"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sıkıntılı zamanlarda duanın gücü

Süleyman KÖSMENE
12 Ekim 2021, Salı
Osman Körükçü: “Birinci Emare: (Feya hamile’l-ismillezî celle kadruhu) Cifir ve ebcedî hesabıyla bin üçyüz elli üç (1934) senesi ki, Risale-i Nur şakirdlerinin en sıkıntılı bir zamanına ve o zamanda “Sekine” tabir edilen İsm-i A’zamı, yetmiş bir âyet ile yüz yetmiş bir defa daimî vird eden Risale-i Nur Müellifinin isimlerine tevafuk sırrıyla parmak basması, o zamanda İsm-i A’zamı hâmil Risale-i Nur Müellifinin hususiyetini ve selâmetle kurtulacaklarını tebşir etmekle işaret ettiğini; Lillahilhamd, selâmet ile kurtulmaları, keramet-i Aleviyeyi tasdik ettiğini…” 1 Cümlelerini izah eder misiniz?”

Eskişehir’de Bir Maznun

Yıl 1935. Said Nursî Hazretleri Isparta’nın Barla nahiyesinde sürgün olarak ikamet etmekteyken, “gizli cemiyet kuruyor, rejim aleyhindedir; rejimin temel nizamlarını yıkıyor” iddiasıyla, kesin idam talebiyle ve muhakkak surette mahkûm edilmesi direktifiyle yüz yirmi talebesiyle birlikte Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk ediliyor. Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya ve Jandarma Umum Kumandanı General Kâzım, teçhiz edilmiş askerî bir kıt’a ile birlikte Isparta’ya geliyorlar. Isparta-Afyon yolu boyunca süvari askerleri yerleştiriliyor. Isparta vilayeti ve civarı askerî birliklerle kontrol altına alınıyor.

Talebeleriyle Eskişehir Hapishanesi’ne getirilen Said Nursî Hazretleri, tam bir tecrid-i mutlak içerisine alınarak, kendisine ve talebelerine dehşetli işkenceler yapılıyor. Suç delili Risaleler ve mektuplardır. 

Isparta ve havalisinde gizli dinsizler “Bediüzzaman ve talebeleri idam edilecek” diye propagandalarla korku ve dehşet saçıyorlar. 

İdamla Yargılanıp Beraat Alması

Talebelerinden başka, onlara kim dokunmuşsa yargılanmıştır. Bir Nur Talebesini tedavi etmesi ve Üstadın ona teşekkür mektubu yazması dolayısıyla Aydın’da bir göz doktoru… Bir Nur Talebesinden mektup aldığı için Milas’lı bir şahıs… Gibi birçok kişi de Eskişehir Hapishanesi’ne sevk edilip yargılanmıştır.  

O gün de yandaş medya, tıpkı bugünkü gibi, yalan haber havarisi kesilmiştir. İşte bazı örnekler: 

Tan Gazetesi/6 Mayıs 1935: “Said Kürdî’nin mektuplaştıkları Müftü Ahmed Hamdi ve Aşçı Hasan yakalanmıştır. Aşçı Antalya’da, Müftü Korkuteli’nde tevkif edilmiştir.”

Akşam Gazetesi/10 Mayıs 1935: “Said Kürdî ile otuz mürtecinin mahkemeleri Eskişehir’de yapılacak. “Milâs’ta bir kişinin Isparta’da tarikatçılık yapmak isteyen Said Kürdî ile muhaberesi anlaşılmış ve yapılan aramada bu adama gelen mektuplar ve risalelerde Milâs’ta yedi kişinin adı geçmiş olmasından ötürü, bu sekiz kişi adliyece tevkif edilerek Isparta’ya gönderilmiştir.”

Mahkeme neticesinde Bediüzzaman ne ceza almıştır dersiniz? 

Risale ve mektuplarında suç unsuru bulunamamış, fakat kanaat-ı vicdaniye ile Bediüzzaman’a on bir ay; on beş talebesine altışar ay hapis cezası verilmiştir. 

Yüz beş kişi de beraat etmiştir. 

Bediüzzaman bu kararlara itiraz etmiş, bu cezanın bir beygir hırsızına veya bir kız kaçırıcısına lâyık olduğunu, kendisinin ya beraatını ya idamını ya da yüz bir sene hapse mahkûm edilmesini istemiştir.2      

İmam-ı Ali’nin (ra) Kerameti

Hiç şüphesiz bunlar vakıanın görünen yüzüdür. Görünmeyen yüzünde Sekine gibi güçlü duâ ve münacatlar vardır, evrad ve ezkâr vardır. Bu münacatlarda kendisine şevk veren ve kendisini teyid eden Hazret-i Ali’nin eli ve himmeti vardır. Âlem-i manada Hazret-i İmam-ı Ali (ra) ile mükâlemede bulunmuş, Hazret-i Ali’nin Ercuze ve Celcelutiye adlı kasidelerinde Risale-i Nur’dan bahsettiğini ve kendisini te’yid ettiğini fark etmiştir. 

Bahsettiğiniz metinde de ifade edildiği gibi, Eskişehir hapsinin en sıkıntılı zamanlarında Sekine tabir edilen İsm-i Azam’ı yüz yetmiş bir defa okumuştur. Kendisi de İsm-i Azam’a hamil bulunduğundan, İsm-i Azam kapıları açmıştır.  

İmam-ı Ali’nin (ra) himmeti ve kerameti beraatına vesile olmuştur.   

Bediüzzaman Said Nursî, kendisine yapılan işkence ve azaplara rağmen, hapishanede İsm-i Azam’ı taşıyan altı ismin altı nüktesini beyan eden Otuzuncu Lem’a, Birinci Şuâ, İkinci Şuâ, Yirmi Sekizinci Lem’a gibi risaleleri telif etmiştir.  

Rahmetullahi Aleyh.

Dipnotlar:  

1- Lem’alar, s. 408. 2- Tarihçe-i Hayat, s. 231, 232.

Okunma Sayısı: 3017
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı