Fuarda Yeni Asya kitap reyonundaki hareketlilik görülmeye değerdi. Kitap tanıtanlar, sorulara sabırla cevap verenler coşkulu bir hizmet heyecanı içerisinde idiler.

Yeni Asya reyonuna ilgi ciddî düzeydeydi. Gençlerin Risale-i Nurlar ve Bediüzzaman Said Nursî ile ilgili soruları konunun yoğun şekilde gündemlerinde olduğunu gösteriyordu.

Bediüzzaman Said Nursî’nin reyondaki büyük fotoğrafı bir çağı özetler gibiydi. Yeni Asya reyonunda pek çok insanın başını kaldırıp Said Nursî’nin o fotoğrafını izlediği ve çok şeyler düşündüğü apaçık görülüyordu.

Risale-i Nur eserleri reyonun en çok konuşulan ve hakkında soru sorulan kitaplarıydı. Bir hanımefendi, heyecan içerisinde, “Eşim haksız bir şekilde hapiste yatıyor. Kendisi şu ana kadar bir iki kez Külliyatı bitirdi. Şimdilerde benden sürekli kitap istiyor. Kitap yetiştiremiyorum. Bana önereceğiniz kitaplar var mı?” diyordu.

Risale-i Nurlar’ın hapishanelerde bu ciddî okuma enerjisinin, Türkiye’nin yakın geleceğine çok önemli pozitif etkiler yapacağı aşikâr. Bediüzzaman, ‘Nur’dan zarar gelmez, gelirse huffaşa gelir.” diyor.

**

Adana’nın Risale-i Nur ve hizmetleriyle meşgul gençleri, gelecek adına ciddî ümit veriyor. Şükür, iffet ve taat üzere olan bu pozitif gençler, iki dünya saadetini kazanmaya adaylar. Pozitif Gençlik seminerimizde onlarca gencin, ara ile birlikte iki saati bulan program boyunca dinamik duruşları her şeyi özetliyordu.

Seminer arasında Pozitif Gençlik kitabımızdan onlarca imzaladık. Gençlerde o pozitif enerjiyi görünce gelecek adına daha da ümitlendim.

Adana’dan dönerken tatlı bir kalp huzuru içerisindeydim. Bu huzur hali, hem iman ve Kur’ân hizmetlerimizin hem de toplumumuzun aydınlık geleceği içindi. Evet, emin olun, pozitif günler geliyor. Şahs-ı manevide yerinizi alıp, size düşen hizmetleri ifa ederek, kendinize ‘yap bir kahve!’ deyip, güzel günleri bekleyebilirsiniz. Rehavete kapılmadan, meylü’r-rahata düşmeden, ama yüksek ümitle çalışarak…