebessüm, saadet, rahatlama, huzur ve paylaşımıdır.

Ziyaret vesilesiyle birlikte yenen bir yemek, içilen bir kahve veya çay, küçük bile olsa bir ikram doktor ve psikolog yerine; sıkıntının, problemin, acının bir çaresi, ve şifasıdır.

Batı felsefesinin donuk ve muhtevasız oyuncakları olan faaliyetlerin getirdiği sıkıcı ve can yakan dert yumağı; samimî ortamlarda dostlarla geçirilen saatler de çözülebilir. Bir tebessüm, bir itiraf, bir teselli cümlesi sevgiyi zirveye taşıyabilir. Gönül rahatlığı, aklın yatması, kalbin huzuru, ruhun tatminiyeti ve doyumu böyle bir ortamda sükûnet sağlayabilir.

Ruh sıkıntılarını atmak, kalp sızılarını dindirmek, zihin kirliliğini temizlemek, ziyaret ve misafirliğin en tatlı ve unutulmaz hediyelerine dönüşebilir. Misafirlikler, sevgi, muhabbet, samimiyet, hasbilik ve ihlâsın unutulmayacak tatlı meyvelerdir.

Misafirlikler manevî değerleri paylaşma meclisleridir, mutluluk ve pozitif değerleri sürdürme ortamlarıdır. Hayata tutunmanın, verimli, canlı ve dinamiği olabilir.

Akıl, zihin, kalp ve ahlâk sağlığının dengede ve sürdürebilmesi, kendisi ve insanlık için faydalı, hayırlı işler bu değerlere sahip çıkmağa bağlıdır. Hayata tutunmadır.

Misafir ağırlamak cömertliğinin önemli bir göstergesidir. Ziyaretler, hayırlarla buluşmanın seher vakitleridir. Evlerin zekâtı, misafir kabul etmektir. Misafir, külfet olmayan, olanla yetinendir. Misafir, meşakkat getiren değil, meşakkati gideren, hizmet edilen kişidir, Duası, göklerde yapılan dualar gibi olan geri çevrilmeyendir.

Asrın gönül sultanı ve manevi tabibi Bediüzzaman Said Nursî’nin; “Mutluluk” konusundaki şu tespitleriyle yazımızı noktalayalım.

Teessür ve sıkıntı ilâçlarından birisini bahsederken; insanî ilişkilerdeki uhuvvetin hâlis ve Allah için olmasına dikkat çekmesi manidardır. “Bir şehir, bir vilâyet, bir memleket, belki küre-i arz, belki dünya, belki âlem-i vücut, iki hakikî dost için bir meclis hükmündedir. Böyle dostluk ve kardeşliğin firakı (ayrılığı) yok, hep visaldir. (kavuşmadır) Fâni, mecazî, dünyevî dostluklar sahipleri, firakı düşünsün, bize ne?” Mezhebimizde (mesleğimizde) firak yok. Sen nerede bulunsan, şu kardeşinle ellerinizdeki Sözler vasıtasıyla sohbet edebilirsin. Ben de istediğim zaman, seni yanımda dergâh-ı İlâhîye beraber el açıp niyaz etmek suretinde görebilirim. Eğer kader sizi başka bir yere gönderse, “Hayır Allah’ın dilediğindedir.” hükmünce, kemâl-i rızayla teslim ol. (Bediüzzaman, Barla Lâhikası).

“Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı îmân ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.” ( Sözler)

“Evet, Risale-i Nur’un meselesi, âlem-i İslâmda, hususan bu memlekette küllî bir ehemmiyeti bulunduğundan böyle heyecanlı toplamalarla umumun nazar-ı dikkatini Nur hakikatlerine celb etmek lâzımdır ki, ümidimizin ve ihtiyatımızın ve gizlememizin ve muarızların küçültmelerinin fevkinde ve ihtiyarımızın haricinde böyle şâşaa ile Risale-i Nur kendi derslerini dost ve düşmana âşikâren veriyor. En mahrem sırlarını en nâmahremlere çekinmeyerek gösteriyor. Madem hakikat budur; biz küçücük sıkıntılarımızı “kinin” gibi bir acı ilâç bilip sabır ve şükretmeliyiz, “Yâhu bu da geçer” demeliyiz.” (Şualar S:431)

Nur Cemaati bu tür faaliyetleri en fazla yapan mutlu bir cemaattir. Risale-i Nur sohbetleri ziyaret ve kucaklaşmaların en güzel örneklerdir.

Ayrıca yıllardan beri geleneksel hale gelen Bediüzzaman Van, Isparta, Bursa Mevlidleri, İzmir, Ödemiş, Gölcük, Çorum Kargı Yaylası, Bursa, Ordu, Afyon, İzmit ..vb birçok il ve ilçemizin piknik ve mezuniyet günleri de bu kucaklaşmaların en güzel örneklerdir.

Ziyaret ve dostlukların kesilmeden devam etmesi dilek ve temennisiyle.

Okunma Sayısı: 1965
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yavuz

    20.8.2019 15:26:23

    Allah razı olsun millet tutturmuş bir mutluluk paranoyası gidiyor fakat mutluluğu nerede arayacağını bilmiyor yazınız bunlara yol göstermiş teşekkür ederiz

  • Oğuz Yiğiter

    20.8.2019 04:38:11

    Tebrik ve dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı