Mehmet Kılınç: “Farz ilmi öğrendikten sonra ilim öğrenmesek, olur mu? Çünkü mahşerde ilmimiz sorulacak ve ne kadar öğrendiysem o kadar hesap zor olacak! O zaman Cennet’e gitmek daha zor olacak. Bir de nafile öğreneyim derken riya olursa, bazen de faydasız ilim karışıyorsa ne yapacağız?”
İlim Öğrenmekten Kaçılmaz
Bu korkuyla yaşanmaz! Farz ilim de öğreneceksin, aklının ve kabiliyetinin kaldırdığı diğer ilimleri de -eğer öğrenme imkânın varsa- öğreneceksin, riyadan da korunacaksın, faydasız ilimden de, haramlardan da…
Hesabı var diye zenginlikten kaçılmaz. Riya olur diye iyilikten uzak durulmaz. Haram para girer diye ticaret yapmaktan korkulmaz. Ucb olur diye ibadet gevşetilmez. Kibir olur diye hizmetten geri kalınmaz. Mahşerde hesabından korkarak ilim öğrenmeye karşı da müstağni kalınmaz.
Yoksa, az şey kazanırız belki; ama çok şey kaybederiz. Oysa çok şey kazanmak için az şeyin kaybı göze alınır. Kolu kurtarmak için elin kesilmesine rıza gösterilir. “Bir şerr-i cüz’î gelmemek için bin hayrı terk etmek hikmet ve adalete münafidir.”1
İlim Allah’ın Emridir
Allah akıl vermişse ilim öğrenilir. Mahşerdeki hesap da göze alınır. Riyadan da, faydasız ilimden de kaçınmaya çalışılır. Aksi takdirde sorumluluktan kaçılmış olur.
Peygamber Efendimiz (asm), “Yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz. Ancak kibirlenmeyin ve israf etmeyin. Şüphesiz Allah (c.c.) nimetinin eserini kulunun üzerinde görmek ister.”2 Buyurmuştur. Yani, malı olan birisinin bu malı üstünde göstermesi bir nevi şükürdür, malı saklayıp da pejmürde gezmekten ise Allah razı olmaz. İlim de aklın şükrüdür, ziynetidir. Aklı olanın ilim öğrenmesi ve bu ilimle insanlığa faydalı olması da Allah’ın emridir.
Allah’ın verdiği aklı kullanmayalım; yoksa mahşerde hesap çıkar dersen, kullanmamaktan daha büyük hesap çıkar. O zaman Allah demez mi: “Elini bağlayıp oturasın diye mi sana akıl verdim?” Ne diyeceksin?
Farz ilmin gayrısından riya olur dersen, şeytan farz ilimden de girecek ve riya verecek delik bulur.
İlim Cennette de Lazımdır
İlim öğrendikçe sorumluluk artar; doğrudur bu. Ama ilmin insana verdiği avantajlar da artar. İlmin verdiği avantajlar, verdiği risklerden daha fazladır.
İman ve ibadet ilmini öğrenmek herkes için farzdır. Bunu bu zamanda Risale-i Nur gibi bir eserden okumak da farzdır; tamam! Fakat bunun dışında ilim öğrenmeye cephe alınabilir mi?
Herkesin aklı da, kabiliyeti de, imkânı da bir değildir. Dolayısıyla herkes için ilmin derecesi de bir değildir. Öyleyse, Kur’ân’ın emrettiği gibi soralım: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ”3 Ve yine Kur’ân’la cevap verelim: “Allah, içinizden iman edenlerle kendilerine ilim verilenlerin değerini yükseltir.”4
İlim Cennette de işe yarayacaktır. Resulullah (asm) der ki: “Cennet ehli Cennette âlimlere de muhtaç olacaklardır. Şöyle ki: Her Cuma günü Allah’ı ziyaret ettiklerinde Allah, “Dilediğinizi benden isteyin” buyuracak. Onlar âlimlere bakacaklar ve “Ne isteyelim?” diye soracaklar. Âlimler, “Şunu şunu isteyin” diyecekler. Onlar dünyada âlimlere muhtaç oldukları gibi Cennette de muhtaç olacaklar.”5
İlim öğrenmekten kaçmayalım. Artısı eksisinden çok çok fazladır.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 153; Sözler, s. 525., 2- Buhari, Libas 1; İbnu Mace, Libas 23., 3- Zümer Suresi: 9., 4- Mücadele Suresi: 11., 5- Camiu’s-Sağir, 2235.